NECATİ DOĞRU'DAN BAŞBAKAN'A ÇOK TARTIŞILACAK BENZETME: KAHHAR!
Aydın Doğan kahredildi. Ölümüne üzerine gidildi.Şimdi gizliden, perde gerisinden, el altından "seni Aydın Doğan gibi yaparım, perişan ederim" tehdidi...
Belgelendi!
SIRASI geldi, taş gediğine oturdu.
Yazmalıyım. Yakından tanıyanlar anlatıyor.
Aynca Hürriyet’in ve çok sayıda gazete ile TV’nin sahibi "Aydın Doğan’a karşı yükseltilen kindarlığın görünmeyen yüzünde nelerin yattığını" doğru analiz edenler de anlatıyor.
Anlatımlar buluşuyor.
Ortak fikir şudur.-
Aydın Doğan kahredildi.
Ölümüne üzerine gidildi.
Şimdi gizliden, perde gerisinden, el altından "seni Aydın Doğan gibi yaparım, perişan ederim" tehdidi; bütün işadamlanna, sanayiciye, tüccara, bankacıya, esnafa, yazara, düşünüre, herkese karşı canlı tutuluyor. Kahredebilme gücü olanlara "kahhar" diyorlar.
Diktatörlerde, padişahlarda ve eski dinlerdeki yer-gök-deniz tanrılarında "kahhar olabilme sıfatı" var.
Bilenler anlatıyor.
Aydın Doğan’m tek korkusu vardı.
O da "vergi cezası" yemekti.
Aydın Doğan, bu korkusu yüzünden başta Hürriyet Gazetesi olmak üzere bütün işyerlerinde "güçlü bir yasal vergi kalkanı" oluşturmuştu. Türkiye’nin en iyi vergi müfettişlerinden, hesap uzmanlarından, gelirler kontrolörlerinden (Soner Gedik gibi... İmre Barmenberk gibi...) 10-15 kişilik çok parlak bir kadro kurmuştu.
Maliye ile en küçük bir vergi kusuru, sorunu ve çatışması istemiyordu.
En güvendiği kalesiydi.
• ••
Aydın Doğan’ı kalesinden vurdular.
Hürriyet gibi bir gazeteye, dünyada görülmemiş büyüklükte ve hangi işadamına denk gelirse perişan edecek yaklaşık 5 milyar lira vergi cezası soktular. Ve şimdi iktidar yandaşı işadamları örgütü MUSİAD’ın Başkanı Ömer Cihad Vardanın deyimiyle "Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi affını" çıkartıyorlar.
Kırk yıl düşün. Akıl edemezsin.
Aydın Doğan, vergi rekortmeni.
Neredeyse son 15 yıldır Türkiye’nin en çok vergi veren işadamının, "kahreden bir demir yumrukla" gözünü korkutup, "gazete ve TV’lerini satma noktasına" getireceksin sonra da seçimler yaklaştığı için ülke tarihinin en büyük vergi affını ilan etmeye hazırlanacaksın.
Bu ne demek?
Ben kahhanm.
İstersem kahrederim.
İstersem affederim.
Aydın Doğan’ın gazetesine "kahredici vergi cezasının yüklenebildiği" bir dönemde bu iktidarın ve onun başkanı Tayyip Erdoğan’ın "görülmemiş bir vergi affını gündeme getirmesi diktatörlerde, padişahlarda ve eski dinlerdeki yer-gök-deniz tanrılarında görülen kahhar sıfatını" kullanmaya özendiğinin belgesidir.
• •• Bir belge daha var. Herkes atladı. Onu da yazayım.
Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi affını çıkartmaya hazırlanan iktidann bakanlarından Ali Babacan, "Vergi idaresine 1500 tane yeni denetçi alınacağını" açıkladı. Vergi affı çıkartıyor. Vergi polisini ise güçlendiriyor. Yani!
Zaten güçlüyüz. Daha da güçleneceğiz. Yumruğumuz kahreder. Seni Aydın Doğan gibi yaparız. Biz kahharız. Kemik kırarız.
Vergisini ödemeyeni affeder. Ödeyeni tehdit ederiz. Belgelendi. Bu belgeleri iyi okudukları için bütün işadamları; "Tayyipöver" hale geldiler, getirildiler.
Necati Doğru/Sözcü
SIRASI geldi, taş gediğine oturdu.
Yazmalıyım. Yakından tanıyanlar anlatıyor.
Aynca Hürriyet’in ve çok sayıda gazete ile TV’nin sahibi "Aydın Doğan’a karşı yükseltilen kindarlığın görünmeyen yüzünde nelerin yattığını" doğru analiz edenler de anlatıyor.
Anlatımlar buluşuyor.
Ortak fikir şudur.-
Aydın Doğan kahredildi.
Ölümüne üzerine gidildi.
Şimdi gizliden, perde gerisinden, el altından "seni Aydın Doğan gibi yaparım, perişan ederim" tehdidi; bütün işadamlanna, sanayiciye, tüccara, bankacıya, esnafa, yazara, düşünüre, herkese karşı canlı tutuluyor. Kahredebilme gücü olanlara "kahhar" diyorlar.
Diktatörlerde, padişahlarda ve eski dinlerdeki yer-gök-deniz tanrılarında "kahhar olabilme sıfatı" var.
Bilenler anlatıyor.
Aydın Doğan’m tek korkusu vardı.
O da "vergi cezası" yemekti.
Aydın Doğan, bu korkusu yüzünden başta Hürriyet Gazetesi olmak üzere bütün işyerlerinde "güçlü bir yasal vergi kalkanı" oluşturmuştu. Türkiye’nin en iyi vergi müfettişlerinden, hesap uzmanlarından, gelirler kontrolörlerinden (Soner Gedik gibi... İmre Barmenberk gibi...) 10-15 kişilik çok parlak bir kadro kurmuştu.
Maliye ile en küçük bir vergi kusuru, sorunu ve çatışması istemiyordu.
En güvendiği kalesiydi.
• ••
Aydın Doğan’ı kalesinden vurdular.
Hürriyet gibi bir gazeteye, dünyada görülmemiş büyüklükte ve hangi işadamına denk gelirse perişan edecek yaklaşık 5 milyar lira vergi cezası soktular. Ve şimdi iktidar yandaşı işadamları örgütü MUSİAD’ın Başkanı Ömer Cihad Vardanın deyimiyle "Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi affını" çıkartıyorlar.
Kırk yıl düşün. Akıl edemezsin.
Aydın Doğan, vergi rekortmeni.
Neredeyse son 15 yıldır Türkiye’nin en çok vergi veren işadamının, "kahreden bir demir yumrukla" gözünü korkutup, "gazete ve TV’lerini satma noktasına" getireceksin sonra da seçimler yaklaştığı için ülke tarihinin en büyük vergi affını ilan etmeye hazırlanacaksın.
Bu ne demek?
Ben kahhanm.
İstersem kahrederim.
İstersem affederim.
Aydın Doğan’ın gazetesine "kahredici vergi cezasının yüklenebildiği" bir dönemde bu iktidarın ve onun başkanı Tayyip Erdoğan’ın "görülmemiş bir vergi affını gündeme getirmesi diktatörlerde, padişahlarda ve eski dinlerdeki yer-gök-deniz tanrılarında görülen kahhar sıfatını" kullanmaya özendiğinin belgesidir.
• •• Bir belge daha var. Herkes atladı. Onu da yazayım.
Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi affını çıkartmaya hazırlanan iktidann bakanlarından Ali Babacan, "Vergi idaresine 1500 tane yeni denetçi alınacağını" açıkladı. Vergi affı çıkartıyor. Vergi polisini ise güçlendiriyor. Yani!
Zaten güçlüyüz. Daha da güçleneceğiz. Yumruğumuz kahreder. Seni Aydın Doğan gibi yaparız. Biz kahharız. Kemik kırarız.
Vergisini ödemeyeni affeder. Ödeyeni tehdit ederiz. Belgelendi. Bu belgeleri iyi okudukları için bütün işadamları; "Tayyipöver" hale geldiler, getirildiler.
Necati Doğru/Sözcü