Ne yaptığında annesinden terlik yiyordu? Sümeyye Erdoğan açıkladı...

Kadın ve Demokrasi Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Instagram üzerinden katıldığı canlı yayında, soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı, KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Instagram üzerinden ’Bi Dolu Dünya’ isimli canlı yayına katıldı. Bayraktar, KADEM Kurumsal Yapılanma Uzmanı Sedanur Albayrak’ın sorularını yanıtladı. Anne ve babasıyla olan ilişkileri hakkında konuşan Sümeyye Erdoğan Bayraktar, "Sağ olsun anneciğim 4 çocuk, hepimizin arasında ikişer yaş var. Yardım edecek kimse yok, bütün evin işleriyle boğuşurken ki bu dönemde hazır bez, çamaşır makinesi yok. 10 yıl boyunca elinde bez yıkamış. Bütün evi çekip çevirmiş. Fedakarlık yapan pek çok ülkemiz kadını gibi annem de sağ olsun evin düzenini o şekilde tutmaya çalışmış. Belli disiplini, kuralları olmasa bu biraz zor olurdu. Mesela yemeğe, yer sofrasına hep beraber oturulurdu, annem tabağımıza ne koyduysa o mutlaka yenecek, seçme şansı yok. Eğer bunu yapmazsak o dediğim terlik meselesine giriliyordu" diye konuştu.

’28 ŞUBAT YASAKLARI DOLAYISIYLA GİTMEK ZORUNDA KALDIK’

Sümeyye Erdoğan Bayraktar, yurt dışında eğitim aldığı yıllarda kendisinin nelerin zorladığının sorulması üzerine, "O dönemin asıl temel zorlayıcı kısmı, o dönemin psikolojisiydi. Sonuçta 28 Şubat yasakları dolayısıyla biz oraya gitmek zorunda kaldık. Bir de deli dolu yıllarınız, en temel eğitim hakkınızdan mahrum ediliyorsunuz, hiç sebepsiz yere. Böyle bir mecburiyetle evinizi, ailenizi bırakıp gitmek zorunda kalıyorsunuz. Bu tabi ağır geliyor insana. Orada avantajım, ablam, kuzenlerim, arkadaşlarımın yanımda olmasıydı. Beraber gitmiştik. Yasak hepimiz için geçerliydi" cevabını verdi.

’DÜŞMANLIĞIN ÖTESİNDE IRKÇI BİR ZİHNİYET’

Hakkında çıkan, ’Üniversite sınavını kazanamadığı için ABD’de eğitim aldı’ iddialarını yalanlayan Sümeyye Erdoğan Bayraktar, şöyle konuştu:

"Komik bir söylenti ve öyle ki ismini vermeyeyim bütün dünyada yaygınca kullanılan bir web portalında benim özgeçmişimde böyle bir şey olduğuna değinilmiş, hala da var o. İçeriğin iftira olmasını geçtim, hangi özgeçmişte böyle bir şeye değinilir. Objektifliklerini ve kurumsallıklarını unutturacak böyle bir gaflete sürükleyecek böyle bir düşmanlık. Hatta geçenlerde Murat Bardakçı o web portalı hakkında ’Çöp, tamamen çöp’ demişti, çok hoşuma gitmişti. Orada işin doğrusu, ben Türkiye’de okuyamayacağım için ÖSS’ye hiç bakmamıştım. Yine de Amerika’da okuyacağım okulun denkliğinin burada kabul edilmesi için burada da ÖSS’ye girmiş ve barajı aşmış olmam gerekiyordu. Ben de sadece formalite icabı hiç bakmadan sınava girdim ve o dönemde bir özel üniversitenin uluslararası ilişkiler bölümünü kazanmıştım. Bunun da bir önemi yoktu ben zaten IELTS’e çalışmıştım. Çok şükür Indiana Üniversitesi’nde başladım lisans eğitimime. Bu düşmanlık burada da bitmedi. Güya Indiana Üniversitesi’nde lisans da okuyamamışım, o aslında ön lisansmış. 4 yıldan kısa bir süre orada kalmamadan da bu belliymiş zaten. Ben, bir an önce bitireyim de ülkeme döneyim diye yaz derslerini de alıyorum ve bir yıl erken bitiriyorum lisansı. Bu, ’2 yıllık okula gitti, ön lisans programıydı demek ki’ diye böyle akla ziyan bir kurguya çevriliyor. Allah’a havale ediyorum. Can sıkıcı olan, öyle bir zihniyet var ki bir yandan aydınlık yarınlardan bahsedilir. Bir yandan kadın haklarından dem vurulur. Ama bir yandan da benim gibi daha birçok bu vatanın evladı, kız çocuklarını en temel hakkı olan eğitim hakkından mahrum ederler. Ondan sonra da bu kızlar kendilerine yol bulup yurt dışında okuyup dönünce de eğitimini karalamaya çalışırlar. Bu gerçekten bir düşmanlığın da ötesinde ırkçı bir zihniyet gibi. Ne yaparsan yap hiçbir zaman makul bir vatandaş olamazsın, ülkeyi her zaman o belli bir grup yönetmeli. Böyle bir durum var."

Sümeyye Erdoğan Bayraktar, AK Parti’deki danışmanlık görevinin ardından sivil toplum kuruluşlarına yönelmesiyle ilgili ise, "Resmi olarak Başbakan danışmanı olmadım ben hiçbir zaman. AK Parti’de danışmandım. Ve tamamen gönüllü bir şekilde yaptım bunu. Gönüllük üzerine, sivil toplumda çalışmam lisede de üniversitede de her zaman aklıma olan şeydi" dedi.