NE PERVANEYİM, NE PAPAĞAN, BANA DA BİR İSİM BUL OSMAN!..MERAL TAMER'DEN OSMAN ULAGAY'A ÇAĞRI!..

Pek çoğunuz gibi ben de ne papağanlara, ne de pervanelere yakınım. Arada bir yerlerde durduğumuz için de sürekli o cephanelikteki silahların hedefi halindeyiz; her fırsatta iki tarafın da hışmına uğruyoruz.

Ne pervaneyim, ne papağan, bana da bir isim bul Osman!


"Bir yanda zamanın ruhunu yakalayamayan, dünyada ve ülkemizde yaşanmakta olan büyük değişimi göz ardı ederek, kırk yıldır aynı ezberi tekrarlayan PAPAĞANLAR. Diğer yanda entellektüel birikimlerini, yanan bir ampulün çekici gücüne kapılan PERVANELER gibi harcayanlar..."
Bu tanımlamaların isim babası Osman Ulagay`a göre papağanlar da pervaneler de, "Türkiye´nin içine sürüklendiği hesaplaşmaya entellektüel cephane taşıyan taraflar!" (13 Temmuz, Milliyet)
Pek çoğunuz gibi ben de ne papağanlara, ne de pervanelere yakınım. Arada bir yerlerde durduğumuz için de sürekli o cephanelikteki silahların hedefi halindeyiz; her fırsatta iki tarafın da hışmına uğruyoruz.


Hepimiz korkuyoruz
Mizah dergisi UYKUSUZ´un "Ergenekon operasyonu konusunda halkımızla aynı duyguları paylaşıyoruz, bir b.. anlamadık" başlıklı başyazısı, çoğunluğun son dönemdeki ruh halini çok iyi yansıtıyor. Yazıyı "arada bir yerlerde durma hakkımız olduğunu" hatırlamaları dileğiyle, pervanelerin ve papağanların dikkatine sunuyorum:
"Türkiye´de uzun zamandan beri iktidar kavgası yaşanıyor. Kavga derinleştikçe ülke siyasi çıkmazın içine sürükleniyor. En temel gerçeklerin üstü örtülüyor. Bütün bu karmaşadan bizim payımıza ise tek bir şey düşüyor: Korku.
Hepimiz korkuyoruz.
Parti kapatmaya karşı demokrasiyi savunmaktan korkuyoruz. Çünkü bu ülkede bir cephe, demokrasiyi savunanları tarikatçı, şeriatçı, AKP´li, Sorosçu olarak damgalamaya hazır bekliyor.
Emniyette, yargıda, eğitimde, medyada tarikat kadrolaşmasına işaret etmeye korkuyoruz. Çünkü bu ülkedeki diğer bir cephe, tarikat kadrolaşmasına işaret edenleri darbeci, cuntacı, Ergenekoncu, faşist olarak damgalamaya hazır bekliyor.


Baş darbeci ne olacak?
Ergenekon operasyonuyla umutlanmaya korkuyoruz. Çünkü hem malum cephe operasyonla umutlanan herkesi damgalamaya hazır, hem de ortada sadece yandaş basına sızdırılan belgeler dışında net bir bilgi yok. Görünürde operasyon darbecilere karşı yapılıyor ama, Marmaris´teki baş darbeciyle ilgili de, 12 Eylül´ün kararttığı milyonlarca hayatın hesabını sormak için de en ufak bir girişim yok. Savcılığın çalışma usullerinin ve gözaltına aldığı insanlara sordukları saçma sapan soruların verdiği ipuçları göz önüne alındığında; feci halde tongaya basmaktan, kurunun yanında yanacak yaşların sorumluluğundan korkuyoruz.
Ergenekon operasyonunu eleştirmekten korkuyoruz. Çünkü hem her Ergenekon eleştirisinde kendini kaybeden cephe, elinde "darbeci, cuntacı!" damgalarıyla bekliyor, hem de gözaltına alınan isimlerin hemen hiçbirine kefil olmaya niyetimiz yok.
Tarafsız olmamıza da izin yok. Taraf olmayanı bertaraf etmeye hazır bekleyenler, "Bizden değilsen, muhakkak onlardansın" şiarıyla, olan-biteni anlamaya çalışanları dahi suçlamaktan çekinmiyor.
Yıllardır "en çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan şu günler" lafıyla uyutulan bizler, bugün belki de ilk defa "en çok ayrılmaya ve cepheleşmeye mecbur olduğumuz günleri" yaşıyoruz. Bizim adımıza karar verenlerin ve vermek için teşebbüs edenlerin yaptıklarından biz bi b.. anlamıyoruz. Ülkemizin bu günlerden en az zararla çıkmasını umut ediyoruz."