"NE OLDU YAVRULAR? YANDAŞ MI OLDUNUZ? AYDIN BEY'İN GAZETELERİ SATACAĞI KAFANIZA DANK ETTİ DE YENİ PATRONA HAZIRLIK MI YAPIYORSUNUZ?"
Doğan gazetelerinde son günlerde ilginç bir telaş var. Yeni patrona mı hazırlanıyorlar, yoksa yandaş mı oldular?
Ağız değiştirdiler!
Aydın Doğan Beyefendi Hazretleri'nin bazı gazetelerine bir haller oldu ki değme gitsin...
Yok canım, artık "bana bulaşmıyorlar" bir süredir, onu kastetmiyorum. Belki utandılar, belki sıkıldılar, bilemem.
"Hükümete ve gündeme bakışlarında" belirgin bir değişiklik var.
Dün sabah birini açtım baktım, aaa, say ki Taraf gazetesi mübarek!
"Kafes" operasyonunda önce verilmeyen, sonra da verilen "tutuklama kararlarına" övgüler düzmüşler... "Geç kaldıkları" için de "lisan-ı münasip" ile özür dilemişler...
İşin ciddiyet kazanmasını beklemişlermiş, onun için topa girmemişlermiş...
Gayrımüslim vatandaşlara saldırılar düzenlemeyi, azınlık gazetelerini okuyanları fişlemeyi, müzelere bomba koyup çocukları öldürmeyi planladığı ve bunu da "ülkede kargaşa yaratmak, hükümeti sarsmak ve Avrupa'yı Türkiye'den soğutmak" amacıyla düzenleyeceği ileri sürülen bir darbe örgütü söz konusu... Özellikle deniz kuvvetlerinde odaklanmış, içinde amiraller falan olan bir cunta... Ortada henüz karar yok tabii, soruşturma ve bazı albaylarla yarbaylar için tutuklama var.
Aydın Bey'in bir başka gazetesi, Mustafa Balbay'ın "ben Silivri'deyim, paşalar nerede" lafını pek beğenmiş, birkaç gündür yazıp duruyor.
Biz söylesek hakaret ederlerdi, Balbay "onlardan" ya, kıymete binmiş...
"Madem bizim arkadaşları yaktınız, onları da yakın" demeye getiriyorlar...
Hayrola beyler, gözünüze ne göründü?
Şimdi cuntacılar hakkında tutuklama kararı çıktı diye sevinen, konuyu "vakitlice yazamadığı" için özürler dileyen sizler, şu ünlü "cumhuriyet mitinglerine" elinde tuzlukla koşanlar değil misiniz?
Son üç-dört yıldır hükümete en ağır şekilde saldıran, bizlere de en ağır hakaretleri edenler kimlerdi?
Aydın Bey ve Zafer Bey istedikleri inşaat izinlerini koparabilsinler diye hükümeti devirmeye çalışan, Türkiye'yi durduk yerde babalayan, okuyucunun sinirlerini yay gibi gerdikçe geren, huzur kaçıran, "memleket ha battı ha batıyor" havasını yaratan kimdi? İstediği gibi at oynatabilmek için "zayıf koalisyon" fikrini sürekli işleyen kimdi?
Şimdi de "vallahi billahi biz çok demokratız" havaları...
Ne o yavrular, "yandaş" mı kesildiniz? Utanmıyor musunuz "liboşlara" destek olup "zinde kuvvetleri" yıpratmaya?
"Atatürk sağ olsaydı" bu yaptığınıza ne derdi bakalım?
Acaba bunda, birdenbire keşfettiğiniz "demokrasi aşkınızın falan" mı etkisi var, yoksa Aydın Bey'in vergi cezasını ödememek için çevirdiği bütün manevralar fos çıkınca sizde şafak attı mı?
"Belki kendimizi bu şekilde affettiririz" düşüncesi mi ağır basıyor, yoksa Aydın Bey'in gazeteleri ister istemez satacağı şimdi kafanıza dank etti de, "yeni gelecek patrona" hazırlık mı yapıyorsunuz?
İyi ama böyle küt diye de dönülmez ki yahu... "Basında Ertuğrul ilkelerini" mi uyguluyorsunuz? "Ben öyle bir dönerim ki dönme hızıma kimse yetişemez" demişti...
Bu kadar mı acil yahu durumunuz? Vah vah.
Aslında bu olup bitenlerde şaşılacak bir şey de yok. Bazı ciğerleri herkes tanır.
Yakın zamana kadar başınızda "bundan böyle vallahi billahi yalan haber yazmayacağız" diye manşet atmış bir adam yok muydu?
Ona bir şey olmaz. O gene kurtulur, siz yanarsınız... Söylemedi demeyin.
Engin Ardıç/Sabah