NAZLI ILICAK'TAN YALÇIN AKDOĞAN'A ZIR CAHİL YANITI!

Nazlı Ilıcak, Başbakan'ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın "zır cahil gazeteciler" yorumuna köşesinden yanıt verdi.

Başbakan Erdoğan gibi, başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın da "kendisinin her konuda haklı oldukları kanaatini taşıdığını" yazan Ilıcak,"Öyle ki, farklı düşünenleri "Zır cahil" olarak nitelendirmekte beis görmüyorlar" dedi.

İşte Ilıcak'ın yazısından çarpıcı bölümler:

AKDOĞAN KÖŞE YAZARLARINA KIZDI

"Basın Kulübü'nde Erhan Çelik'in sorularını cevaplandırırken dinledim. Köşe yazarlarına kızmıştı:

"Zır cahil bir yazar takımı var. Tamamen cahilce hareket ediyorlar... Gazete başlıklarıyla yazı yazarsanız, o yüzeysellikte yanlış şeyler yazarsınız. Başbakandanışman ilişkisi üzerine yapılan eleştirilerde bunu görüyoruz. Yüzeysel bilgiler üzerinden ahkâm kesiyorlar."

Yalçın Akdoğan'ın öfkesi, "Başbakan çevresi tarafından iyi yönlendirilmiyor ya da yeterince bilgilendirilmiyor" diyenlereydi.

AKDOĞAN VE DANIŞMANLARI SADECE BASIN TENKİT ETMİYOR

Olaylar karşısında derinlemesine tahlil yaptıklarını, bütün düşüncelerini sakınmadan Başbakan'a söylediklerini, hatta tartıştıklarını, sonuçta bir karar alınınca buna uyduklarını belirtiyordu Akdoğan. Oysa çevreyi tenkit eden sadece gazeteciler değil.

Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Radikal'de Koray Çalışkan'a verdiği demeçte (6.6.2013) şunları söylüyor: "Erdoğan çok başarılı bir siyaset adamı. Ama dost odur ki, 'Başka türlü düşünsek ya da başka türlü yapsak' diyebilme cesaretini gösterir. Öyle bir eksiğimiz olduğu kanaatindeyim. Erdoğan gibi güçlü bir insanın çevresinde, doğruyu söyleyen insanlara ihtiyaç var. Liderlerin etrafını öyle insanlar sarıyor ki, dışarıyı görmüyorsunuz. Ve tabii 'Her yaptığım doğru' anlayışına varıyorsunuz."

ANLAŞILAN DANIŞMANLAR HER KONUDA HAKLI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR

Sadece Başbakan değil, anlaşılıyor ki danışmanları da, her konuda haklı oldukları kanaatini taşıyorlar. Öyle ki, farklı düşünenleri "Zır cahil" olarak nitelendirmekte beis görmüyorlar. Bu zır cahiller kategorisine galiba Prof. Nilüfer Göle de giriyor. Çünkü o da, Erdoğan'a komplo kuran iç ve dış mihraklardan değil, iktidarın kişiselleşmesi ve otoriterleşmesine karşı bir tepkiden söz ediyor.

NİLÜFER GÖLE DE Mİ ZIR CAHİL?

Nilüfer Göle, Gezi Parkı eylemlerini şöyle yorumladı:

"* Arap Baharı, otoriter rejimlerin çözülmesine, demokrasi aracılığıyla çoğunluğun sesinin duyulması talebine işaret ediyor. Türkiye'de ise, çoğunluk demokrasisinin eleştirisi söz konusu.

* Ahlâk adına yaşam alanlarına müdahale edilmeye başlanması, Ankara metrosunda öpüşen gençlere uyarı anonsunda olduğu gibi, kamusal alanın İslâmi değerler çerçevesinde yeniden düzenlenmeye kalkışıldığına dair kuşkuları arttırdı. Alkol satışını düzenleyen yasa, özellikle etrafında oluşan ahlâkçı söylem nedeniyle tepki yarattı.

* Kamuoyu nezdinde Başbakan'ın hitap üslûbu, giderek vatandaşı rencide edici, hor gören, haysiyet kırıcı bir şekle dönüştü. Haysiyet ayaklanmasıyla, iktidarı devirme arayışı birbirine karıştırılmamalıdır.

* Meydan hareketi, daralan kamusal alana nefes aldırdı. İktidarın gözünde ise, kamu düzeni var, kamusal alan yok. Onlara göre, meydan kaos demek. Bir avuç marjinal, çapulcu eylemine pabuç bırakmamayı görevi addediyorlar."