Nazlı Ilıcak köşesinden açıkladı! Nagehan Alçı Milliyet'e nasıl yazar oldu?
"Derya Sazak Alçı'ya haksızlık etmeseydi keşke" diyen Nazlı Ilıcak, Alçı'nın Milliyet'e nasıl yazar olduğunun ayrıntılarını köşesine taşıdı.
İşte Nazlı Ilıcak'ın bugünkü yazısından ilgili bölüm...
Batsın böyle gazetecilik
Derya Sazak, "Batsın Böyle Gazetecilik" (Boyut) isimli kitabında, İmralı zabıtlarını yayınladıktan sonra Milliyet'te başına gelenleri anlatıyor. Özellikle Patron-Genel Yayın Müdürü ilişkilerini görmek açısından ilgi çekici bir eser. Hasan Cemal'in tabiriyle, "Beyefendi rahatsız olmasın" gazeteciliğini gözler önüne seriyor. Bu dönemi inceleyenler için, faydalı bir kaynak olacağına inanıyorum.
Öte yandan, Nagehan Alçı'ya haksızlık yapıldığını düşünüyorum. O da Akşam'daki işini kaybetmiş ve bir yerde yazmak istiyordu. Erdoğan Demirören'in kızını tanıyor. Ona rica etmiş. Ama Derya Sazak'ın dediği gibi, gazetede bir dirençle karşılaşmış. Bu direnç haklı olabilir. Çünkü Milliyet'in okur tabanının düşünceleriyle Nagehan Alçı'nın fikirleri bağdaşmaz. Meselâ benim de, o tabanla uyum sağlamam zordur. Nagehan, hükümete yakın, Balyoz ve Ergenekon davalarının haklılığına inanan, Fethullah Gülen Cemaati'yle iyi ilişkileri olan bir gazeteciydi. Milliyet okuru, büyük çoğunluğuyla, sol kökenden de geldiği için, dindarlara kuşkuyla bakmakta, Balyoz-Ergenekon davalarını bir tertip gibi görmekteydi. Kısacası, arada bir doku uyuşmazlığı vardı. Bu yüzden Derya Sazak da, Nagehan'a karşı çıktı. Ama keşke, bunları anlatırken genç bir meslektaşı hakkında daha özenli bir dil kullansaydı.
Batsın böyle gazetecilik
Derya Sazak, "Batsın Böyle Gazetecilik" (Boyut) isimli kitabında, İmralı zabıtlarını yayınladıktan sonra Milliyet'te başına gelenleri anlatıyor. Özellikle Patron-Genel Yayın Müdürü ilişkilerini görmek açısından ilgi çekici bir eser. Hasan Cemal'in tabiriyle, "Beyefendi rahatsız olmasın" gazeteciliğini gözler önüne seriyor. Bu dönemi inceleyenler için, faydalı bir kaynak olacağına inanıyorum.
Öte yandan, Nagehan Alçı'ya haksızlık yapıldığını düşünüyorum. O da Akşam'daki işini kaybetmiş ve bir yerde yazmak istiyordu. Erdoğan Demirören'in kızını tanıyor. Ona rica etmiş. Ama Derya Sazak'ın dediği gibi, gazetede bir dirençle karşılaşmış. Bu direnç haklı olabilir. Çünkü Milliyet'in okur tabanının düşünceleriyle Nagehan Alçı'nın fikirleri bağdaşmaz. Meselâ benim de, o tabanla uyum sağlamam zordur. Nagehan, hükümete yakın, Balyoz ve Ergenekon davalarının haklılığına inanan, Fethullah Gülen Cemaati'yle iyi ilişkileri olan bir gazeteciydi. Milliyet okuru, büyük çoğunluğuyla, sol kökenden de geldiği için, dindarlara kuşkuyla bakmakta, Balyoz-Ergenekon davalarını bir tertip gibi görmekteydi. Kısacası, arada bir doku uyuşmazlığı vardı. Bu yüzden Derya Sazak da, Nagehan'a karşı çıktı. Ama keşke, bunları anlatırken genç bir meslektaşı hakkında daha özenli bir dil kullansaydı.