''NASIL OLSA ... '' AZİZ YILDIRIM'IN HANGİ SÖZLERİ MAHKEME BAŞKANINI KIZDIRDI?
Aziz Yıldırım'ın sözleri Mahkeme Başkanı'nı kızdırdı. Savunmasında neler söyledi?
"Futbolda şike" iddiaları üzerine aralarında Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da bulunduğu 4’ü tutuklu 93 sanık hakkında açılan davanın 21. duruşmasına devam edildi. Duruşmada tutuksuz sanıkların avukatları savcılık mütalaasına karşı savunmalarına devam etti.
AVUKAT ADALET: YETERLİ ARAŞTIRMA YAPILSA MÜVEKKİLİM BELKİ SANIK OLMAZDI
Sanık Şükrü Ongan’ın avukatı Savaş Adalet, müvekkili hakkında soruşturma sürecinde yeterli araştırma yapılmadığını savunarak "İddianamede müvekkilim Eskişehirspor’da Bülent Uygun’un yardımcısı olarak gösterilmiş. Oysa yeterli araştırma yapılsaydı, kendisinin amigo gibi olduğu öğrenilirdi ve müvekkilim belki de sanık olmazdı" dedi.
AZİZ YILDIRIM’IN AVUKATLARI SAVUNMA YAPTI
Duruşmada Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın avukatı Köksal Bayraktar savunmasına başladı. Yazılı savunmalarını duruşma öncesinde sunduklarını belirten Bayraktar, "Duruşma arasında da yine mütalaaya karşı beyanlarımızı genişleterek sunduk. Bunları tekrar ediyorum" diye konuştu. Yıldırım’ın "Örgüt kurmak ve yönetmek, dolandırıcılık, şike yapmak ve teşvik pirimi vermek" ile suçlandığını hatırlatan Bayraktar, "Bu duruşma tarihi bir duruşma. Aynı zamanda 25 milyon bu davayı takip ediyor" dedi.
"YASAL SÜRE 4 GÜNKEN 8 GÜN GÖZALTINDA KALDI"
Yıldırım’ın yasal süre 4 gün olmasına rağmen 8 gün gözaltında tutulduğunu ifade eden Bayraktar, müvekkilinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde bodrum katta 2 gece ve 2 gün tutulduğunu ve daha sonra birçok kez hastaneye götürüldüğünü söyledi. Müvekkilinin mahkeme sorgusunu, kolunda serum ve izleyiciler için ayrılan bandın üzerinde yatarak ifade verdiğini kaydeden Bayraktar, "Bu durumda davada delil olarak yer alan müvekkilimin ifadesi kanuna aykırıdır" dedi.
"TELEFON KAYITLARINDA HATALAR VAR"
"Bir spor kulübüne üye olan bir savcının aynı kulüple ilgili soruşturma yürütürken çekilme hakkı yok mudur? İçinde taşıdığı taraflılık olgusunu da ortaya koymuş mudur?" diye soran Bayraktar, bu gibi olguların soruşturmayı şüpheli hale getirdiğini vurguladı. Soruşturmada bazı isimlerin Kasım 2010’da dinlenmeye başlandığını anlatan Bayraktar, oysa ki bu tarihte Sporda Şiddet Yasası’nın çıkmadığını ve dolayısıyla ortada da bir suç olmadığını belirtti. Telefon kayıtlarının hukuka uygun kayıtlar olmadığını kaydeden Bayraktar, tarihlerde ve kayıtlarda birçok hatalar olduğuna ve bu kayıtlara hiçbir şekilde itibar edilmemesine dikkat çekti.
"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMEDE OLMAMALI"
Davanın 93 sanığının özel yetkili mahkemelerde yargılanmaması gerektiğini savunan Bayraktar, "Buradaki 93 kişi de, Kadıköy asliye ceza ya sulh ceza mahkemelerinde yargılanma hakkına sahip. Ama biz sizin karşınıza getiriliyoruz. Bir varsayım olarak karşınıza çıkıyoruz. Bu insan haklarına ne kadar uygundur?" dedi. Örgütün olması için bir hiyerarşinin, üst ilişkisinin olması gerektiğine vurgu yapan Bayraktar, "Söz konusu davada ne çıkar amaçlı suç ne de çıkar amaçlı örgüt vardır. Kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.
"KİMSE ALEYHİMİZDE İFADE VERMEDİ"
"Şike ve teşvik pirimi vermek" suçlamalarını da kabul etmeyen Bayraktar, "Biz dolandırıcılık suçunu işlemedik. Hiçbir zaman örgüt yoktur. Biz şike ve teşvik pirimi vermek suçlarını işlemedik. Bunun en güzel kanıtı da ifadelerdir. Hiç kimse Aziz Yıldırım bana para verdi’ demedi. Kimse Aziz Bey’in aleyhine ifade vermedi. Bizimle ilgili olarak 12 tanık dinlediniz. Sorularınıza muhatap olurken ayakları titriyordu belki de. Bunların içinde TFF Başkanı da vardı. Bunların hepsi kamu tanığı. Biz çağırmadık, siz çağırdınız. Hiçbiri müvekkilimin aleyhine beyanda bulunmadı" dedi.
Şike yapıldığı iddia edilen hakem raporlarının, temsilci raporlarının da dosyaya geldiğini hatırlatan Bayraktar, bu raporlarda da şikeye dair bir ifadenin olmadığını kaydetti. "Bu raporlara da itibar etmeyeceksek neye itibar edeceğiz?" diyen Bayraktar, sadece telefon tapelerine itibar edilmemesini talep etti.
"HESAPLARIN HİÇBİRİNDE KANUNA AYKIRI DURUM YOK"
Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’nin tüm hesaplarının incelendiğini belirten Bayraktar, hiçbir açığa ve kanuna aykırı bir duruma rastlanmadığını söyledi. UEFA’nın kararına da değinen Bayraktar, "Olayın başında FB’ye yapmadığı kötülük kalmayan, FB’yi safdışı etmeye çalışan Avrupa futbol dünyası yani UEFA geçen hafta ’Katılımı engelleyecek hukuki durum yok’ diyor. UEFA bile diyor bunu. Bu, 50 milyon dolayında bir gelirin Türkiye’ye girmesi demek" dedi. Bayraktar savunmasını şöyle tamamladı:
"Bu olay basit bir şekilde Aziz Yıldırım’ı itibarsızlaştırma olayı değil. Bu olayın neden ve nasıl planlandığını hala bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey var ki o da şu, Fenerbahçe bu olayda çok ama çok yara almıştır. Fenerbahçe Cumhuriyeti terimi boşa ortaya atılmadı. Bu Cumhuriyeti kolaylıkla yıkacak kararlara gitmeyin. Bugün Türk futbolu gelişecekse bunda Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu ve tüm yönetim kurulunun katkısı vardır. Bu nedenle hakkımızda beraat kararı verilmesini talep ediyoruz ve artık tutukluluk halinin bu duruşmada son bulmasını istiyoruz. Ceza verilmesi durumunda da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istemiyoruz" dedi.
MAHKEME BAŞKANI, AVUKAT BAYRAKTAR’A SAVUNMA İÇİN TEŞEKKÜR ETTİ
Savunmanın tamamlanmasının ardındın Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, "Teşekkür ediyorum avukat bey, çok güzel bir savunma hazırlamışsınız" dedi. Salondaki bazı izleyiciler de savunmayı alkışladı.
AZİZ YILDIRIM: SPORU BİLMEYEN KİŞİLER BU KANUNU ÇIKARDILAR
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da bulunduğu 4’ü tutuklu 93 sanık hakkında açılan davanın 21. duruşmasında avukatların mütalaaya karşı savunmaları tamamlandı.
“ÖRGÜTE ÜYE OLACAKLARI BEN SEÇECEĞİM"
Daha sonra sanıkların mütalaaya karşı savunmasını yaptı. İlk olarak tutuklu sanık Aziz Yıldırım savunma yaptı.
Yıldırım ilk olarak, “Olgun bey silahlı terör örgütün başkanlığından istifa ediyor ve bana bırakıyor" dedi. Bu söz üzerine mahkeme başkanı, “Kendisi bilir. Siz kabul ediyorsanız..."dedi. Yıldırım ise, “Fark etmez. Her şey olabilir" diye yanıt verdi.
Mahkeme Başkanının, “Örgüte üye olmak için izin gerekmez ama" sözlerine Yıldırım, “Örgüte üye olacakları ben seçeceğim. Böyle örgüt olmaz. Kötü bir örgüt" ifadelerini kullandı.
“DEVLET DERKEN ‘DERİN DEVLETTEN’ BAHSEDİYORUZ"
“Dün 40 telefon kullanıyorsunuz dediniz. Ben baktım öyle bir şey yok." diye konuşan Yıldırım, “2007 yılında ben dinlendiğime dair konuşma yaptım devletin üst kademelerinde. Savcılığa başvurdum böyle bir şey yok dediler. Biz devlet dinliyor derken, Başbakan’ın da söylediği ‘derin devletten’ bahsettik. Ben bu durumu devletin büyüklerine anlattım. Benim iki tane telefonum var." diye konuştu.
“BİZİM ÇALIŞTIĞIMIZ KANUNDA ŞİKE VE TEŞVİK YOKTU"
Sporda şiddet kanunun çıkarılma çalışmalarında bulunduklarını belirten Yıldırım, “Ama bizim hazırladığımız kanunda şike ve teşvik maddeleri yoktu. Sporu bilmeyen kişiler bu kanunu çıkardılar. Bu kanun emrivaki ile çıkartıldı.Sporcular yoktu bu kanun çıkartılırken. Bu kanunu çıkartanlar bana şimdi yanlış olduğunu söylüyor. Bu kanun çok yakında değişecektir. UEFA’nın verdiği karar ile bu kanunun bir değeri kalmamıştır artık."
“TÜRK ADALETİNE GÜVENMEK İSTİYORUM"
‘Biz futboldan almak için değil vermek için bu işin içerisindeyiz’ diye konuşan Yıldırım, “Suçluysam yatarım önemli değil ama doğru suçlanalım. Bu karar tarihe kalacak. Doğru yazmazsanız kul hakkı yersiniz. Siz beni olmayan bir şeyden suçluyorsunuz. İftira atıyorsunuz. Yeter ki, doğru olsun 1 maç veya 15 maçtan suçlanmak önemli değil benim için. Ben Türk adaletine güvenmek istiyorum" dedi.
"NASIL OLSA CEZA ALACAĞIM BELLİ" LAFI MAHKEME BAŞKANINI KIZDIRDI
İBB-FB maçındaki şike suçlamasına değinen Aziz Yıldırım, “Akın’ın 100 bin euro karşılığında şike yaptığı mütalaada belirtiliyor. Akın, ’50 bin dolar aldım’ dedi bir kere. Nereden aldığı belli değil. Bari onları doğru yaz. Ben 100 bin euro vermedim. MASAK araştırıyor bunun doğru olmadığını göreceksiniz. Ben vermediğim halde nasıl yazılıyor. Savcı olarak vicdanınız kabul ediyor mu? Bunu yazanlar ispat etsin ben kendimi Boğaz Köprüsü’nden atarım dedim. Ama ispatlayamayanlar istifa edecek mi? Ben ceza alabilirim. Yatarım da sorun olmaz. Bizi lütfen ciddi suçlayın. Hiç ciddiyet yok ya. Ben parayı vermedim. Ben ispat etmeye mecbur muyum? Yoksa iddia makamı mı ispat etmek zorunda. Vermediğim bir şeyi ispatlamaya çalışıyorum. İlle beni mahkum mu edeceksiniz? Adalet için üzülüyorum. Nasıl olsa ceza alacağım belli" dedi.
Bu sözlere sinirlendiği görülen Mahkeme Başkanı, “Anlamadım nasıl?" diye sordu. Yıldırım ise, “Ceza alacağım belli" dedi. Bu sözlere sinirlenen Mahkeme Başkanı, “Böyle savunma olmaz. Savunmanızı düzgün yapacaksınız. Biz karar vermeden siz kendi hakkında karar vermişsiniz" diye konuştu. Sinirlendiği gözlenen mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi.
AVUKAT ADALET: YETERLİ ARAŞTIRMA YAPILSA MÜVEKKİLİM BELKİ SANIK OLMAZDI
Sanık Şükrü Ongan’ın avukatı Savaş Adalet, müvekkili hakkında soruşturma sürecinde yeterli araştırma yapılmadığını savunarak "İddianamede müvekkilim Eskişehirspor’da Bülent Uygun’un yardımcısı olarak gösterilmiş. Oysa yeterli araştırma yapılsaydı, kendisinin amigo gibi olduğu öğrenilirdi ve müvekkilim belki de sanık olmazdı" dedi.
AZİZ YILDIRIM’IN AVUKATLARI SAVUNMA YAPTI
Duruşmada Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın avukatı Köksal Bayraktar savunmasına başladı. Yazılı savunmalarını duruşma öncesinde sunduklarını belirten Bayraktar, "Duruşma arasında da yine mütalaaya karşı beyanlarımızı genişleterek sunduk. Bunları tekrar ediyorum" diye konuştu. Yıldırım’ın "Örgüt kurmak ve yönetmek, dolandırıcılık, şike yapmak ve teşvik pirimi vermek" ile suçlandığını hatırlatan Bayraktar, "Bu duruşma tarihi bir duruşma. Aynı zamanda 25 milyon bu davayı takip ediyor" dedi.
"YASAL SÜRE 4 GÜNKEN 8 GÜN GÖZALTINDA KALDI"
Yıldırım’ın yasal süre 4 gün olmasına rağmen 8 gün gözaltında tutulduğunu ifade eden Bayraktar, müvekkilinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde bodrum katta 2 gece ve 2 gün tutulduğunu ve daha sonra birçok kez hastaneye götürüldüğünü söyledi. Müvekkilinin mahkeme sorgusunu, kolunda serum ve izleyiciler için ayrılan bandın üzerinde yatarak ifade verdiğini kaydeden Bayraktar, "Bu durumda davada delil olarak yer alan müvekkilimin ifadesi kanuna aykırıdır" dedi.
"TELEFON KAYITLARINDA HATALAR VAR"
"Bir spor kulübüne üye olan bir savcının aynı kulüple ilgili soruşturma yürütürken çekilme hakkı yok mudur? İçinde taşıdığı taraflılık olgusunu da ortaya koymuş mudur?" diye soran Bayraktar, bu gibi olguların soruşturmayı şüpheli hale getirdiğini vurguladı. Soruşturmada bazı isimlerin Kasım 2010’da dinlenmeye başlandığını anlatan Bayraktar, oysa ki bu tarihte Sporda Şiddet Yasası’nın çıkmadığını ve dolayısıyla ortada da bir suç olmadığını belirtti. Telefon kayıtlarının hukuka uygun kayıtlar olmadığını kaydeden Bayraktar, tarihlerde ve kayıtlarda birçok hatalar olduğuna ve bu kayıtlara hiçbir şekilde itibar edilmemesine dikkat çekti.
"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMEDE OLMAMALI"
Davanın 93 sanığının özel yetkili mahkemelerde yargılanmaması gerektiğini savunan Bayraktar, "Buradaki 93 kişi de, Kadıköy asliye ceza ya sulh ceza mahkemelerinde yargılanma hakkına sahip. Ama biz sizin karşınıza getiriliyoruz. Bir varsayım olarak karşınıza çıkıyoruz. Bu insan haklarına ne kadar uygundur?" dedi. Örgütün olması için bir hiyerarşinin, üst ilişkisinin olması gerektiğine vurgu yapan Bayraktar, "Söz konusu davada ne çıkar amaçlı suç ne de çıkar amaçlı örgüt vardır. Kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.
"KİMSE ALEYHİMİZDE İFADE VERMEDİ"
"Şike ve teşvik pirimi vermek" suçlamalarını da kabul etmeyen Bayraktar, "Biz dolandırıcılık suçunu işlemedik. Hiçbir zaman örgüt yoktur. Biz şike ve teşvik pirimi vermek suçlarını işlemedik. Bunun en güzel kanıtı da ifadelerdir. Hiç kimse Aziz Yıldırım bana para verdi’ demedi. Kimse Aziz Bey’in aleyhine ifade vermedi. Bizimle ilgili olarak 12 tanık dinlediniz. Sorularınıza muhatap olurken ayakları titriyordu belki de. Bunların içinde TFF Başkanı da vardı. Bunların hepsi kamu tanığı. Biz çağırmadık, siz çağırdınız. Hiçbiri müvekkilimin aleyhine beyanda bulunmadı" dedi.
Şike yapıldığı iddia edilen hakem raporlarının, temsilci raporlarının da dosyaya geldiğini hatırlatan Bayraktar, bu raporlarda da şikeye dair bir ifadenin olmadığını kaydetti. "Bu raporlara da itibar etmeyeceksek neye itibar edeceğiz?" diyen Bayraktar, sadece telefon tapelerine itibar edilmemesini talep etti.
"HESAPLARIN HİÇBİRİNDE KANUNA AYKIRI DURUM YOK"
Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’nin tüm hesaplarının incelendiğini belirten Bayraktar, hiçbir açığa ve kanuna aykırı bir duruma rastlanmadığını söyledi. UEFA’nın kararına da değinen Bayraktar, "Olayın başında FB’ye yapmadığı kötülük kalmayan, FB’yi safdışı etmeye çalışan Avrupa futbol dünyası yani UEFA geçen hafta ’Katılımı engelleyecek hukuki durum yok’ diyor. UEFA bile diyor bunu. Bu, 50 milyon dolayında bir gelirin Türkiye’ye girmesi demek" dedi. Bayraktar savunmasını şöyle tamamladı:
"Bu olay basit bir şekilde Aziz Yıldırım’ı itibarsızlaştırma olayı değil. Bu olayın neden ve nasıl planlandığını hala bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey var ki o da şu, Fenerbahçe bu olayda çok ama çok yara almıştır. Fenerbahçe Cumhuriyeti terimi boşa ortaya atılmadı. Bu Cumhuriyeti kolaylıkla yıkacak kararlara gitmeyin. Bugün Türk futbolu gelişecekse bunda Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu ve tüm yönetim kurulunun katkısı vardır. Bu nedenle hakkımızda beraat kararı verilmesini talep ediyoruz ve artık tutukluluk halinin bu duruşmada son bulmasını istiyoruz. Ceza verilmesi durumunda da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istemiyoruz" dedi.
MAHKEME BAŞKANI, AVUKAT BAYRAKTAR’A SAVUNMA İÇİN TEŞEKKÜR ETTİ
Savunmanın tamamlanmasının ardındın Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, "Teşekkür ediyorum avukat bey, çok güzel bir savunma hazırlamışsınız" dedi. Salondaki bazı izleyiciler de savunmayı alkışladı.
AZİZ YILDIRIM: SPORU BİLMEYEN KİŞİLER BU KANUNU ÇIKARDILAR
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da bulunduğu 4’ü tutuklu 93 sanık hakkında açılan davanın 21. duruşmasında avukatların mütalaaya karşı savunmaları tamamlandı.
“ÖRGÜTE ÜYE OLACAKLARI BEN SEÇECEĞİM"
Daha sonra sanıkların mütalaaya karşı savunmasını yaptı. İlk olarak tutuklu sanık Aziz Yıldırım savunma yaptı.
Yıldırım ilk olarak, “Olgun bey silahlı terör örgütün başkanlığından istifa ediyor ve bana bırakıyor" dedi. Bu söz üzerine mahkeme başkanı, “Kendisi bilir. Siz kabul ediyorsanız..."dedi. Yıldırım ise, “Fark etmez. Her şey olabilir" diye yanıt verdi.
Mahkeme Başkanının, “Örgüte üye olmak için izin gerekmez ama" sözlerine Yıldırım, “Örgüte üye olacakları ben seçeceğim. Böyle örgüt olmaz. Kötü bir örgüt" ifadelerini kullandı.
“DEVLET DERKEN ‘DERİN DEVLETTEN’ BAHSEDİYORUZ"
“Dün 40 telefon kullanıyorsunuz dediniz. Ben baktım öyle bir şey yok." diye konuşan Yıldırım, “2007 yılında ben dinlendiğime dair konuşma yaptım devletin üst kademelerinde. Savcılığa başvurdum böyle bir şey yok dediler. Biz devlet dinliyor derken, Başbakan’ın da söylediği ‘derin devletten’ bahsettik. Ben bu durumu devletin büyüklerine anlattım. Benim iki tane telefonum var." diye konuştu.
“BİZİM ÇALIŞTIĞIMIZ KANUNDA ŞİKE VE TEŞVİK YOKTU"
Sporda şiddet kanunun çıkarılma çalışmalarında bulunduklarını belirten Yıldırım, “Ama bizim hazırladığımız kanunda şike ve teşvik maddeleri yoktu. Sporu bilmeyen kişiler bu kanunu çıkardılar. Bu kanun emrivaki ile çıkartıldı.Sporcular yoktu bu kanun çıkartılırken. Bu kanunu çıkartanlar bana şimdi yanlış olduğunu söylüyor. Bu kanun çok yakında değişecektir. UEFA’nın verdiği karar ile bu kanunun bir değeri kalmamıştır artık."
“TÜRK ADALETİNE GÜVENMEK İSTİYORUM"
‘Biz futboldan almak için değil vermek için bu işin içerisindeyiz’ diye konuşan Yıldırım, “Suçluysam yatarım önemli değil ama doğru suçlanalım. Bu karar tarihe kalacak. Doğru yazmazsanız kul hakkı yersiniz. Siz beni olmayan bir şeyden suçluyorsunuz. İftira atıyorsunuz. Yeter ki, doğru olsun 1 maç veya 15 maçtan suçlanmak önemli değil benim için. Ben Türk adaletine güvenmek istiyorum" dedi.
"NASIL OLSA CEZA ALACAĞIM BELLİ" LAFI MAHKEME BAŞKANINI KIZDIRDI
İBB-FB maçındaki şike suçlamasına değinen Aziz Yıldırım, “Akın’ın 100 bin euro karşılığında şike yaptığı mütalaada belirtiliyor. Akın, ’50 bin dolar aldım’ dedi bir kere. Nereden aldığı belli değil. Bari onları doğru yaz. Ben 100 bin euro vermedim. MASAK araştırıyor bunun doğru olmadığını göreceksiniz. Ben vermediğim halde nasıl yazılıyor. Savcı olarak vicdanınız kabul ediyor mu? Bunu yazanlar ispat etsin ben kendimi Boğaz Köprüsü’nden atarım dedim. Ama ispatlayamayanlar istifa edecek mi? Ben ceza alabilirim. Yatarım da sorun olmaz. Bizi lütfen ciddi suçlayın. Hiç ciddiyet yok ya. Ben parayı vermedim. Ben ispat etmeye mecbur muyum? Yoksa iddia makamı mı ispat etmek zorunda. Vermediğim bir şeyi ispatlamaya çalışıyorum. İlle beni mahkum mu edeceksiniz? Adalet için üzülüyorum. Nasıl olsa ceza alacağım belli" dedi.
Bu sözlere sinirlendiği görülen Mahkeme Başkanı, “Anlamadım nasıl?" diye sordu. Yıldırım ise, “Ceza alacağım belli" dedi. Bu sözlere sinirlenen Mahkeme Başkanı, “Böyle savunma olmaz. Savunmanızı düzgün yapacaksınız. Biz karar vermeden siz kendi hakkında karar vermişsiniz" diye konuştu. Sinirlendiği gözlenen mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi.