N'AKİT MEDYASI VE ASPARAGAS SANSÜR! YENİ AKİT'E SERT ELEŞTİRİ!
Akşam yazarı Sevim Gözay Yeni Akit'te, Hurşit Tolon'un eşinin omuzunu sansürleyen tavrı sert bir dille eleştirdı.
Akşam gazetesi yazarı Sevim Gözay köşesinde uzun uzun Türk medyasının asparagas haberler sicilini hatırlattıktan sonra, dün Yeni Akit gazetesinde yer alan manşette, Hurşit Tolon’un eşinin omuzunu sansürleyen tavrı sert bir dille eleştirdi.
İşte Sevim Gözay’ın o yazısı...
N’akit medyası ve asparagas sansür
Bir zamanların olay televizyon programı ’Şok’u hatırlayanlarınız vardır; ’şifreli kanal çözücü sprey’, ’haftanın bir günü Edirne genelevinde gönüllü çalışan Anna Nicole Smith’ gibi sansasyonel ’yalan’ haberler üretir ve bunu ciddi bir tonda sunar, böylece izleyiciyi ’la bu gerçek mi, yalan mı?’ çelişkisine kilitlemeyi başarır, bu nedenle de çok izlenirdi. En komik bölümlerinden birinde, tamamı giyinik olan insanların göğüs ve popo kısımlarını mozaikleme şakası yapmışlardı mesela... Ekranda müstehcenliğin ’m’si yokken, sırf yapılan mozaikleme yüzünden abes bir ’iş’ dönüyor imajı yaratmışlardı bu yolla. Tuhaf ve kafa karıştırıcı bu ima sayesinde de, gayet sıradan bir çekimi çok ilginç-miş gibi izletmeyi başarmışlardı.
Bir başka çok başarılı ve çok daha yeni örnek ise, Bobiler.org adresinde ses getirdi. ’Gereksiz Sansür’ başlığı altında yayınlanan bir klipte, yerli dizilerden ve TV programlarından parçalara yer verildi. Ancak ’şakacı’ bir farkla... Dizilerden ve programlardan özenle ayıklanan kimi diyaloglar, kahramanlar, sanki ağza alınmayacak küfürler ediyormuşçasına bip’lenerek bir araya getirildi! Sayın merak edenin, http://bit.ly/y6zofx adresinden hemencecik izleyebileceği bu zıpır klip, gerçekle hiç alakası olmadığı halde durduk yere işkillendiriyor ve ’vay anasını!’ dedirterek güldürüyor.
ŞAKA, ’KAKA’ OLMASIN
Bu bir ’şaka’ olduğu için gülebiliyoruz elbette. Gelin şimdi bu klibin, ’Ekranlarda Küfür!’, ’Yerli Dizilerde Küfür!’ gibi manşetlerle ciddi ciddi haber yapıldığını düşünelim. Hiç de komik olmaz, kimseyi de güldürmez, öyle değil mi? Çirkin bir yalan olur. Arkasında mutlaka kötü niyet olur. Kasıt olur. Hedef göstericilik olur. Toplumun algısını çarpıtmak olur. Masum insanları karalamak olur. Alçaklık olur. Aklı başında gazeteler ve televizyonlar böyle işlere girişmezler dolayısıyla. O türlü zıpırlıklar, adıyla sanıyla ’şaka’ oldukları sürece hoştur. Kimseye de zararı yoktur.
... VE GÜNÜN BİLMECESİ
Bu açıklayıcı olduğunu umduğum girişten sonra nihayet bilmecemizi sorabiliriz, sayın insan haklarına saygısı olan: Kocasıyla dans etmekte olan bir kadının ’çıplak’ kolunu ve omzunu, abes bir şeymiş gibi mozaiklemek ve bu ’asparagas’ marifeti, birinci sayfadan ’haber’ fotoğrafı olarak yayınlamak için kaç ’beyinsiz’ gerekir?
Beyinsiz ya... Çünkü yayıncılık evet bilgiyle, stratejiyle; ama en çok da sağduyuyla, kalple, yürekle yapılır. Böyle bel altı salvolar da ancak ’beyinsizler’ ve kötücül menfaat odakları tarafından icra edilir. Ayıp, kötü, çirkin ve ahlaka aykırı olan bir kadının çıplak kolu değil, kendini bilmez bir ’gazetenin’ elini kolunu sallaya sallaya hedef göstericilik yapması ve toplum algısını sinsice çarpıtmaya yönelmesidir.
Cımbız
MEDYA MAHALLESİNDE ENDİŞE: İçeri girmekse de girersiniz... Ama şimdi bel fıtığım var, kemiklerim, dizlerim rahatsız; ’o nemde ne yaparım’, ’hay Allah, saçlarımı boyatmazlar herhalde’ diye düşünüyorum. Böyle insani, kadınsı kaygılarım var ama ben şunu düşünüyorum. Korkmak başka bir şey, korka korka doğru bildiğini yapmak başka bir şey. Ben bunu yapmaya çalışıyorum. Bu cesaret değil; başka türlü yapamamak... (Medya Mahallesi’nin ’muhtarı’ Ayşenur ARSLAN’ın, canlı yayında yaşadığı reji baskını sonrasında Yeni Harman’a verdiği röportajdan).
İşte Sevim Gözay’ın o yazısı...
N’akit medyası ve asparagas sansür
Bir zamanların olay televizyon programı ’Şok’u hatırlayanlarınız vardır; ’şifreli kanal çözücü sprey’, ’haftanın bir günü Edirne genelevinde gönüllü çalışan Anna Nicole Smith’ gibi sansasyonel ’yalan’ haberler üretir ve bunu ciddi bir tonda sunar, böylece izleyiciyi ’la bu gerçek mi, yalan mı?’ çelişkisine kilitlemeyi başarır, bu nedenle de çok izlenirdi. En komik bölümlerinden birinde, tamamı giyinik olan insanların göğüs ve popo kısımlarını mozaikleme şakası yapmışlardı mesela... Ekranda müstehcenliğin ’m’si yokken, sırf yapılan mozaikleme yüzünden abes bir ’iş’ dönüyor imajı yaratmışlardı bu yolla. Tuhaf ve kafa karıştırıcı bu ima sayesinde de, gayet sıradan bir çekimi çok ilginç-miş gibi izletmeyi başarmışlardı.
Bir başka çok başarılı ve çok daha yeni örnek ise, Bobiler.org adresinde ses getirdi. ’Gereksiz Sansür’ başlığı altında yayınlanan bir klipte, yerli dizilerden ve TV programlarından parçalara yer verildi. Ancak ’şakacı’ bir farkla... Dizilerden ve programlardan özenle ayıklanan kimi diyaloglar, kahramanlar, sanki ağza alınmayacak küfürler ediyormuşçasına bip’lenerek bir araya getirildi! Sayın merak edenin, http://bit.ly/y6zofx adresinden hemencecik izleyebileceği bu zıpır klip, gerçekle hiç alakası olmadığı halde durduk yere işkillendiriyor ve ’vay anasını!’ dedirterek güldürüyor.
ŞAKA, ’KAKA’ OLMASIN
Bu bir ’şaka’ olduğu için gülebiliyoruz elbette. Gelin şimdi bu klibin, ’Ekranlarda Küfür!’, ’Yerli Dizilerde Küfür!’ gibi manşetlerle ciddi ciddi haber yapıldığını düşünelim. Hiç de komik olmaz, kimseyi de güldürmez, öyle değil mi? Çirkin bir yalan olur. Arkasında mutlaka kötü niyet olur. Kasıt olur. Hedef göstericilik olur. Toplumun algısını çarpıtmak olur. Masum insanları karalamak olur. Alçaklık olur. Aklı başında gazeteler ve televizyonlar böyle işlere girişmezler dolayısıyla. O türlü zıpırlıklar, adıyla sanıyla ’şaka’ oldukları sürece hoştur. Kimseye de zararı yoktur.
... VE GÜNÜN BİLMECESİ
Bu açıklayıcı olduğunu umduğum girişten sonra nihayet bilmecemizi sorabiliriz, sayın insan haklarına saygısı olan: Kocasıyla dans etmekte olan bir kadının ’çıplak’ kolunu ve omzunu, abes bir şeymiş gibi mozaiklemek ve bu ’asparagas’ marifeti, birinci sayfadan ’haber’ fotoğrafı olarak yayınlamak için kaç ’beyinsiz’ gerekir?
Beyinsiz ya... Çünkü yayıncılık evet bilgiyle, stratejiyle; ama en çok da sağduyuyla, kalple, yürekle yapılır. Böyle bel altı salvolar da ancak ’beyinsizler’ ve kötücül menfaat odakları tarafından icra edilir. Ayıp, kötü, çirkin ve ahlaka aykırı olan bir kadının çıplak kolu değil, kendini bilmez bir ’gazetenin’ elini kolunu sallaya sallaya hedef göstericilik yapması ve toplum algısını sinsice çarpıtmaya yönelmesidir.
Cımbız
MEDYA MAHALLESİNDE ENDİŞE: İçeri girmekse de girersiniz... Ama şimdi bel fıtığım var, kemiklerim, dizlerim rahatsız; ’o nemde ne yaparım’, ’hay Allah, saçlarımı boyatmazlar herhalde’ diye düşünüyorum. Böyle insani, kadınsı kaygılarım var ama ben şunu düşünüyorum. Korkmak başka bir şey, korka korka doğru bildiğini yapmak başka bir şey. Ben bunu yapmaya çalışıyorum. Bu cesaret değil; başka türlü yapamamak... (Medya Mahallesi’nin ’muhtarı’ Ayşenur ARSLAN’ın, canlı yayında yaşadığı reji baskını sonrasında Yeni Harman’a verdiği röportajdan).