Nagehan Alçı'dan o karara sert tepki: Vicdanlara anlatamazsınız!
Nagehan Alçı, 11'i öğrenci 12 kişinin hayatını kaybettiği ve çok sayıda öğrencinin yaralandığı Aladağ'daki yurt yangınıyla ilgili tahliye kararlarına tepki gösterdi
Adana'nın Aladağ ilçesinde 29 Kasım 2016'da 11'i öğrenci 12 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda öğrencinin yaralandığı yangınla ilgili görülen duruşmada, davanın tutuklu sanıkları yurt müdürü Cuma Ali Genç ve dernek başkanı İsmail Uğur'un tutuklulukta geçirdikleri süre dikkate alınarak adli kontrol tedbiri ve yurt dışına çıkış yasağıyla tahliyesine karar verildi.
Son verilen tahliye kararlarıyla birlikte davada tutuklu sanık kalmazken, gazeteci Nagehan Alçı, Habertürk'teki bugünkü köşesinde verilen karara tepki gösterdi. "11 kız çocuğu ve bir yurt görevlisinin ölümünden herkes teker teker sıyrıldı." diyen Alçı, "Bu tahliye kararlarını vicdanlara anlatamazsınız. O yangının hesabını sormazsanız bu ülkede adalete olan inancı yerleştiremezsiniz" ifadelerini kullandı.
Nagehan Alçı, yazısında şu ifadeleri kullandı;
"30 Kasım 2016, biz milyonlarca Türkiye vatandaşı için takvimin unutulan yapraklarından biri sadece. Ancak aramızda 12 aile var. Onlar 30 Kasım 2016’yı unutmuyorlar, unutamıyorlar. Bırakın unutmayı, yalnızca o tarihle yaşıyorlar. Zira bizim yataklarımızda mışıl mışıl uyuduğumuz 30 Kasım akşamında Adana’nın Aladağ ilçesindeki kız yurdunda dev bir yangın çıkmış, alevler 11 çocuk ve 1 görevliyi cayır cayır yakarak hayattan koparmıştı.
Yaklaşık 2 yıldır devam eden yurt yangını davasında zaman içinde sanıklar tahliye edildiler. Tutukluluğu devam eden iki kişi kalmıştı, yurt müdürü ve dernek başkanı. İşte onlar da dün serbest bırakıldı. Yani 11 kız çocuğu ve bir yurt görevlisinin ölümünden herkes teker teker sıyrıldı.
Bu kararı veren yargı mensupları, dava ile ilgili bilirkişi raporları hazırlayan uzmanlar, yetkililer… Biraz vicdanınız varsa, açın internetten ailelerin çığlıklarını dinleyin, hayattaki en büyük acı olan evlat acısını tatmış ve yavruları için adaletten başka bir şey istemeyen o insanların feryatlarına kulak verin. 34 öğrencinin kaldığı bir yurtta nasıl olur da yangına karşı tedbir alınmaz sorusunu aynaya bakarak kendinize sorun. O akşam o yurtta 11 melek 3. kata sıkışarak cayır cayır yandılar. Nerede bu binanın yangın merdiveni, uyarı sistemi? İtfaiye nerede? Böyle bir trajedinin bir sorumlusu yok mu?
Bu tahliye kararlarını vicdanlara anlatamazsınız. O yangının hesabını sormazsanız bu ülkede adalete olan inancı yerleştiremezsiniz…"
Son verilen tahliye kararlarıyla birlikte davada tutuklu sanık kalmazken, gazeteci Nagehan Alçı, Habertürk'teki bugünkü köşesinde verilen karara tepki gösterdi. "11 kız çocuğu ve bir yurt görevlisinin ölümünden herkes teker teker sıyrıldı." diyen Alçı, "Bu tahliye kararlarını vicdanlara anlatamazsınız. O yangının hesabını sormazsanız bu ülkede adalete olan inancı yerleştiremezsiniz" ifadelerini kullandı.
Nagehan Alçı, yazısında şu ifadeleri kullandı;
"30 Kasım 2016, biz milyonlarca Türkiye vatandaşı için takvimin unutulan yapraklarından biri sadece. Ancak aramızda 12 aile var. Onlar 30 Kasım 2016’yı unutmuyorlar, unutamıyorlar. Bırakın unutmayı, yalnızca o tarihle yaşıyorlar. Zira bizim yataklarımızda mışıl mışıl uyuduğumuz 30 Kasım akşamında Adana’nın Aladağ ilçesindeki kız yurdunda dev bir yangın çıkmış, alevler 11 çocuk ve 1 görevliyi cayır cayır yakarak hayattan koparmıştı.
Yaklaşık 2 yıldır devam eden yurt yangını davasında zaman içinde sanıklar tahliye edildiler. Tutukluluğu devam eden iki kişi kalmıştı, yurt müdürü ve dernek başkanı. İşte onlar da dün serbest bırakıldı. Yani 11 kız çocuğu ve bir yurt görevlisinin ölümünden herkes teker teker sıyrıldı.
Bu kararı veren yargı mensupları, dava ile ilgili bilirkişi raporları hazırlayan uzmanlar, yetkililer… Biraz vicdanınız varsa, açın internetten ailelerin çığlıklarını dinleyin, hayattaki en büyük acı olan evlat acısını tatmış ve yavruları için adaletten başka bir şey istemeyen o insanların feryatlarına kulak verin. 34 öğrencinin kaldığı bir yurtta nasıl olur da yangına karşı tedbir alınmaz sorusunu aynaya bakarak kendinize sorun. O akşam o yurtta 11 melek 3. kata sıkışarak cayır cayır yandılar. Nerede bu binanın yangın merdiveni, uyarı sistemi? İtfaiye nerede? Böyle bir trajedinin bir sorumlusu yok mu?
Bu tahliye kararlarını vicdanlara anlatamazsınız. O yangının hesabını sormazsanız bu ülkede adalete olan inancı yerleştiremezsiniz…"