Nagehan Alçı'dan 'boykot' uyarısı! "Herkes büyük zarar görür!"

Habertürk yazarı Nagehan Alçı, YSK'nın İstanbul seçimlerini iptal etmesi durumunda CHP'nin boykota gideceği iddialarını değerlendirerek, "Bu yolun sonu demokrasiyi ve iç barışı kaybetmeye kadar varır ve herkes büyük zarar görür." dedi.

Nagehan Alçı, bugünkü "Kontrgerillanın ekmeğine yağ sürmek" başlıklı yazısında, CHP eski Milletvekili gazeteci Barış Yarkadaş'ın 'YSK tekrar seçim kararı verirse CHP boykot etmeli' sözlerini köşesine taşıdı ve uyarıda bulundu.

Alçı, "Boykot kararı vermek, YSK kararını tanımamak açık bir isyan çağrısıdır. Sokakları karıştıracak bir tepki bu. Bunun bedelini toplum olarak hepimiz öderiz..." diyerek 'korkularını' aktardı.

İŞTE O YAZI

Biraz önce yayından geldim. Saat sabahın 1’i. Habertürk TV’de yorumcu olarak katıldığım programda CHP’nin 26. dönem milletvekili Barış Yarkadaş da vardı. Yarkadaş, YSK’nın tekrar seçim kararı verme ihtimaline karşı öyle tehlikeli bir söylemde bulundu ki... Bu yazıyı o söylemden duyduğum derin kaygı nedeniyle yazıyorum.

Dedi ki; “YSK tekrar seçim kararı verirse CHP seçimi boykot etmeli ve aday göstermemeli.”

Böyle bir görüşün, bu şekilde dillendirilmesi çok büyük bir yanlış. Tıka basa insan dolu bir sinema salonunun ortasında durup dururken, “Bomba var” diye bağırmaya benzer bir çıkış bu. Böyle bir çıkış, kontrgerillanın ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramaz.

Sizin niyetiniz kötü olmasa bile bu yaptığınızın büyük kaos ve kargaşa çıkarmama ihtimali yok.

Ben, bu boykot görüşünün sadece Barış’a ait olmayıp, CHP'nin özellikle İstanbul il teşkilatında ve etkili CHP mahfillerinde yaygın şekilde konuşulduğunu bildiğim için yayında büyük tepki gösterdim.

KAFTANCIOĞLU VE İL ÖRGÜTÜ BOYKOT İSTİYOR SÖYLENTİSİ

Şayet YSK “yeniden seçim” derse, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve yakın ekibinin boykot kararından yana oldukları söyleniyor.

Canan Hanım'ın İstanbul il örgütünün iç toplantılarında bunu ifade ettiği konuşuluyor. CHP İstanbul örgütünün çoğunluğunun da bu kanaatte olduğu gibi bir görüntü var.

Ben, Ekrem İmamoğlu'nun 31 Mart başarısında Canan Kaftancıoğlu'nun örgütüne tamamen hakim oluşunun ve gösterdiği liderliğin çok büyük payı olduğunu objektif bir tespit olarak hem yazmış hem de ekranlarda söylemiş bir gazeteciyim.

CANAN HANIM’A ÇAĞRI

Bu sebeple CHP'nin hatırı sayılır isimlerinden ve hatta kimi belediye başkanlarından tepki telefonları da aldım. Zira Canan Hanım’ın seveni kadar sevmeyeni de çok CHP içinde.

Kaftancıoğlu'nun sosyalist görüşlerine tam zıt düşünen liberal-demokrat bir yazarım. Hatta yine bir Habertürk TV yayınında kendisiyle liberal demokrasi konusunda sert bir tartışma yaşamışlığımız vardır.

Canan Hanım o programda karşı olduğunu söylediği liberal demokrasinin en önemli temeli olan sandık mekanizmasına örgütüyle beraber güçlü bir şekilde sahip çıktığı için 31 Mart'ta başarılı oldu.

Kendisiyle ilgili objektif tespitlerim üzerine bir canlı yayında mesaj attı, sonra da geçenlerde de telefonla aradı.

Farklı hatta zıt siyasal görüşlerde de olsak bir hakkı teslim ettiğim için bana teşekkür etti. Ben de özellikle Canan Hanım'ın kadın kimliğini hedef alan çirkin cinsiyetçi yazılara karşı yanında olduğumu ifade ettim.

Şimdi de yine bir kadın olarak CHP İstanbul İl Başkanı'na ülkemizin ortak iyiliği için naçizane uyarıda bulunmak istiyorum. Eğer CHP içinde söylendiği gibi, YSK’nın olası bir yeniden seçim kararına karşı boykot protestosu düşüncesi varsa lütfen başta Canan Hanım bundan vazgeçsin ve İstanbul il örgütünü de ikna etsin.

KILIÇDAROĞLU VE İMAMOĞLU BU YANLIŞI YAPTIRMAZ

Gerçi ben bu çılgınca düşünce noktasında hem Kemal Kılıçdaroğlu'nun hem de Ekrem İmamoğlu'nun sağduyusuna inanıyorum. Böyle bir yanlışı yaptırmazlar ama bazı CHP'lilerin yangına körükle giderek kontrgerillanın ekmeğine de yağ sürdüğünü düşünüyorum.

Canan Hanım kontrgerillanın alçakça katlettiği bir aydın olan Ümit Kaftancıoğlu'nun gelini. Soyadı oradan geliyor. Bu konuda güzel bir kitabı da var. Kontrgerilla gerçeğini derinden yaşamış bir aile.

Türk derin kontrgerillası Ümit Bey gibi insanları öldürterek bir kaos ve kargaşa ortamını yaratmayı ve sonra da buradan hareketle bir askeri darbe zemini hazırlamayı planlamıştı.

Hâlâ bu ülkede kontrgerilla kalıntıları var. Bazı şekil değiştirmiş kontrgerilla tarzı çeteler de varlığını koruyor.

Kılıçdaroğlu'na olan saldırıda da kontrgerillanın parmağı olduğu çok açık. “İyi saatte olsunlar” ya da diğer bir deyişle zinde güçler yine bu ülkeyi bir yerlere sürüklemek istiyor.

EN AZ CHP’NİN BOYKOT PLANI KADAR TEHLİKELİ

Buna mukabil AK Parti içinde birilerinin de “Seçimi boykot etsinler. Sandıklara gitmesinler. Seçimi de böylece biz alırız” kafasında olduğunu da biliyorum.

Bu da en az CHP'nin boykot planı kadar tehlikeli ve akılsızca bir bakış. Bu şekilde elde edilmiş bir iktidar AK Parti'ye yar olmaz, bomba elinde patlar. Bu saçma düşüncedeki AK Partililer de kendilerine gelmeliler.

Eğer bir toplum sandık olgusunu küçümser ve siyasal değişimin sandık yoluyla olamayacağına inanırsa, bu yolun sonu demokrasiyi ve iç barışı kaybetmeye kadar varır ve herkes büyük zarar görür.

Dürüst ve temiz seçimler zaten o sebeple insanlığın en önemli icatlarından biridir. Ortada dürüst ve temiz seçimler yani adil sandık yoksa değişimin tek yolu zor ve zorbalık olur.

Türkiye asla bir Rusya değil. Asla bir Mısır ya da Venezuela da değil. Bu gibi ülkelerde sandık tamamen görüntüde var. Dürüst ve temiz seçim yok.

Türkiye'nin illiberal demokrasi yani seçimsel demokrasi olduğu eleştirisini çok sık yapıyorum ama ülkemizde bir seçim ve sandık geleneği vardır.

BUNUN BEDELİNİ HEPİMİZ ÖDERİZ

YSK 70 senelik kurum. Bana göre de problemli kararları olmuştur ama seçimle ilgili tek meşru otorite YSK. Ayrıca kararı, AK Parti'de de hayal kırıklığı yaratabilir, bilemeyiz.

Ancak şunu kesinlikle söyleyebiliriz: Boykot kararı vermek, YSK kararını tanımamak açık bir isyan çağrısıdır. Sokakları karıştıracak bir tepki bu. Bunun bedelini toplum olarak hepimiz öderiz...