NAGEHAN ALÇI EMİN ÇÖLAŞAN'IN YARGILANMASINDA ISRARLI!

Akşam yazarı Nagehan Alçı, Emin Çölaşan'ın yargılanması gerektiğini bir kez daha yineledi..

Akşam yazarı Nagehan Alçı, Adnan Bostancıoğlu'nun 'Bitmeyen Yolculuk' adlı söyleşi kitabından Emin Çölaşan ile ilgili bir bölümü yazdı:

Cuntanın Gazetecileri

Bostancıoğlu: Bir fotoğraf var, havalandırmada çekilmiş. Orada Ulvi Oğuz da var...
Müftüoğlu: ...Önce beni, Melih'i, ve bir kişiyi daha idareye götürdüler. Gazeteci bir arkadaşınızmış, çok ısrar etti, söyleşi yapmak istiyor diye... İdari bölümde temiz örtülü masalar filan var, bir vatandaş oturuyor, güya Melih'in arkadaşıymış. Yanında da cezaevi müdürü Raci Tetik... Gazeteci denen çocuk, koşullar nasıl falan diye sormaya başladı. Benim 'burası işkence merkezi' gibisinden bir şeyler söylememle birlikte Raci Tetik hopladı: 'Ne biçim konuşuyorsun bana kalsa şurada hepinizi kurşuna dizerim...' Neyse söyleşi böyle bitti. Herhangi bir gazetede haber filan da çıkmadı. Herhalde güvendikleri bir gazeteci getirip deneme yapmak istemişler.
Bostancıoğlu: Önden yokladılar demek ki bunlara soru sorulduğunda ne diyorlar diye...
Müftüoğlu: Olabilir. Zaten bir süre sonra esas oğlan geldi. Hürriyet'ten kovulan...

Bostancıoğlu: Emin Çölaşan...
Müftüoğlu: Evet, o!... Bizi havalandırmaya çıkardılar... Ali Başpınar, Melih, Nasuh ve ben... Bir yüzbaşı vardı, yanıma geldi ve bir gazeteci arkadaş sizinle görüşme yapacak diyerek Emin Bey'i tanıştırdı. Başta Melih duruyordu. Çölaşan Melih'e 'Oğuzhan sen misin?' diye sordu. Yok, dedi Melih beni gösterdi. Yanıma gelerek benimle konuşuyor gibi yaparak fotoğraf çektirip gitti... Ertesi günlerde bizimle çektirdiği fotoğraf Milliyet'in birinci sayfasında yayınlandı. Altında da şöyle bir haber: Avrupa'da öldüğü iddia edilen sanıklarla yazarımız Emin Çölaşan cezaevinde görüştü. Yani gayet iyiler, ölmemişler! Büyük gazetecilik başarısı!
Bostancıoğlu: ...Daha önce de Mamak Cezaevi'nin tutuklular için bir cennet olduğunu, sağcıların solcuların barıştığını, birlikte mesut bir hayat sürdürdüklerinin anlattığı bir yazı dizisi de hazırlamıştı. 12 Eylül'den beri yapılmış belki de en alçakça yayındı ve altında Emin Çöalaşan'ın imzası vardı.
Müftüoğlu: Birisi öyle bir yazı dizisi hazırladıktan sonra aradan yıllar da geçse normal olarak insanların arasında başı dik dolaşamaması lazım.

İşte böyle...

Bu konuşmaların fazlası yok eksiği var. Hrant Dink'i ölüme götüren süreçte medyanın içinde en azmettirici yazıları yazan Emin Çölaşan'ın 'eski gazetecilik başarılarını' bir hatırlayalım istedim...