NAGEHAN ALÇI, DÖRT BİR TARAF'TAKİ ''ALEVİ'' SÖZLERİNİ NASIL SAVUNDU?

Nagehan Alçı, CNNTÜRK'te yayınlanan Dört Bir Taraf programında sarfettiği sözler için ne yazdı?

Önceki akşam CNN Türk’te program partnerlerinden Enver Aysever ile Suriye konusunda kapışan Nagehan Alçı şoke eden bir yorumda bulunmuştu. İkili arasında şöyle bir diyalog geçmişti:

-Nagehan Alçı: Senin Beşar Esad’a neden böyle yakınlık duyduğunu biliyorum...

-Enver Aysever: Söyle o zaman nedenini...

-Nagehan Alçı: Nusayri kökenli olduğun için Esad’a yakınlık duyuyorsun ve burada psikolojik olarak O’nu aklama gereği hissediyorsun....


GAFI KÖŞESİNE TAŞIDI

Nagehan Alçı bugünkü köşe yazısını şoke etkisi yaratan gafa ayırdı. Enver Aysever’den özür dilemeyen Alçı, ekranda söylediğini köşesinde tekrarladı ve Aysever’in dini kimliğini teşhir etti.

İşte o yazı...

Katile katil diyememek


300’ünü 1-17 yaş arası çocukların oluşturduğu 2700 ölü, gözaltına alınıyor diye götürülen ama akıbeti bilinmeyen muhtemelen öldürülmüş 60 bin, hiçbir gerekçe gösterilmeden ortadan yok olan 3000 insan. Sokaklarda tanklar, kan gölüne dönmüş caddeler, üstü örtülen gerçekler... Bunların hepsi ve maalesef çok daha fazlası yaşanıyor yanı başımızdaki Suriye’de. Diktatör Beşşar Esad kendi halkını bütün dünyanın gözü önünde takır takır öldürüyor. Soruyorum size: Esad katil midir, değil midir?
Böyle bir tabloya bakan hangi vicdan sahibi insan Beşşar’ı aklamaya kalkabilir? Kim onun katil olduğunu inkar edebilir? Maalesef edenler var. Hala var. Bunlardan biri de sevgili dostum ve meslektaşım Enver Aysever. Enver’le CNN Türk’te bir tartışma programında bir araya geldik. Daha doğrusu Nazlı Ilıcak, Altan Öymen, Enver ve ben gündemi masaya yatıracağımız bir programa başladık. Perdeyi salı günü açtık, bu akşam da devam edeceğiz ama... İlk günkü tartışma öyle bir noktaya geldi ve sonrasında öyle çok çarpıtma yapıldı ki...
***
En iyisi baştan almak: Yayında konu hükümetin dış politikasına gelince söz Suriye’den açıldı. Ben orada yaşanan insanlık suçlarına işaret ettim ve Esad’ın katil olduğunu söyledim. Enver kabul etmemekte ısrar etti ve diktatör Esad’ı savundu. Defalarca ’Esad katil mi?’ diye sordum. Vicdanına inanmak istediğim Enver, ısrarla binlerce insanın katili Esad’ı aklama gayretine devam etti. Eminim ki Esad, Sünni ve İslamcı bir diktatör olsa Enver onun için ’katil’ diye haykıracaktı. Hala diktatörleri ’sizden’ ’bizden’ diye ayırma dönemi sürüyor maalesef ülkemizde. Enver de Esad gibi Nusayri Arap olduğu için ona yakınlık duyuyor ve bu katil diktatörü aklamaya çalışıyor. Bunu söyledim. Sadece bunu. Bir Sünni de, Bahreyn’de, Suudi tanklarıyla Şii halkını ezen diktatör Sünni rejimi savunsa, aynısını söylerdim. Ne Nusayrilikle ilgili en ufak bir itham, ne de sonradan çarpıtıldığı gibi Alevi sözcüğü çıktı ağzımdan. Meselenin Alevilerle hiçbir ilgisi yok zaten. Anadolu Aleviliği ile Arap Nusayriliği bambaşka iki mezhep. Üstelik bunu söylerken defalarca Nusayrilerin bu ülkenin önemli ve değerli bir parçası olduğunu da dile getirdim.
***
Enver gibi Nusayri Arap yurttaşlarımıza bu ülkede çok acılar çektirildi ne yazık ki. Anadilleri Arapça, Kemalist rejim tarafından yasaklandı. Asimile edildiler. Enver bu rejim yüzünden anadili Arapça’yı bilmiyor bugün. Nusayri kardeşlerimiz mezheplerinden ötürü devletten dışlandı. Büyükelçi ve general gibi mertebelere getirilmediler. Sırf Arap Nusayri oldukları için... Hala medyamızda Nusayrileri inciten ’Onlar Kuran’a inanmaz’ diyen ayrımcı ve yanlış yazılar çıkabiliyor (bkz: Murat Bardakçı). Geçmişte Recai Kutan da Nusayrilik için ’sapık mezhep’ demişti. Bu açıklama da bir insanlık ayıbıydı mesela.
Ben bir liberal-demokrat olarak zulüm nereden gelirse gelsin, zalime zalim demeyi bilen bir insanım. Nusayri yurttaşlarımızın haklarını ve özgürlüklerini de her platformda savundum bugüne kadar...
***
Tekrar söylüyorum: Esad’a katil dememek, Esad diktatörlüğünü savunmak bir insanlık ayıbıdır. Esad sırf Nusayri diye onu kollamaya kalkmak da tam bir mezhepçiliktir. Ayıptır! Bugün bir Ortodoks diğer diktatörlere karşı çıkıyorken sırf aynı mezhepten, yani Ortodoks-Sırp olduğu için Milosevic’i savunmaya kalkarsa müthiş bir tepki ile karşılaşır. Kimsenin aklına da bunu ona hatırlatanı yargılamak gelmez. Ben bir Sünni Türk olarak nasıl ki herhangi bir katili sırf Sünni Türk kimliği nedeniyle hoş göremezsem, hiçbir Katolik, Protestan, Sünni, Şii ya da Arap, Kürt, Türk de hiçbir katili mezhebi ya da etnik kökeni nedeniyle hoş göremez. Görmemelidir. Aynı şekilde ideolojik sebeple sırf sosyalist olduğu için bir diktatörü savunmak da insanlık ayıbıdır (Milosevic sosyalist olduğu için Türkiye’de birçok solcu bu katili savunmuştu.)
Ama siyaha siyah, beyaza beyaz, katile katil diyenleri yargılayan çevrelerin hala kısmen de olsa hakimiyet kurma çabasında olduğu bir ülke burası. Maalesef durum bu.


NAGEHAN ALÇI’NIN GAFI CANLI YAYINI KARIŞTIRDI!