MUTLU TÖNBEKİCİ'DEN ERTUĞRUL ÖZKÖK'E ŞOK SORU!

Vatan yazarı Mutlu Tönbekici, Hürriyet'in eski genel yayın yönetmenine ne sordu?

Ertuğrul Özkök’ün Türk kadınlarına ihaneti

Sevgili Ertuğrul Özkök Bey

Bugünlerde, bedeni 40’ı geçen kadınların en sevdiği insansınız. Zira kadında sevdiğiniz beden ölçüsünün 42 olduğunu (yeniden) yazdınız. Ajda Pekkan’ın da 42 beden olduğunu sayenizde öğrendik. 42 bedenin ne olduğunu bilen biri olarak inanmakta zorluk çektiysek de siz öyle diyorsanız öyledir. Herhalde Ajda Hanım’ın boyu kurtarıyor durumu..

Fakat mesele Ajda Pekkan’ın bedeni değil. Mesele şu: Bu 42 beden tutkunuzu yazıp duruyorsunuz, yılda en az bir kere erkeklerin zayıf kadınlardan hoşlanmadığı söylüyorsunuz. Ve bir nevi teselli veriyorsunuz “ zayıf olmayan kadın, çirkin kadındır” sarmalında ne yapacağını şaşırmış milyonlarca yuvarlak hatlı kadına.

İyi yapıyorsunuz. Allah razı.

Fakat kusura bakmayın ama şunu sormadan edemeyeceğim. Madem yuvarlaklığın, 42 bedenin en mükemmel ölçü olduğunu düşünüyordunuz da niye 20 yıllık Hürriyet iktidarınızda bizler bir kerecik olsun gazetenizde 42 beden, yuvarlak hatlı bir “ arka sayfa güzeli” ne rastlamadık?

Niye 20 yıl boyunca HER ALLAHIN GÜNÜ zargana beden kadınların fotosunu koydunuz arka sayfaya?

Niye bize o fotoğrafları burnumuza dayayıp “ bakın ideal budur! Böyle olmayan kadın günümüz kadını değildir” mesajı verdiniz?

O fabrikada üretilmiş gibi duran 0 beden robot arka sayfa güzellerine sadece erkekler mi bakıyor sanıyorsunuz?

En az erkekler kadar bizler de bakıyoruz. Hatta kadınlar daha bile fazla bakıyor.

Ve kadınlar her Allahın günü burunlarına sokulan “ 90-60-90 ölçülerindeki GÜZEL Lulu şunu yaptı, bunu dedi” cümleleriyle ne oluyorlar biliyor musunuz?

“ Bu GÜZELse, ben neyim?” oluyorlar!

Bilinçli veya bilinçsiz. O ölçülerde olmayan kadınlarda kalan his budur.

Hiç abartmıyorum. Kızlar bu hisle büyüyor, kadınlar bu hisle yaşlanıyor.

Anlamanız mümkün değil.

Zira burnunuza her Allahın günü bir arka kapak güzeli kaslı bir Adonis dayamıyor kimse..

Bana rica ederim “ Ama yayın yönetmeni olmam genel beğeniye karşı olabileceğim manasına da gelmiyor. Zayıflık sevilen bir şeyse, ben ona göre servis veririm” demeyin.

Haftada beş adet zarganaya karşı iki adet de yuvarlak kadın fotosu koyabilirdiniz. İki bıraktım bir kere bile yeterdi. Çarşamba 42 beden günü olurdu mesela. Sinemalardaki “ halk” günü gibi. Pazartesiye de razıydık.

Öyle modeller yok da diyemezsiniz. İsteyen bulur. Gerekirse yaratır.

Aman ne olacak bir arka kapak güzelinden diyor olabilirsiniz.

Hatta bu yazıyı okuyan bir çok 42 ve üstü beden kadın da aynı cümleyi söylüyor olabilir.

O vakit bana yılda 20 milyon lirayı sadece vibratörlü zayıflama kemerlerine vermemizi nasıl açıklayacaksınız? (Bkz: Erkan Çelebi, pazar yazısı)

Bunun hapı, LPG’si ameliyatı, spor salonu üyeliği... Dev bir sanayi.

Ama daha kötüsü: Dev bir algı yanılsaması.

Şişman kadın çirkindir, şişman kadın aptaldır, şişman kadın beceriksizdir algısı..

“ Bunu bir tek ben mi yaptım?” da diyebilirsiniz.

Elbette hayır. Hürriyet gazetesinin arka sayfası devenin kulağı bile değil.

Ama siz hiç olmazsa 42 beden kadınları seviyormuşsunuz!

Yani...

Bunu yapabilirdiniz..

Altına “ 100-73-100 ölçüsüyle hem güzel hem Harvardlı” cümlesini koyabildiniz bir 42 beden modelin altına..

Yapmadınız.

İçiniz o kadınları beğendiği halde böyle bir güzelliği, Türk kadınlarına 20 yıllık iktidarınızda armağan etmediniz.

Esiri oldunuz “ zargana faşizmine”.

Esiri ettiniz bizleri de bu faşizme.

Yılda bir kere ah 42 beden kadınları yazılarınız yetmiyor.

Kusura bakmayın.

Beni ikna edemiyorsunuz..

***

Bu arada böyle yazılar yazdığım için benim şişman olduğunu sanıyor bir çok kişi. Karşılaşınca “ ama siz şişman değilmişsiniz!” diyor. Evet değilim. 37 beden giyiyorum. 38 alıp daralttırıyorum. Ben, başka bir şeyden söz ediyorum.

Mutlu Tönbekici/Vatan