MUSTAFA BALBAY'LA İLGİ BELGELERDEN SONRA REHA MUHTAR DAYANIŞMA TOPLANTISINA KATILDIĞI İÇİN PİŞMAN MI?..

Mustafa Balbay'la dayanışma toplantısına katılan Vatan yazarı Reha Muhtar, ortaya çıkan günlüklerden sonra kendini nasıl savundu?..

Mustafa'yla ilgili 'belge'lerden sonra, onunla dayanıştığıma pişman mıyım?..

Dün Radikal Gazetesi´nden başladı, Zaman ve Bilgi Üniversitesi´nin haber sitesine kadar bilumum yerden gelen telefonlar susmadı...

Herkes aynı şeyi merak ediyordu:

"Mustafa Balbay´ın Şener Eruygur´la olduğu ileri sürülen konuşma notlarının ortaya çıkmasından sonra, Mustafa´ya verdiğim destekten dolayı pişman mıydım?.."

Öyle ya?..

Biz Mustafa´nın kitaplarını imzalarken, Mustafa´nın olduğu ileri sürülen bu konuşmalar ortada yoktu...

Konuşmalar ortaya çıktığına göre, şimdi ne olacaktı?..


***

Söyleyeyim:

Cumhuriyet Gazetesi´ne gittiğim ve imza attığım günlerde ondan fazla gazete ve televizyon röportaj yaptı benimle...

Vatan´da da yazmıştım, aynen şöyle söyledim onlara:

"Yalnız ve yalnızca gazeteci olanın kaleminden başka desteği yoktur... Okurları ve meslektaşları böyle bir günde yanında dururlarsa, bu en büyük mutluluğu olur...

Mustafa´nın suçsuzluğunun bir an önce kanıtlanarak küçük çocuğuna bir an önce kavuşması için dua ediyorum...

Cezaevindeki arkadaşıma yalnız olmadığını buradan hissettirmek istiyorum..."


***

Açık söyleyeyim...

Mustafa benim, dostum, tanışığım, arkadaşım...

Darbe toplantılarında olmamış olmasını, hiçbir suça karışmamasını kendimden çok onun için arzularım...

Bu konuşmalar nedir?..

Mustafa burada ne yapıyor?..

Bu konuşmaları iddia edildiği gibiyse niye not ediyor?..

Darbe yapacak olan bir adam, konuşmaları Hasan Cemal´in `Tank Sesiyle Uyanmak´ kitabında yaptığı gibi günü gününe not eder mi?..

Ediyorsa amacı esasen kitap yazmak olabilir mi?..

Kitap yazmaya soyunurken, gazeteciliğin, yazarlığın sınırlarını aşmış olabilir mi?..

Darbe planlayanların ortamında, kendisi de o ortamın bir figürü haline dönüşmüş olabilir mi?..

Tanıdığım Mustafa, bir Ankara gazetecisinin doğal ortamlarında, doğal olmayan şeylere şahitlik ederken tuttuğu notlar ve yaptığı konuşmalardan ibaret mi olayın içindedir?..

Bu belge olduğu iddia edilen şeyler "Bir tanıklığın konuşma havası içindeki aktif tarafı gibi gözüken belgeleri midir, yoksa gerçekten Mustafa bu olayların bizzat içinde midir?.."


***

Bunlar mahkeme aşamalarında ortaya çıkacak safahatlar...

Benim duam Mustafa´nın suçsuz çıkması, dostlarına arkadaşlarına, karısına ve minicik yavrusuna bir an önce kavuşmasıdır...

O benim tanıdığım bir insan...

O hüküm kesinleşmedikçe suçlu değil...

Üstelik benim gibilerin hayatında ve vicdanında "tarih önünde aklanmak ve suçlanmak da çok önemlidir..."

Sonuçta ben ve benim gibiler, hayata gündelik hayhuylardan ve rüzgârlardan öteye tarihin yargısına ve vereceği nihai karara bakmasını bilen bir müktesebattan geliyoruz...

Tarih önünde ve mahkemeler önünde Mustafa´nın suçsuz çıkması, bu işlerde tanık bir gazeteci olmanın ötesine taşmamasını içtenlikle diliyorum...

Ben hüküm verilene kadar bir insanı suçsuz sayan bir ekolden geliyorum...


***

Ancak bunlar mahkemenin safahatıyla ilgili mülahazalar...

Benim insanlık değerlerim mahkemenin dışında...

Ne yani?..

Mustafa hiç arzu etmesem de, suçlu çıksa o Mustafa benim tanıdığım Mustafa olmayacak mı?..

İnsanın babası suçlu olsa, hırsız çıksa, "O insan senin baban olmayacak mı?.."

Hukuk hukuktur...

Dostluk, arkadaşlık, insanlık, zor zamanda, tanıdığını yaprak gibi ortada tek başına bırakmamak ise bir fazilet...

Mustafa suçlu da çıksa, suçsuz da benim tanıdığım ve yakınım bir insan...

Benim kitabımda, zor günlerinde bir adamı hiç tanımıyormuşum gibi basıp kaçmak yazmaz...

Darbeler faziletsiz girişimler olabilir...

Ancak insanlık ve dostluk darbelerden maada bir fazilettir...

Asalet insanlıktan ve arkadaşlıktan utanılacak kadar "ödlek" değildir...

REHA MUHTAR/VATAN