MUSTAFA BALBAY: BİLİNMEYEN BİR YERDEN ÜZERİMİZE ATEŞ AÇILIYOR!

Ergenekon Davası'nda söz alan tutuklu sanık Mustafa Balbay, tanıklara tepki gösterdi.

Ergenekon Davası’nda söz alan tutuklu sanık Mustafa Balbay, "Tanıkların ifadelerine göre Gaffar Okkan 5 ayrı, Eşref Bitlis 10 ayrı şekilde öldürüldü. Allah aşkına bu mu adalet? Bu anda burada adalet aranmıyor. Tanıklar bize bildiklerini anlatmıyor, tanıklar kanaatlerini anlatıyorlar" dedi. Balbay, "TBMM’ye de sitemimi iletiyorum. Çıkardıkları yasaların nasıl uygulanıp uygulanmadığına bakmıyorlar" diye konuştu.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ergenekon Davası’nda dinlenen tanık beyanlarına ve dosyaya gelen belgelere ilişkin sanık ve avukatlarına söz verildi. Söz alan tutuklu sanık Mustafa Balbay kendisini CHP İzmir Milletvekili olarak tanıtarak sözlerine başladı. Davada tanıkların dinlendiğini anımsatan Balbay, "Bilinmeyen bir yerden üzerimize ateş açılıyor, heyet tarafından kıpırdamamızın yasaklandığını hissediyoruz" dedi. Mahkeme Başkanı Özese, "Burada suçlamalar belli, CMK’ya uygun yargılama yapılıyor. Bilinmeyen bir yerden ateş açıldığı yok. Savunma amacını aşıyorsunuz" diyerek Balbay’ı uyardı.

"TANIKLAR KANAATLERİNİ ANLATIYOR"

"Uyarınıza teşekkür ederim" diyen Balbay sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın Başkan biz de insanız. Adalet bekleyen insanlarız. Bizim nasıl bir psikolojiye sürüklendiğimizi bilmek istersiniz diye paylaşıyorum. Bugüne kadar 10 kadar tanığın benimle ilgili söyledikleri oldu. Her şeyin açık olduğunu söylediniz. Bir kez daha ortaya çıktı ki bu davada hiçbir şey belli değil. Her tanık davanın seyrini değiştiriyor. Tanıkların ifadelerine göre Gaffar Okkan 5 ayrı, Eşref Bitlis 10 ayrı şekilde öldürüldü. Allah aşkına bu mu adalet? Bu anda burada adalet aranmıyor. Tanıklar bize bildiklerini anlatmıyor, tanıklar kanaatlerini anlatıyorlar. Tanıklar bir şey aydınlatmıyor. Kanaat hukuku söz konusu. Tanık son anda ’Şu anda aklıma geldi, Balbay’ın yazısını da sitemize koymuştuk. Şimdi aklıma geldi, şunu da söyleyeyim’ diyor. O anda bizim bir şey söylememize izin verilmiyor. Bu şuna benziyor; 5 ay önce kaza yaptık. 5 ay sonra ’Acı var mı’ diye soruyorsunuz. Tanıklar bizleri tanımadıklarını söylüyor ancak mahkemeniz fotoğraflarla teşhis yapmaya çalışıyor."

Mahkeme Başkanı Özese de "Tanıkları yorum yapmamaları konusunda uyardık. Tanıkların beyanlarında adı geçen sanıklar soru sorabilidi. Adı geçmeyenler ise sorularını yazılı olarak sorabildiler" diye konuştu.

"TANIKLARIN SINIRSIZ SUÇLAMA HAKKI VAR"

Sanıklar olarak sınırlı bir savunmayla karşı karşıya olduklarını savunan Balbay, tanıkların ise sınırsız bir suçlama hakkı olduğunu söyledi. Mahkeme Başkan Özese bir kez daha müdahale ederek "Haksız suçlamalarda bulunuyorsunuz. Burada CMK hükümleri uyarınca yargılama yapılıyor. Mahkemeyi töhmet altında bırakan beyanlarda bulunuyorsunuz. Tarafsız ve bağımsız yargılama yapıyoruz" şeklinde açıklamada bulundu.

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ MAHKEMELERİNDE YARGILANDIĞIMI HİSSETMİYORUM"

Balbay, tanık beyanlarının ardından sanıklara söz verilmemesine tepkisini şöyle dile getirdi:

"Tanıklar beyanda bulunurken soru sormak için söz istiyoruz ancak alamıyoruz. ’5 ay sonra da acı var mı?’ diye soruyorsunuz. Biz o anda soru sorma şansımız olsa belki tanık özür dileyip ’Sözlerimi geri alıyorum’ diyecek. Siz, ’Tanığın beyanında adınız geçmiyor’ diyerek söz vermiyorsunuz. Bizde oturduğumuz yerden ’Tanık inşallah bizden bahseder de o zaman tanığa soru sorarız’ diyoruz. Tanık gazeteyi suçluyor ancak adımız geçmediği için soru soramıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde yargılandığımı hissetmiyorum."

"KİM KİMDEN İLHAM ALMIŞ’ DİYE SORDUM

Balbay "18 Eylül 2012 tarihli duruşmada sadece el kaldırıp söz istediğim için 16 duruşmadan men edildim. Duruşmalardan yasaklı olduğum dönemdi. 27 Eylül tarihli duruşmada Gazeteci Aslı Aydıntaşbaş dinlendi. Aydıntaşbaş’a 2006 yılı Mayıs ayında yaptığı haberler soruldu.

Aydıntaşbaş 25-26-27 Mayıs 2006 tarihlerinde Ergenekon ile ilgili yazılar yazmış. Ben de 2 Haziran 2006 tarihinde ’Er er ergenekon gel her yere kon’ adlı yazımı yazıyorum. Ancak Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, tanık Aydıntaşbaş’a ’Yazılarınızı yazarken Balbay’dan mı ilham alıyorsunuz?’ diye soruyor. Ben de ’Kim kimden ilham almış?’ diye sordum. Savcı bununla ilgili hakkımda suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Bu konuyu sizin takdirinize bırakıyorum" dedi.

"ADALET BEKLİYORUZ"

Mustafa Balbay, şöyle devam etti:

"Cumhuriyet Gazetesi’nin Ankara temsilcisi olarak her konuya girmişim. Bu mantıkla bakılırsa buradan 50 örgüt üyeliği çıkar. Artık tanıkların nasıl kullanıldığını size bırakıyorum. Bir gazetecinin arşivinden suç unsuru üretmeye başladığınızda, bir mahkeme heyetinin arşivinden de suç unsuru üretebilirsiniz. Benim arşiv notlarım yeniden düzenlenmiş, yeniden üretilmiş. Buraya gelen tanıklar gerçeği ortaya çıkarmak için değil, iddianameye uygun konuşmak için tanıklık yapıyor. Tanıkların bu iddianameye uygun konuşması bekleniyor. Eğer bir tanık, iddianameye uygun konuşmuyorsa sanık muamelesi görmeye başlıyor. Böyle bir duygu ile adalet bekliyoruz."

"Bugün çok tarihi bir gün" diyen Balbay, "12 Eylül darbesinin sembolik de olsa bir yargılaması devam ediyor. Burada ise öyle bir tablo var ki burada Meclis’in çıkardığı yasaların oluşturduğu hukuka göre değil, yargılama sırasında oluşturulmuş hukuk ile yargılanıyoruz" diye konuştu. Başkan Özese yeniden araya girerek "Burada özel hukuk yok. Maddi gerçeği CMK’ye göre ortaya çıkarmaya çalışıyoruz" dedi.

"ALLAH ÖMÜR VERİRSE OKURUM"

Davanın giderek karmaşıklaştığını belirten Balbay, "20 Temmuz 2009’da iki bin sayfa iddianame ve 56 sanık vardı. Bu dava 6 Ağustos’ta üçüncü dava ile birleştirildi ve toplam 104 sanık oldu. Bu iddianamelerin, delillerin ve dosyaya giren evrakların toplamı 5 Terabyte. Yani 120 milyon sayfa. Bir kişi bir günde 100 sayfa okursa dosyayı 3 bin 200 yılda okuyabilir. Allah ömür verirse okurum" dedi.

"SESSİZ ALFABE ÖĞRENMEK ZORUNDA KALACAĞIZ"

Avukat ve sanıkların belge alışverişinin mahkeme tarafından yasaklanmasını eleştiren Balbay, "Avukatlarımızın elini sıkıp belge alamıyoruz. Bu işler cezaevinde yapılır, diyorsunuz. Benim burada size dilekçe yazıp cezaevine gitmem, cezaevinde avukatımla görüşmem ve geri gelmem gerekiyor. Sayın başkan biz cezaevinde mi yargılanıyoruz? Herşeyden önce insan olduğumuzu bilmenizi isterim. Yakında, selamlaşmak için sessizler alfabesini öğrenmek zorunda kalacağız" ifadesini kullandı.

"TBMM’YE SİTEMİMİ İLETİYORUM"

TBMM’nin çıkardığı 3. Yargı Paketi’nin demokratikleşme ve hukukun iyileştirilmesi adımı olarak değerlendirildiğini anlatan Mustafa Balbay "Adalet Bakanı Sadullah Ergin yeni paket ile tutuklamaların zorlaşacağını ve tutuklamanın gerekçelerinin ayrıntılı yazılacağını söyledi. 1 Temmuz’da 3. Yargı Paketi çıktı. Siz 1 sayfalık kararlarınızla ’Tutuklamanın devamına’ diye karar veriyorsunuz. Konuşma hakkımız elimizden alındı. Herşey ilerleyecek derken geriledik. 4. Yargı Paketiyle elimizden hangi haklarımız alınacak merak ediyoruz" dedi.

"TBMM’ye de sitemimi iletiyorum" diyen Balbay sözlerini şöyle tamamladı:

"Çıkardıkları yasaların nasıl uygulanıp uygulanmadığına bakmıyorlar. İç hukuk yolları tükendiği gibi dış hukuk yolları da tükendi. Artık adil, hızlı, tutuksuz yargılanma talebimizden vazgeçtik. Bu davanın hukuk zeminine çekilmesini istiyoruz"

Mahkeme Başkanı Özese de "Burada hukuk zemini var" diyerek Balbay’a cevap verdi. Duruşma sanıkların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor

DHA