Murat Ülker koltuğunu neden bıraktı? İlk kez konuştu

Yıldız Holding’de, üst düzey görev değişimi yapıldı. Murat Ülker, 20 yıldır sürdürdüğü Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yeğeni Ali Ülker’e devretti.

Konuyla ilgili Barış Soydan T24'de çarpıcı bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı:

Ülker Grubu bir yandan borçlarını temizlerken bir yandan da yurtdışında yatırım yaparak büyümeyi sürdürüyor

Murat Ülker Yıldız Holding'in, yani Ülker Grubu'nun yönetim kurulu başkanlığından ayrılma gerekçesini, karar açıklanmadan bir gün önce bana şöyle anlattı:

"Babam Sabri Ülker yönetim kurulu başkanlığını bana 15 yılda devretmişti. Benim 20 yıl oldu. Geç bile kaldım."

Hayrola, nereden geliyor Murat Ülker'le samimiyetim? Yoksa T24'te eleştirel ekonomi yazıları yazarak başladığım yolculuğum, büyük sermeyinin kucağında mı nihayetlendi?

Yok canım. Murat Ülker, geçen hafta T24'te yazdığım "Ülker kurtuldu mu?" başlıklı yazıyla ilgili söyleyecekleri olduğunu iletmişti. Cevap hakkına saygı boynumuzun borcu. Kendisini pazartesi günü Holding'de ziyaret ettim.

Geçen haftaki yazımda kredi yapılandırmasına ve bir miktar peşin ödemeye rağmen Ülker Grubu'nun borçlarının hâlâ çok yüksek olduğuna dikkat çekmiştim. Yıldız Holding'in toplam net borcunun faiz, vergi, amortisman öncesi kâra, kısa söyleyişiyle FAVÖK'e (İngilizcesiyle EBITDA) oranı 6.5-7x düzeyindeydi. Net borç/FAVÖK oranında 4-5 çarpan ve üstü alarm seviyesi olarak değerlendiriliyor. Yani Ülker'in borç sorunu hafiflemekle birlikte sürüyor.

Murat Ülker bunu doğruladı ve net borcun FAVÖK'e oranını çekmek istedikleri seviyeyi açıkladı: 4x. (Dört çarpan.)

6.5 milyar dolarlık borcu 6.5-7 çarpandan 4 çarpana indirmek biz fanilerin kredi kartı borcunu kapatmasına benzemez (Gerçi o da zor iş ya.) Ülker bunu yapmak için varlık satmak zorunda. Nitekim Murat Ülker, çeşitli varlıklarla ilgili satış görüşmeleri yaptıklarını söyledi.

Kümaş Manyezit ve Kerevitaş'ın satış sürecinin başlatıldığı daha önce borsaya zaten açıklanmıştı. Murat Ülker, ailenin elinde bulunan çok sayıda arazileri satmak için de görüşmeler yaptıklarını anlattı.

Ülker Ailesi, işlerinden kazandıklarıyla geçmişte İstanbul'da çok sayıda arazi satın almış. Murat Ülker, "Binlerce dönüm" diyor. Bunda bankalara olan güvensizlik rol oynamış. Malum bir zamanlar banka iflası Türkiye için vaka-i adiyedendi. Bankalarla birlikte devletin sigorta ettiği meblağın dışındaki büyük mevduatlar da batıyordu. Ülker Ailesi bu nedenle araziye yatırım yapmayı tercih etmiş.

Bu Ülker için önemli bir avantaj. Fakat Türkiye kriz ortamında. Bu ortamda gayrimenkule ve diğer varlıklara değerini verecek yatırımcı bulmak zor. Buldunuz diyelim. Bakalım bankadan kredi alabilecek mi?

Ülker'in başına gelen tam da bu. Murat Ülker, çeşitli alıcılarla birçok varlık için el sıkıştıklarını ama bankalar kredi vermeyi reddettiği için sürecin yarım kaldığını öğrendim. Bankaların 2018'in Ağustos ayında patlayan kur krizi sonrasında kredilerde sert fren yaptığı biliniyor. Görünen o ki, Ülker'in kaderi Türkiye ekonomisinin kaderiyle kesişmiş durumda…

Bilindiği gibi Yıldız Holding bankalarla 4+4 formülüne göre anlaşmıştı: 4 yıl boyunca borçlarının sadece faizini ödeyecek, 4 yıl sonra ana para ödemelerine başlayacaktı. Murat Ülker, bu yılki faiz ödemesinin Haziran ayında gerçekleşeceğini söyledi. Türkiye'de faizlerde yaşanan düşüş Ülker'i rahatlatmış. (Faizler düştükçe haliyle Ülker'in bankalara ödeyeceği faiz de düşüyor.) Fakat bankalarla bu yıl ödenecek faizin tutarı konusunda pürüz var. Ülker, faizin inmiş olduğu seviyelerden ödemeyi şimdiden yapmak istiyor ama anladığım kadarıyla bankalar işi yokuşa sürüyor.

Ülker Grubu bir yandan borçlarını temizlerken bir yandan da yurtdışında yatırım yaparak büyümeyi sürdürüyor. En önemli, en çok para harcayacakları proje, Amerika başta olmak üzere çeşitli ülkelerde açmayı planladıkları Godiva Cafe'ler. Murat Ülker, bu kafelerin Sturbucks'ların premium'ları konseptinde olacağını söyledi. Bu işe ne kadar para harcayacaklarını da öğrendim: 500 milyon dolar.

Büyük para. Tabii senin benim için. 500 milyon dolarlık işim olsa muhtemelen gözüm uyku tutmazdı. Murat Ülker'i ise son derece rahat gördüm. Ne de olsa milyar dolarlara alışkın bir işadamı. İletişimi güçlü, sohbeti seven, sempatik bir insan. Afrika'da su aygırlarıyla dolu kamptaki çadırdan nasıl uyuduğundan, üniversiteyi bitirdikten sonra yurtdışında neler yaptığına kadar birçok şey anlattı. Kendisini dinletmeyi biliyor.

Geçen yazıda belirttiğim gibi Yıldız Holding'in Türkiye'deki bisküvi ve perakende işi (Şok) iyi gidiyor ama düze çıkmaya daha çok yol var. Bunun için Murat Bey'in "binlerce dönüm" olduğunu söylediği arazilerin ve ne zamandır satışta olan ama henüz satılmayan şirketlerde sürecin tamamlanması, kasaya daha fazla para girmesi lazım.

Tabii ekonominin iyi gitmesi, faizlerin patlamaması da şart.

Murat Ülker'in yönetim kurulu başkanlığını yeğeni Ali Ülker'e devretmesinin bütün bunlarla bir ilgisi var mı?

Dediğim gibi bana söylediği, bunun bir aile geleneği olduğu. Ve zaten yönetim kurulu üyesi olarak görevini sürdüreceği. Yanılmıyorsam yurtdışındaki işlerin bağlı olduğu Pladis'in yönetim kurulu başkanlığını da sürdürüyor…

Murat Ülker, Amerika'daki yöneticilerin Corona virüsü tehdidi altındaki bölgelere yapacakları ziyaretin ertelenip ertelenmeyeceğine kadar günlük işlerin içinde olan bir yönetici. Holding'in yönetimini hemen bırakmayacağı ortada.

Bu arada, Murat Ülker'e İngiltere'de satın aldıkları United Biscuits'de işlerin kötü gittiği iddialarını da sordum. Bunu yalanladı ve İngiltere'de satışlarının az da olsa arttığını söyledi. United Biscuits'deki tek sıkıntının, şirketin emeklilik fonunun finansal yapısındaki bozulma olduğunu söyledi. Şirket emeklilik fonuna zaman zaman kaynak aktarıyor. Ama Murat Ülker'in dediğine göre birkaç milyon sterlin kadar…