Murat Sancak Aydın Doğan'ı suçladı: Suikast girişiminin arkasında onlar var!
Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak A Haber’de katıldığı canlı yayında kendisine düzenlenen suikast girişiminin arkasında Paralel Yapı ve Doğan medyasının olduğunu açıkladı.
Murat Sancak şöyle konuştu:
“Şimdi isterseniz o güne dönelim. 20 Ağustos günüydü. Ben normalde 9- 9.30 gibi evden çıkarım. O günde tesadüf biraz geçiktim. 10.07 sıralarında Fatih Üniversitesi’nin önüne geldik. Yani o da çok anlamlı. Fatih Üniversitesi’nin önünde arkadan bir araba hızlı bir şekilde bize çarptı.
Hiç trafik yok, 60-70 KM süratle gidiyorduk. Orada bir kaç tane araba geçiyordu. Olayı gerçekleştirmek istedikleri yer de çok anlamlı bir yer: Fatih Üniversitesi’nin önü. Yani Allah korudu tabii. Eğer Allah takdiri ölmemizi istemiş olsaydı, eğer ölmüş olsaydık Fatih Üniversitesi’nin önünde olacaktı. Ama o gün çok enteresan benim ikinci şoförüm olan arkadaşımız arkadan araba çarptığı anda durmadı. Niye durmadığını da anlamak mümkün değil. Takdir-i İlahi diye bakıyorum. Normalde durulması lazım. Saldırılarda genellikle böyle yapılır, arkadan çarpılıyor hızlı bir şekilde o arada duruyorsunuz, o sırada yana gelip ya da arkadan sıkıp öyle kaçıp gidebiliyorlar. Ama şoför o an durmadı. Demek ki daha nefes alacak zamanımız varmış. Şoför ileride çapraz duruyor. Çapraz durması da yan tarafımızda durup bize oradan sıkmalarını da engelledi. Önümüze geçtiler, bizde o arada gayri ihtiyari kaza oldu diye arabadan indik bir kafamı kaldırdım karşıda kar maskeli saldırganlar ve sıkmaya başladılar.
O arada bende de silah vardı. Ama tam lazım olacağı sırada silah tutukluk yaptı, ben sıkamadım. Benim ön tarafta oturan korumam o da onlara karşılık vererek sıkmaya başladı. Zaten kurşunların isabet ettiği yerlere baktığınız zaman şoför tarafında sadece bir yere isabet etmiş o da lastiğe sıkmak istemişlerken yani kaçmamızı engellemek için sis lambasının olduğu yere isabet etmiş diğer bütün kurşunlar benim ve korumanın olduğu bölüme. Yani direk taamüden adam öldürmeye yönelik. Hatta ilk olay olduğu zaman zırhlı araç dediler.
Doğan Medya ve Paralel medyada zırhlı araç diye lanse ettiler. Halbuki düşmanımız olmadığı için zırhlı araç alma gereği de duymadık. Öyle bir algı yaratıyorlar ki enteresan bir duruma getiriyorlar. İlk andan itibaren verdikleri zırhlı araç. Öyle bir şey yok. Şimdi arabaya isabet eden mermilere baktığınız zaman cam ön sağ taraf benim ve korumanın oturduğu tarafa isabet ediyor. 13 mermi zaten cama isabet etmiş. Allah’tan ilk önce biz arabadan inmişiz. İnmemiş olsak zaten içeriyi giren 4 tane mermi, birisi isabet edecek. Hatta ben arabadan indikten sonra kapıyı açtıktan sonra kapıda da bir mermi yemişiz. Suikast silahı olan 45′lik mermi tam benim yanımdan geçmiş zaten. Olay böyle oldu.”
“Şimdi isterseniz o güne dönelim. 20 Ağustos günüydü. Ben normalde 9- 9.30 gibi evden çıkarım. O günde tesadüf biraz geçiktim. 10.07 sıralarında Fatih Üniversitesi’nin önüne geldik. Yani o da çok anlamlı. Fatih Üniversitesi’nin önünde arkadan bir araba hızlı bir şekilde bize çarptı.
Hiç trafik yok, 60-70 KM süratle gidiyorduk. Orada bir kaç tane araba geçiyordu. Olayı gerçekleştirmek istedikleri yer de çok anlamlı bir yer: Fatih Üniversitesi’nin önü. Yani Allah korudu tabii. Eğer Allah takdiri ölmemizi istemiş olsaydı, eğer ölmüş olsaydık Fatih Üniversitesi’nin önünde olacaktı. Ama o gün çok enteresan benim ikinci şoförüm olan arkadaşımız arkadan araba çarptığı anda durmadı. Niye durmadığını da anlamak mümkün değil. Takdir-i İlahi diye bakıyorum. Normalde durulması lazım. Saldırılarda genellikle böyle yapılır, arkadan çarpılıyor hızlı bir şekilde o arada duruyorsunuz, o sırada yana gelip ya da arkadan sıkıp öyle kaçıp gidebiliyorlar. Ama şoför o an durmadı. Demek ki daha nefes alacak zamanımız varmış. Şoför ileride çapraz duruyor. Çapraz durması da yan tarafımızda durup bize oradan sıkmalarını da engelledi. Önümüze geçtiler, bizde o arada gayri ihtiyari kaza oldu diye arabadan indik bir kafamı kaldırdım karşıda kar maskeli saldırganlar ve sıkmaya başladılar.
O arada bende de silah vardı. Ama tam lazım olacağı sırada silah tutukluk yaptı, ben sıkamadım. Benim ön tarafta oturan korumam o da onlara karşılık vererek sıkmaya başladı. Zaten kurşunların isabet ettiği yerlere baktığınız zaman şoför tarafında sadece bir yere isabet etmiş o da lastiğe sıkmak istemişlerken yani kaçmamızı engellemek için sis lambasının olduğu yere isabet etmiş diğer bütün kurşunlar benim ve korumanın olduğu bölüme. Yani direk taamüden adam öldürmeye yönelik. Hatta ilk olay olduğu zaman zırhlı araç dediler.
Doğan Medya ve Paralel medyada zırhlı araç diye lanse ettiler. Halbuki düşmanımız olmadığı için zırhlı araç alma gereği de duymadık. Öyle bir algı yaratıyorlar ki enteresan bir duruma getiriyorlar. İlk andan itibaren verdikleri zırhlı araç. Öyle bir şey yok. Şimdi arabaya isabet eden mermilere baktığınız zaman cam ön sağ taraf benim ve korumanın oturduğu tarafa isabet ediyor. 13 mermi zaten cama isabet etmiş. Allah’tan ilk önce biz arabadan inmişiz. İnmemiş olsak zaten içeriyi giren 4 tane mermi, birisi isabet edecek. Hatta ben arabadan indikten sonra kapıyı açtıktan sonra kapıda da bir mermi yemişiz. Suikast silahı olan 45′lik mermi tam benim yanımdan geçmiş zaten. Olay böyle oldu.”