MURAT BARDAKÇI DEDESİNİN 'DERSİM RAPORU'NU YAYINLADI
Türkiye'nin önde gelen tarihçilerinden Murat Bardakçı Dersim Katliamı öncesinde bölgede üst düzey yönetici olan dedesinin anlattıklarını köşesine taşıdı.
Bardakçı, dönemin Elazığ Valisi olan dedesi Ali Cemal Bey’in Dersim’le ilgili raporlarını da hatırlattı. Bardakçı, dedesi olan Cemal Bey’in Dersim’lilerin Kürt değil Türk olduğunu iddia ettiğini yazdı.
HER GÜN KONUŞULURDU
Ben, Dersim’de olup bitenleri “bilen” ve “konuşan” bir çevrede yetiştim. Türkiye’nin gündeminin şimdi ilk maddesi haline gelen Dersim ve şeyh Said ayaklanması tâââ ilkokul senelerimden itibaren hemen her gün duyduğum, ayrıntılarını o zamanlar pek bilmesem de yaşandığından haberdar olduğum olaylardı. Mâlûmat bakımından şanslı sayılmamın sebebi ailem idi. Zira 1930’ların önemli bir idarecisi olan büyükbabam, şeyh Said İsyanı ile Dersim olayları sırasında önemli görevlerde bulunmuştu.
DERSİM KONUŞULURDU BEN DE DİNLERDİM
Şeyh Said İsyanı sırasında Diyarbakır Valiliği yapmıştı ve hadiselerin üzerinden kırk küsur sene geçmiş olmasına rağmen her iki olay, özellikle de Dersim meselesi kendisi ve dostları arasında her zaman konuşulup tartışılırdı, ben de dinlerdim.
DERSİMLİLER KÜRT DEĞİL TÜRK
Büyükbabamın bazı anlattıklarını nakletmem gerekiyor: Her zaman “Dersim halkı Kürt değil, büyük ihtimalle eski asırlarda Horasan taraflarından göç etmiş Türklerdir. Sünnî değil Alevî olmaları ve inançlarının yanısıra devam ettirdikleri âdetler de bunların aslında Türk olduklarını gösterir” derdi. Şeyh Said İsyanı sırasında devletin politikasının doğru olduğuna, yapılması gerekenin yapıldığına ama Dersim’de işin böyle olmadığına ve yanlış hareket edildiğine inanırdı. Söylediği, özetle “Dersim’de bir asayişsizlik vardı, devlet bu bölgeye bir türlü giremiyordu, bu mesele mutlaka halledilmeli idi ama çözüm için silâh kullanılmasına lüzum yoktu. Dersimliler’e silâh yerine şefkat gösterilse idi netice çok başka olurdu. Çok büyük hata edildi” şeklindeydi.
MURAT BARDAKÇI’NIN YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
HER GÜN KONUŞULURDU
Ben, Dersim’de olup bitenleri “bilen” ve “konuşan” bir çevrede yetiştim. Türkiye’nin gündeminin şimdi ilk maddesi haline gelen Dersim ve şeyh Said ayaklanması tâââ ilkokul senelerimden itibaren hemen her gün duyduğum, ayrıntılarını o zamanlar pek bilmesem de yaşandığından haberdar olduğum olaylardı. Mâlûmat bakımından şanslı sayılmamın sebebi ailem idi. Zira 1930’ların önemli bir idarecisi olan büyükbabam, şeyh Said İsyanı ile Dersim olayları sırasında önemli görevlerde bulunmuştu.
DERSİM KONUŞULURDU BEN DE DİNLERDİM
Şeyh Said İsyanı sırasında Diyarbakır Valiliği yapmıştı ve hadiselerin üzerinden kırk küsur sene geçmiş olmasına rağmen her iki olay, özellikle de Dersim meselesi kendisi ve dostları arasında her zaman konuşulup tartışılırdı, ben de dinlerdim.
DERSİMLİLER KÜRT DEĞİL TÜRK
Büyükbabamın bazı anlattıklarını nakletmem gerekiyor: Her zaman “Dersim halkı Kürt değil, büyük ihtimalle eski asırlarda Horasan taraflarından göç etmiş Türklerdir. Sünnî değil Alevî olmaları ve inançlarının yanısıra devam ettirdikleri âdetler de bunların aslında Türk olduklarını gösterir” derdi. Şeyh Said İsyanı sırasında devletin politikasının doğru olduğuna, yapılması gerekenin yapıldığına ama Dersim’de işin böyle olmadığına ve yanlış hareket edildiğine inanırdı. Söylediği, özetle “Dersim’de bir asayişsizlik vardı, devlet bu bölgeye bir türlü giremiyordu, bu mesele mutlaka halledilmeli idi ama çözüm için silâh kullanılmasına lüzum yoktu. Dersimliler’e silâh yerine şefkat gösterilse idi netice çok başka olurdu. Çok büyük hata edildi” şeklindeydi.
MURAT BARDAKÇI’NIN YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ