Muhteşem Yüzyıl'ın 9 saraylısı
Bu sezon son düzlüğe giren 'Muhteşem Yüzyıl'ın Kanuni'den şehzadelere, Sümbül Ağa'dan Taşlıcalı'ya dokuz erkeği GQ Türkiye'nin nisan sayısı kapağında buluştu.
‘Muhteşem Yüzyıl’ finale ilerlerken sarayın dokuz erkek karakterine can veren oyuncular Halit Ergenç, Ozan Güven, Mehmet Günsür, Aras Bulut İynemli, Engin Öztürk, Tolga Sarıtaş, Selim Bayraktar, Sarp Akkaya ve Serkan Altunorak, GQ Türkiye dergisinin nisan sayısı için Tamer Yılmaz’ın objektifinin karşısına geçti. Bu dokuz ‘saraylı’ erkek, diziye veda etmeye hazırlanırken haleti ruhiyelerini Ebru Çapa’ya anlattı.
Milyonlarca insanın gözünde ‘Muhteşem Süleyman’la özdeşleşen Halit Ergenç “Yordu tabii, uzun ve zor bir işti” diyor: “Pek çok noktada zorladı ama bir sürü de şey öğrendik. Çok da düşünmüyorum bitecek diye; o havaya girersem, okulun son haftasındaki çocuklara dönermişim gibi geliyor. Hiç bitmeyecekmiş gibi yaşıyorum. Son bölümler en çok asılmamız gereken bölümler. Maratonun son düzlüğü; hepimiz depara kalkacağız, alnımızın akıyla çıkacağız.”
‘Taşlıcalı Yahya’yı oynayan Serkan Altunorak için ‘Muhteşem Yüzyıl’ ömrünce unutmayacağı bir iş. ‘Rüstem Paşa’ Ozan Güven ise “Başka bir kast olsaydı yine aynı şey olacaktı, işin çapı o” diyor: “Bir kere duygu olarak ağır bir iş, canlandırdığımız karakterlerin sorumluluğu var. Ezberimizden çıkıp bir şey yapamıyoruz; tarih söz konusu.”
Çapa’nın “Dizi kendi hayatlarında tarihe, aile müessesesine, devlete, iktidara bakışlarında nasıl bir fark yaratmıştır?” sorusunu ‘Şehzade Mustafa’ Mehmet Günsür “Kafalar farklı, daha vahşi bir dönem” diye yanıtlıyor: “O devirde yaşayan insanlar dönemin vahşetinden nasibini alıyor. Bir de saray ve hanedan kafasını bugünün kafasıyla algılamak zor. Özünde baba-oğul-kardeş ilişkileri var ama bu ilişkileri etkileyen dış faktörler çok farklı. Sancak beyi ya da müstakbel padişah olmak gibi tuhaf dinamikler var.”
Yazının devamı GQ Türkiye’nin Nisan sayısında...
Milyonlarca insanın gözünde ‘Muhteşem Süleyman’la özdeşleşen Halit Ergenç “Yordu tabii, uzun ve zor bir işti” diyor: “Pek çok noktada zorladı ama bir sürü de şey öğrendik. Çok da düşünmüyorum bitecek diye; o havaya girersem, okulun son haftasındaki çocuklara dönermişim gibi geliyor. Hiç bitmeyecekmiş gibi yaşıyorum. Son bölümler en çok asılmamız gereken bölümler. Maratonun son düzlüğü; hepimiz depara kalkacağız, alnımızın akıyla çıkacağız.”
‘Taşlıcalı Yahya’yı oynayan Serkan Altunorak için ‘Muhteşem Yüzyıl’ ömrünce unutmayacağı bir iş. ‘Rüstem Paşa’ Ozan Güven ise “Başka bir kast olsaydı yine aynı şey olacaktı, işin çapı o” diyor: “Bir kere duygu olarak ağır bir iş, canlandırdığımız karakterlerin sorumluluğu var. Ezberimizden çıkıp bir şey yapamıyoruz; tarih söz konusu.”
Çapa’nın “Dizi kendi hayatlarında tarihe, aile müessesesine, devlete, iktidara bakışlarında nasıl bir fark yaratmıştır?” sorusunu ‘Şehzade Mustafa’ Mehmet Günsür “Kafalar farklı, daha vahşi bir dönem” diye yanıtlıyor: “O devirde yaşayan insanlar dönemin vahşetinden nasibini alıyor. Bir de saray ve hanedan kafasını bugünün kafasıyla algılamak zor. Özünde baba-oğul-kardeş ilişkileri var ama bu ilişkileri etkileyen dış faktörler çok farklı. Sancak beyi ya da müstakbel padişah olmak gibi tuhaf dinamikler var.”
Yazının devamı GQ Türkiye’nin Nisan sayısında...