Muhsin Kızılkaya: "Basın hiç olmadığı kadar özgür, korkak insanlar gazeteciler"
AKP Mersin milletvekili adayı Muhsin Kızılkaya, 7 Haziran seçimleri öncesinde konuştu.
AKP Mersin milletvekili adayı Muhsin Kızılkaya, basının en özgür dönemini yaşadığını iddia ederken, 2009’dan itibaren Kürt sorunu diye bir sorun kalmadığını söyledi. Kızılkaya çözüm sürecinin devamı için de başkanlık sisteminin şart olduğunu savundu.
İşte Bianet'te yer alan o söyleşi.
7 Haziran seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Mersin üçüncü sıradan milletvekili adayı olan gazeteci yazar Muhsin Kızılkaya’yla Kürt sorunu, başkanlık sistemi, basın özgürlüğü hakkında konuştuk.
Türkiye’de basının hiçbir dönem bugünkü kadar özgür olmadığını iddia eden Kızılkaya, artık Kürt sorunu diye bir sorun olmadığı görüşünü de savundu.
“Başkanlık sistemi olmazsa çözüm süreci ilerleyemez” diyen Kızılkaya, milletvekilliği döneminde AKP’nin solcular, eşcinseller, inançsızlar, gayrimüslimler, Aleviler de dahil herhangi bir kesimin baskıyla karşılaşması durumunda ise partisine şiddetle karşı çıkacağını dile getirdi.
Kızılkaya’nın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Kürtler hangi haklardan mahrum?”
“Kürt sorunu noktasında şu an çözülmemiş pek sorun yok. 2009’da Kürt açılımı hadisesiyle birlikte 1920 ruhunun yolu açıldı.
“‘Kürt sorunu yoktur’ diyen Erdoğan’a katılıyorum. 2009’dan itibaren bir Kürt olarak kendimi eşit yurttaş olarak hissetmeye başladım.
“Sormak istiyorum. Kürtler şu an hangi haklardan yoksun. Kürtçe televizyon, radyo açılabiliyor, Kürtçe eğitim veren kolej açılabiliyor.
“Türkiye olmasa Kobane IŞİD’in elindeydi”
“Roboski büyük bir hataydı. Ancak Kobane meselesinde Erdoğan’ın söylediği ‘Kobane düştü düşecek’ sözü yanlış anlaşıldı. Erdoğan orada dış güçlere ‘Yardım edin, Kobane düştü düşecek ‘ demek istedi.
“Türkiye olmasa Kobane şu an IŞİD kontrolündeydi. Türkiye Kobane’deki kadın ve çocukları buraya alınca orada erkekler savaşabildi. Ayrıca Türkiye Kobane’ye silah, mermi geçmesini de sağladı. Ayrıca orada IŞİD’e karşı savaşan Kürtlerin yemeğini Türkiye sağladı.
“Cumhuriyet’te çıkan MİT TIR’larındaki silah meselesi hakkında bir şey diyemem. Devlet sırrıdır. Her devletin sırları olabilir.
“Ben de ilk üç gün Gezi’yi destekledim”
“Gezi direnişinin ilk üç gününü ben de destekledim. Ancak Gezi’yi doğuran tek saik Erdoğan’ın Kürt sorununu demokratik yollarla çözme iradesi göstermesiydi. Bu nedenle Gezi bir darbe girişimine dönüştü.
“Başkanlık sistemi olmazsa 2009’da başlayan çözüm süreci ilerleyemez.
“AKP tüm kesimlere eşit yaklaşıyor”
“Milletvekili olduğumda AKP iktidarı döneminde herhangi bir şekilde azınlıklar, inançsızlar, gayrimüslimler, solcular, eşcinseller kötü bir muameleyle karşılaşırlarsa tüm şiddetle karşı çıkarım.
“AKP tüm kesimlere eşit yaklaşan bir parti."
“Basın çok özgür”
“Türkiye’de basın hiç olmadığı kadar özgür. Erdoğan mı telefon edip şu kişiyi işten atın diyor? Bu ülkede en korkak insanlar gazeteciler.
“Herkes her istediğini konuşabiliyor, yazabiliyor. AKP öncesi Kürt bile denilemezken artık rahatlıkla her düşünce ifade edilebiliyor.”
“Havuz medyası deniyor ama o yayın organlarının takip edilme oranı yüzde 10 bile değil. Türkiye’de daha çok beyaz yakalı, kentli, kibirli kesim gazete okuyor.
İşte Bianet'te yer alan o söyleşi.
7 Haziran seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Mersin üçüncü sıradan milletvekili adayı olan gazeteci yazar Muhsin Kızılkaya’yla Kürt sorunu, başkanlık sistemi, basın özgürlüğü hakkında konuştuk.
Türkiye’de basının hiçbir dönem bugünkü kadar özgür olmadığını iddia eden Kızılkaya, artık Kürt sorunu diye bir sorun olmadığı görüşünü de savundu.
“Başkanlık sistemi olmazsa çözüm süreci ilerleyemez” diyen Kızılkaya, milletvekilliği döneminde AKP’nin solcular, eşcinseller, inançsızlar, gayrimüslimler, Aleviler de dahil herhangi bir kesimin baskıyla karşılaşması durumunda ise partisine şiddetle karşı çıkacağını dile getirdi.
Kızılkaya’nın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Kürtler hangi haklardan mahrum?”
“Kürt sorunu noktasında şu an çözülmemiş pek sorun yok. 2009’da Kürt açılımı hadisesiyle birlikte 1920 ruhunun yolu açıldı.
“‘Kürt sorunu yoktur’ diyen Erdoğan’a katılıyorum. 2009’dan itibaren bir Kürt olarak kendimi eşit yurttaş olarak hissetmeye başladım.
“Sormak istiyorum. Kürtler şu an hangi haklardan yoksun. Kürtçe televizyon, radyo açılabiliyor, Kürtçe eğitim veren kolej açılabiliyor.
“Türkiye olmasa Kobane IŞİD’in elindeydi”
“Roboski büyük bir hataydı. Ancak Kobane meselesinde Erdoğan’ın söylediği ‘Kobane düştü düşecek’ sözü yanlış anlaşıldı. Erdoğan orada dış güçlere ‘Yardım edin, Kobane düştü düşecek ‘ demek istedi.
“Türkiye olmasa Kobane şu an IŞİD kontrolündeydi. Türkiye Kobane’deki kadın ve çocukları buraya alınca orada erkekler savaşabildi. Ayrıca Türkiye Kobane’ye silah, mermi geçmesini de sağladı. Ayrıca orada IŞİD’e karşı savaşan Kürtlerin yemeğini Türkiye sağladı.
“Cumhuriyet’te çıkan MİT TIR’larındaki silah meselesi hakkında bir şey diyemem. Devlet sırrıdır. Her devletin sırları olabilir.
“Ben de ilk üç gün Gezi’yi destekledim”
“Gezi direnişinin ilk üç gününü ben de destekledim. Ancak Gezi’yi doğuran tek saik Erdoğan’ın Kürt sorununu demokratik yollarla çözme iradesi göstermesiydi. Bu nedenle Gezi bir darbe girişimine dönüştü.
“Başkanlık sistemi olmazsa 2009’da başlayan çözüm süreci ilerleyemez.
“AKP tüm kesimlere eşit yaklaşıyor”
“Milletvekili olduğumda AKP iktidarı döneminde herhangi bir şekilde azınlıklar, inançsızlar, gayrimüslimler, solcular, eşcinseller kötü bir muameleyle karşılaşırlarsa tüm şiddetle karşı çıkarım.
“AKP tüm kesimlere eşit yaklaşan bir parti."
“Basın çok özgür”
“Türkiye’de basın hiç olmadığı kadar özgür. Erdoğan mı telefon edip şu kişiyi işten atın diyor? Bu ülkede en korkak insanlar gazeteciler.
“Herkes her istediğini konuşabiliyor, yazabiliyor. AKP öncesi Kürt bile denilemezken artık rahatlıkla her düşünce ifade edilebiliyor.”
“Havuz medyası deniyor ama o yayın organlarının takip edilme oranı yüzde 10 bile değil. Türkiye’de daha çok beyaz yakalı, kentli, kibirli kesim gazete okuyor.