"MÜGE ANLI KOCASIYLA TV'DE 70 MİLYONUN ÖNÜNDE BARIŞMAK İSTERSE, ARACILIK EDEREK, SEVAP KAZANMAYI BÜTÜN MAGAZİNCİLER İSTEYECEKTİR"!..

Sabah programlarına eleştiri yönelten Akşam yazarı Türe Özçelik, Müge Anlı'nın Dobra Dobra programında yaşananları Anlı'nın özel hayatına bakın nasıl iliştirdi.

Hıdırlar bize, biz Hıdırlara!

Her kanalda çifter çifter yayınlanan magazin programlarına katılmak için para alanlara ve gündem yaratmak için eski hikayeleri ısıtanlara dair...

Sayıları 20'yi aşan ulusal kanallarda, onlarca magazin ve kadın kuşağı programı var. Her birine en az üç konuk çağrılsa, günde en az 60 konuk yapar. Bu da, haftada 300 konuk demektir. Her kanalda, birbirinin kopyası birden fazla yapım olduğu da düşünülürse, buyurun üşenmeyen hesaplasın.

Üstelik, her gün bir başkasını bulmak zorundasınız. İşte, ekranda izlemek istemediğimiz bir şahsiyetten bir türlü zap yaparak kurtulamayışımızın yegane sebebi budur... Hıdırlar bize, biz Hıdırlara. Hıdırlar geldiğinde, ne kadar çok ses getirecek, reytingleri tavana vurduracak konu açabilirseniz o kadar iyidir. Ya da, kim en çok ağlatırsa, en meşhur programcı odur ve önümüzdeki sezon sözleşmesinin yenilenmesi garantidir... Bunları yapamıyorsanız, reytingleriniz yerlerde sürünür. Kim kimi nerede şey etmiş, neden etmiş, gören olmuş mu, gördüyse ne demiş? Haklarını yemeyelim aslında, bunu becerebilmek de kolay değil. Her gün nereden bulacaksınız, İbrahim Tatlıses için 'Bana tecavüz etti' diyecek birini? Ya da Hülya Avşar'ın aldatılma görüntülerini? Durum böyle olunca yani, Yahudi züğürt kalınca, başlar eski defterleri karıştırmaya. Bir zamanlar kim kiminle ne yapmıştı, diye hafızasını yoklamaya.
İşte son örneği de Nazan Öncel'in, kızkardeşinin kocasıyla yaşadıkları. 20 yıl önce yaşanmış, olmuş bitmiş. Olayın kahramanları bile artık yaşlanmış, siz hala ısıtmaya çalışıyorsunuz. Nazan Öncel'in kızkardeşi Pınar'ı, tüm programlar kapışır artık. Her sabah, kocamızdan, evladımızdan çok görürüz. İlk önce Dobra Dobra'da gördük. Hem de, Süleymaniye Camii eski imamlarından Ali Rıza Demircan'ın yanında. Hoca,'Aile hayatının bu şekilde deşifre edilmesi, günahtır ayıptır' dedikçe, sunucular; 'Ama hocam biz sevap yapıyoruz, aileyi bir araya getirmeye çalışıyoruz' diyerek iyice komik oldular. Sizleri bilmem ama ben çok güldüm. Şu aralar Müge Anlı da eşiyle zor günler geçiriyor, TV'de 70 milyonun önünde kocasıyla barışmak isterse, aracılık ederek, sevap kazanmayı bütün magazincilerin isteyeceğinden hiç kuşkum yok.

KDV DAHİL Mİ?

İşte, televizyon programlarına konuk bulmak böylesine 'zorlaşınca', konuklar da durumu fark edip, kendilerini ağırdan satmaya başladılar. Davet edildikleri programların asistanlarına 'Şekerim, gelemem süt banyom var', 'Ah tatlım, çok isterdim ama o saatte kedimi aşıya götürmem lazım' türünden gerekçeler göstermekteler Ama bunu çok ustaca yapmak durumundalar elbette. Yoksa şişine şişine meşhur kurbağa şarkısındaki gibi patlayıvereceklerini de bilirler. Asıl istedikleri, ses getiren, reytingi yüksek programlara ücretsiz çıkmak, diğerlerinden ise para kazanmaktır. Yıllardır konuşulurdu bu. Ama bir türlü açıkça dile getiremiyorlardı. Anlaşılan örgütlendiler ve şimdi para istiyorlar. Bazılarının fiyat tarifelerini, arkadaşım Ali Eyüboğlu'nun köşesinde gördüm, Güllü 2-3 bin YTL, Banu Alkan 5 bin dolar, Mustafa Topaloğlu 2 bin YTL, Kaynana Semra 2 bin YTL istiyormuş. Bakar mısınız? Hem izleyeceğiz, bir de üstüne para vereceğiz.

OKULLAR KAPANMASIN

Bu arada, 'sevap işlemek' için, kocasını kızkardeşine kaptıran bir kadını programlarında konuk eden sunucu arkadaşlara bir-iki duyurum var. Belki programınızın bir köşesinde yer verirsiniz;

ABD'den 1 konteynır dol