Mısır Başkonsolosluğu önünde gazeteci eylemi!
Mısır’da yargılanmakta olan Al Jazeera çalışanlarının özgür bırakılması için basın mensupları Mısır Konsolosluğu önünde basın açıklaması düzenledi
Al Jazeera çalışanları Muhammed Fehmi, Bahir Muhammed ve Peter Greste’nin serbest bırakılması için basın mensupları 17 Şubat Perşembe saat 11:00’da İstanbul Mısır Konsolosluğu önünde toplandı. Toplantıda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Basın Konseyi Genel Sekreteri Namık Koçak birer konuşma gerçekleştirdiler.
Toplantıya Al Jazeera Türk Haber Direktörü Gürkan Zengin, Al Jazeera Türk Haber koordinatörü Metin Mutanoğlu, Al Jazeera çalışanları ve pek çok sayıda basın mensubu katıldı. Yapılan basın açıklamasının ardından Mısır Konsolosluğuna basın mensuplarınca imzalanmış mektuplar teslim edildi.
Mısır’da meslektaşlarının serbest bırakılması için yapılan basın açıklaması ise şöyle;
Mısır’da 3 Temmuz 2013’te yaşanan askeri darbenin ardından özellikle basın kuruluşları ve çalışanlarına yönelik baskılar had safhaya ulaşmıştır. Muhalif olduğu düşünülen bütün basın kuruluşları kapatılmış ve çalışanları gözaltına alınmıştır.
Bu ülkede yıllardır bağımsız habercilik faaliyetini sürdüren Al Jazeera televizyonunun çalışanları da bu baskı politikalarından nasiplerini almaktadır. Darbenin yaşandığı gün bütün Aljazeera’nin Kahire merkez bürosu ve diğer bütün büroları basılmış ve çalışanlarından bazıları gözaltına alınmış, bazıları da uzaklaştırılarak çalışmalar durdurulmuştur.
Darbenin ardından yaşanan Rabia olayları sırasında da olayları takip eden Al Jazeera Arapça kanalının muhabiri Abdullah Şami ve kameramanı Muhammed Bedir 14 Ağustos 2013’te askeri yönetim tarafından gözaltına alınmıştır. 29 Aralık 2013 tarihinde ise bu kez Al Jazeera İngilizce kanalının üç çalışanı aynı akıbeti yaşamıştır. Kanalın Nairobi muhabiri ödüllü gazeteci Peter Greste, yapımcı Muhammed Fehmi ve yapımcı Bahir Muhammed, Kahire'de Mısırlı yetkililer tarafından gözaltına alınmıştır. Al jazeera Arapça kanalının kameraman Muhammed Bedir daha sonra serbest bırakılmıştır.
Şu anda 4 Al Jazeera çalışanı Mısır cezaevlerinde tutulmaktadır. Bunlardan Abdullah Şami, hukuksuz uygulamaya karşı son bir aydır açlık grevi yapmaktadır.
Mısır'da yaşanan olayları bağımsız şekilde aktaran gazetecilere, teröre yardım etme suçlaması yöneltilmektedir. Hapisteki dört Al Jazeera çalışanı ile birlikte altı yabancı gazeteci de aynı mahkemede benzer suçlardan gıyaplarında yargılanıyor.
Mısır’da yapılan, gazeteciliğin yargılanmasıdır. Oysa gazetecilik bir suç değildir!
Buradan Mısır yönetimine sesleniyor ve diyoruz ki biz gazeteciyiz, terörist değiliz. Suistimal, acı ve adaletsizliğe ışık tutmak amacıyla gerektiğinde hayatımızı tehlikeye atarak gerçeği insanlara ulaştırmaya çalışıyoruz. Gazeteciler toplumun gözleri, kulakları ve sesidir. Gazeteciliğe yapılan saldırı, düşünce özgürlüğü ve gerçeği öğrenme hakkına inanan herkese yapılmış saldırı demektir. Arkadaşlarımıza yöneltilen terörizm suçlaması tamamen asılsız ve gerçek dışıdır.
Al Jazeera çalışanlarının asılsız suçlamalar ile zor koşullarda gözaltında tutulması, gazeteciliğin esaret altına alınmasıdır. Amacı sadece yaşananlara tanıklık etmek ve kamuoyunu aydınlatmak olan meslektaşlarımız yalnızca görevlerini yapmaktadırlar.
Mısır yönetimine bir kez daha sesleniyoruz.
Gazetecilik adına, insan hakları adına, mesleğimizi özgür ve demokratik ortamda icra edebilmek adına, meslektaşlarımızın en kısa sürede serbest bırakılmalarını talep ediyoruz.
Toplantıya Al Jazeera Türk Haber Direktörü Gürkan Zengin, Al Jazeera Türk Haber koordinatörü Metin Mutanoğlu, Al Jazeera çalışanları ve pek çok sayıda basın mensubu katıldı. Yapılan basın açıklamasının ardından Mısır Konsolosluğuna basın mensuplarınca imzalanmış mektuplar teslim edildi.
Mısır’da meslektaşlarının serbest bırakılması için yapılan basın açıklaması ise şöyle;
Mısır’da 3 Temmuz 2013’te yaşanan askeri darbenin ardından özellikle basın kuruluşları ve çalışanlarına yönelik baskılar had safhaya ulaşmıştır. Muhalif olduğu düşünülen bütün basın kuruluşları kapatılmış ve çalışanları gözaltına alınmıştır.
Bu ülkede yıllardır bağımsız habercilik faaliyetini sürdüren Al Jazeera televizyonunun çalışanları da bu baskı politikalarından nasiplerini almaktadır. Darbenin yaşandığı gün bütün Aljazeera’nin Kahire merkez bürosu ve diğer bütün büroları basılmış ve çalışanlarından bazıları gözaltına alınmış, bazıları da uzaklaştırılarak çalışmalar durdurulmuştur.
Darbenin ardından yaşanan Rabia olayları sırasında da olayları takip eden Al Jazeera Arapça kanalının muhabiri Abdullah Şami ve kameramanı Muhammed Bedir 14 Ağustos 2013’te askeri yönetim tarafından gözaltına alınmıştır. 29 Aralık 2013 tarihinde ise bu kez Al Jazeera İngilizce kanalının üç çalışanı aynı akıbeti yaşamıştır. Kanalın Nairobi muhabiri ödüllü gazeteci Peter Greste, yapımcı Muhammed Fehmi ve yapımcı Bahir Muhammed, Kahire'de Mısırlı yetkililer tarafından gözaltına alınmıştır. Al jazeera Arapça kanalının kameraman Muhammed Bedir daha sonra serbest bırakılmıştır.
Şu anda 4 Al Jazeera çalışanı Mısır cezaevlerinde tutulmaktadır. Bunlardan Abdullah Şami, hukuksuz uygulamaya karşı son bir aydır açlık grevi yapmaktadır.
Mısır'da yaşanan olayları bağımsız şekilde aktaran gazetecilere, teröre yardım etme suçlaması yöneltilmektedir. Hapisteki dört Al Jazeera çalışanı ile birlikte altı yabancı gazeteci de aynı mahkemede benzer suçlardan gıyaplarında yargılanıyor.
Mısır’da yapılan, gazeteciliğin yargılanmasıdır. Oysa gazetecilik bir suç değildir!
Buradan Mısır yönetimine sesleniyor ve diyoruz ki biz gazeteciyiz, terörist değiliz. Suistimal, acı ve adaletsizliğe ışık tutmak amacıyla gerektiğinde hayatımızı tehlikeye atarak gerçeği insanlara ulaştırmaya çalışıyoruz. Gazeteciler toplumun gözleri, kulakları ve sesidir. Gazeteciliğe yapılan saldırı, düşünce özgürlüğü ve gerçeği öğrenme hakkına inanan herkese yapılmış saldırı demektir. Arkadaşlarımıza yöneltilen terörizm suçlaması tamamen asılsız ve gerçek dışıdır.
Al Jazeera çalışanlarının asılsız suçlamalar ile zor koşullarda gözaltında tutulması, gazeteciliğin esaret altına alınmasıdır. Amacı sadece yaşananlara tanıklık etmek ve kamuoyunu aydınlatmak olan meslektaşlarımız yalnızca görevlerini yapmaktadırlar.
Mısır yönetimine bir kez daha sesleniyoruz.
Gazetecilik adına, insan hakları adına, mesleğimizi özgür ve demokratik ortamda icra edebilmek adına, meslektaşlarımızın en kısa sürede serbest bırakılmalarını talep ediyoruz.