Milliyet yazarı acı tesadüfü yazdı: Şehit sahnesi gerçek oldu!
Koloğlu bugünkü köşesinde yaşanan acı tesadüfü kaleme aldı.
Milliyet Gazetesi yazarı Sina Koloğlu, pazar akşamı yaşanan acı tesadüfü kaleme aldı. FOX'un Savaşçı dizisinde Kürşat Üsteğmen'in şehit düştüğü anlarda, Hakkari'den şehit haberleri geldi.
Milliyet yazarı Sina Koloğlu, bugünkü köşesinde şunları yazdı:
Şehit sahnesi gerçek oldu
'Savaşçı' dizisinde, saat 22.55’te Kürşat Üsteğmen şehit düştü. Ev ahalisi, bir yandan cep telefonunda ‘neler oluyor?’un takibindeydi Twitter’da... “Hakkari’de üç şehit varmış” dediler. Haber, aynı saat diliminde geldi. Biri gerçek, biri dizi... O an, evde bir sessizlik oldu. Çiğdem Teğmen’in çığlıklarıyla, soba dumanı tüten evlerden, Hakkari şehitlerinin anaları, babaları, kardeşleri ve eşlerinin çığlıkları birbirine karıştı. Diziydi sonuçta... Çekimler bittikten sonra, setin ışıkları kapanacak, sahnenin etkisinde oyuncular, evlerinin yolunu tutacaktı. Ya Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı Aktütün’le Dağlıca arasında, sınıra sıfır noktasında şehit düşenlerin yakınları? İster istemez akılda sorular var, ‘Peki daha ne kadar?’
Haberi 37 saniye...
Şehit haberleri bültenlerde ‘adet yerini bulsun diye’ ilk haber olarak veriliyor. Sonra? ‘Seçime Doğru Türkiye’, ya da ‘kim kimi vurdu?’yla ilerlerken, sıradan bir haber gibi, ‘Ondan sonra ne var?’ diye bakıp geçiliyor. ‘Savaşçı’, işte o şehit haberinden sonra, ateşin düştüğü yüreklerden bir kesit verdi son bölümde... O, her bir şehit haberinin arkasındaki koca yangını anlatmaya çalıştı.
Ekranda bir şehit haberi ne kadar sürüyor biliyor musunuz? 37 saniye... Yukarıda sordum ya, ‘daha ne kadar?’ diye... Kaç yıl, kaç asır daha? Sonra ne anlatacaklar?
‘Neden bitmiyor komutanım?’
Çiğdem Üsteğmen, Kürşat’ını kaybetmenin dayanılmaz acısı içinde, “Bunun bir sonu yok mu komutanım? Ne zaman bitecek?” diye isyan ediyordu. Halil İbrahim Kopuz, “Sen Kürşat’ı kaybettin, ben karımı ve kızımı... Hepimiz korkunç bedeller ödüyoruz. Bazen, ‘Neden katlanıyoruz ki bunlara?’ diye soruyorum. Çünkü devam ediyoruz, biz toprağın üstündekiler kadar, altındakiler için de savaşıyoruz. Eğer sen gitseydin, Kürşat hayatta kalsaydı, o da aynısını yapardı.”
Yaşadıklarımızla, anlatılanlar diziyle örtüşüyor mu? Tarih, bu olanları nasıl anlatacak? ‘Barış süreci’ dediler, oyun çıktı. Bakın kaç siyasi, “Terör bitiyor” diye demeç verdi. Eşref Bitlis neden öldürüldü? Silah tüccarları, eroin kaçakçıları, siyasi rant ve emperyalizmin ta kendisi, bu terörü bitirir mi? İsteyenlere göz açtırır mı? Sonra oyların ne kıymeti olacak? Ne diyerek oy alacaklar? Barış olmayacaksa, neyin kıymeti, harbiyesi kalacak? 37 saniye, şehit sayısı daha fazla olursa, bir dakikalık haberlerle yola devam...
Milliyet yazarı Sina Koloğlu, bugünkü köşesinde şunları yazdı:
Şehit sahnesi gerçek oldu
'Savaşçı' dizisinde, saat 22.55’te Kürşat Üsteğmen şehit düştü. Ev ahalisi, bir yandan cep telefonunda ‘neler oluyor?’un takibindeydi Twitter’da... “Hakkari’de üç şehit varmış” dediler. Haber, aynı saat diliminde geldi. Biri gerçek, biri dizi... O an, evde bir sessizlik oldu. Çiğdem Teğmen’in çığlıklarıyla, soba dumanı tüten evlerden, Hakkari şehitlerinin anaları, babaları, kardeşleri ve eşlerinin çığlıkları birbirine karıştı. Diziydi sonuçta... Çekimler bittikten sonra, setin ışıkları kapanacak, sahnenin etkisinde oyuncular, evlerinin yolunu tutacaktı. Ya Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı Aktütün’le Dağlıca arasında, sınıra sıfır noktasında şehit düşenlerin yakınları? İster istemez akılda sorular var, ‘Peki daha ne kadar?’
Haberi 37 saniye...
Şehit haberleri bültenlerde ‘adet yerini bulsun diye’ ilk haber olarak veriliyor. Sonra? ‘Seçime Doğru Türkiye’, ya da ‘kim kimi vurdu?’yla ilerlerken, sıradan bir haber gibi, ‘Ondan sonra ne var?’ diye bakıp geçiliyor. ‘Savaşçı’, işte o şehit haberinden sonra, ateşin düştüğü yüreklerden bir kesit verdi son bölümde... O, her bir şehit haberinin arkasındaki koca yangını anlatmaya çalıştı.
Ekranda bir şehit haberi ne kadar sürüyor biliyor musunuz? 37 saniye... Yukarıda sordum ya, ‘daha ne kadar?’ diye... Kaç yıl, kaç asır daha? Sonra ne anlatacaklar?
‘Neden bitmiyor komutanım?’
Çiğdem Üsteğmen, Kürşat’ını kaybetmenin dayanılmaz acısı içinde, “Bunun bir sonu yok mu komutanım? Ne zaman bitecek?” diye isyan ediyordu. Halil İbrahim Kopuz, “Sen Kürşat’ı kaybettin, ben karımı ve kızımı... Hepimiz korkunç bedeller ödüyoruz. Bazen, ‘Neden katlanıyoruz ki bunlara?’ diye soruyorum. Çünkü devam ediyoruz, biz toprağın üstündekiler kadar, altındakiler için de savaşıyoruz. Eğer sen gitseydin, Kürşat hayatta kalsaydı, o da aynısını yapardı.”
Yaşadıklarımızla, anlatılanlar diziyle örtüşüyor mu? Tarih, bu olanları nasıl anlatacak? ‘Barış süreci’ dediler, oyun çıktı. Bakın kaç siyasi, “Terör bitiyor” diye demeç verdi. Eşref Bitlis neden öldürüldü? Silah tüccarları, eroin kaçakçıları, siyasi rant ve emperyalizmin ta kendisi, bu terörü bitirir mi? İsteyenlere göz açtırır mı? Sonra oyların ne kıymeti olacak? Ne diyerek oy alacaklar? Barış olmayacaksa, neyin kıymeti, harbiyesi kalacak? 37 saniye, şehit sayısı daha fazla olursa, bir dakikalık haberlerle yola devam...