"MİLLİYET SİNSİCE YAPIYOR,BEN DOĞRUDAN ÇAKIYORUM!..ARAMIZDAKİ DÜRÜSTLÜK FARKI!.." MİLLİYET NEYİ YANLIŞ HESAPLIYOR?
Engin Ardıç, Milliyet'in ve bazı gazetelerin yanlış hesabı yüzünden birilerinin hayal kırıklığı yaşadığını iddia etti... Peki bu hesap neydi?
Hesap hatası
Milliyet Gazetesi ara sıra bana kamış atmayı sever... Eh, bizim de elimiz armut toplamıyor ya, biz de ara sıra onları okşarız tabii... Fakat onlar Babıali geleneklerine uygun olarak bu işi daha bir "sinsice" yaparlar, biz doğrudan çakarız. Aramızda o kadarcık dürüstlük farkı olacak...
Bir keresinde bir yazımı "alıntılayıp" altına da Mehmet Barlas imzasını atmışlar, yani böylece hem bana hem de Mehmet ağabeye hakaret etmişlerdi.
Fakat bugün konumuz bendenize yaptıkları pislikler değil, yaptıkları bir hesap hatası... Aynı hataya Vatan Gazetesi de ısrarla düşmekten hoşlanır. (Ne de olsa hepsi aynı kaptan su içiyor.)
"Sürmanşetten" bir haber vermişler, ikinci sayfaya dönmüşler: "İki kitap rekora koşuyor"...
Bunlar, Turgut Özakman'ın yeni çıkan "Cumhuriyet" adlı kitabı (gene "musavver" yani resimli mi, bilmiyorum), ve de Ayşe Kulin'in rahmetli "Türkân Saylan'ın iç dünyasını anlattığı" son eseri...
Kolay okunması için "romanse" edilmiş, yani roman gibi yazılmış bir tarih kitabı, ve de bir biyografi.
Şimdilik biri 108 bin, öteki 75 bin satmış.
Allah arttırsın, umarım beş yüz bine de ulaşırlar. Bu ülkede ne kadar kitap okunursa o kadar iyidir. Ortada henüz rekor yok ama bir "koşu" olduğunu kabul edelim. Benim okurlarım da bu kitapları alsınlar ve okusunlar, zevk duyarım. (Bu arada gene aynı gazeteden öğrendim, Özakman'ın "19 Mayıs 1999, Atatürk Yeniden Samsun'da" adlı bir bilimkurgu eseri varmış, şunu bulup hemen okumalı, çünkü "kaliteli mizah" pek çıkmıyor artık, şöyle doya doya gülme ihtiyacımızı karşılayamaz olduk.)
Güzel bir haber... Yeni çıkan kitapları duyuruyor, dolaylı olarak kitap okunmasını teşvik ediyor. Azıcık "ittirmece" yapıyor, daha da ne yazsın gazete?
Ama "perde arkası amaç" farklı.
Bununla, "Kemalistlerin ne kadar güçlü olduklarını" anlatmak, daha doğrusu bu izlenimi okuyucunun bilinçaltına göndermek istiyorlar. Esas olarak emekli memurlardan oluşan okur kitlelerini mutlu edecek bir yaklaşım.
Elbette isterler, en doğal haklarıdır.
Ama sonra gene hüsrana uğrayacaklar.
Kitap okuru sayısı iktidar belirlemede yeterli ya da hiç olmazsa anlamlı olsaydı, bu ülkede Dan Brown cumhurbaşkanı, John Grisham başbakan olurdu, Dean R. Koontz başbakan yardımcısı... Barbara Cartland kadın haklarından sorumlu devlet bakanı, Doktor Benjamin Spock da sağlık bakanı herhalde!
108 bin kişi, iki milletvekili çıkarır.
Özakman'ın bugüne kadar ulaştığı en yüksek okur rakamı olan 897 bin ise, on sekiz milletvekili. Bu oylar, CHP ya da MHP için "zaten çantada keklik", nasıl olsa toplayacaklar, ayrıca ittirmeye ne gerek var?
Bunların yarısı İttihat ve Terakki'nin bir "fraksiyonu", diğer yarısı da başka bir fraksiyonu. Biri daha ağır oturur, öteki daha zart zurtçu.
Hem kendi kendilerini hem okurlarını böyle böyle gaza getiriyorlar, sonra da derin bir hayal kırıklığı... "İktidara ha geldik ha geliyoruz" havası basıyorlar, sonrası hüsran... "Deniz Baykal kendisinin bile ummadığı büyük bir zafer kazanacak" yazıyorlar, sonra da adamcağıza kızıyorlar, biz kazanacak dedik, niçin kazanmadın?
Dün baktım, gene "Ankara'daki cumhuriyet mitingine katılan 1 milyon kişiden" sözetmiş birisi...
O kadar kişi yoktu. Olduğunu varsayalım, yirmi milletvekili çıkarır. Salla salla bir milyon kişi de İstanbul'dan koy, kırk etsin.
Arkada beş yüz on koltuk daha var yani!
Şişir şişir, sonra da "nereye gitti bunlar yahu" diye ağla...
Yoksa belli bir basın kesiminin bu tür hesap hataları temelde "marangoz hatalarından" mı kaynaklanır?
ENGİN ARDIÇ/SABAH
changeTarget(document.getElementById("news_content"))