MHP'nin hedefinde NTV var: 'Basın Odası' tetikçi bir programa dönüşmüştür!
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, MHP aleyhinde linç ve itibarsızlaştırma kampanyası yürütüldüğünü iddia etti...
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, MHP aleyhinde linç ve itibarsızlaştırma kampanyası yürütüldüğünü iddia ederek, “Ne yazık ki NTV’de yayımlanan Basın Odası, adı geçen kanalın formatına ve yayın ilkelerine uymayan ‘tetikçi’ bir programa dönüşmüştür” açıklamasında bulundu.
MHP’li Yalçın, bazı köşe yazarlarının MHP’ye yönelik değerlendirmelerine dair açıklama yaparak, darbe girişimi ve sonrası süreçte MHP lideri Devlet Bahçeli’nin üstlendiği başat rolün muhalif ve muarız çevrelerde hem hayal kırıklığı hem de travma yarattığını belirtti.
“MHP ALEYHTARLIĞI KONUSUNDA BAŞI ÇEKENLER ESKİ MARKSİST GÖRÜŞÜN ARTIKLARIDIR”
Yalçın, darbe girişimi öncesinde MHP’de olağanüstü kurultay süreci yaratılmaya çalışıldığını belirterek, Bahçeli’nin MHP Genel Başkanlığından uzaklaştırılacağını ve siyaset sahnesinden ineceğini varsayan çabaların boşa çıktığını ifade etti. Bahçeli’nin bir siyasi fenomene dönüşmesi karşısında yeni bir düşmanlık furyasının oluştuğunu öne süren Yalçın, açıklamasına şöyle devam etti:
“Kamuoyunda dikkatlerden kaçmamaktadır ki Devlet Bahçeli ve MHP aleyhtarlığı konusunda özellikle medyada başı çekenlerin çoğu, eski Marksist dünya görüşünün artıklarından oluşmaktadır.
Bunların Türk insanının beklentilerini ve millî değerlerimizi göz ardı eden ideolojilerinin, solculuklarının millet nezdinde bir değeri ve karşılığı kalmamış, durdukları konum da çoktan en aşağı derekeye düşmüştür. Artık bunların fikirlerinin de hayat tarzlarının da yorumlarının da siyaset anlayışlarının da modası geçmiştir. Millet, bunların kıratını, tıynetini ve kaç paralık adamlar olduklarını iyice öğrenmiştir.
21. yüzyıl Türkiye’sinin renkli kadrajında yer bulmaları giderek imkânsızlaşan bu silik gazeteci tayfası, en azından gündem fotoğrafında görünür olabilmek için ihtiyaç duydukları siyasi kimyasalları, MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığını sürdürmekte bulmuşlardır.
Genellikle insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü, eşitlik ve barış gibi kelimelerin ardına köhne görüş ve ideolojilerini saklayarak MHP aleyhtarlığını sürdüren kalem ve ağızların hizmet ettiği çevreler, siyasi oluşumlar bellidir.
Bunlar, dün ‘çözüm süreci’ne destek vermişlerdir. Bugün de mağduriyet edebiyatı yaparak zımnen FETÖ/PDY ve PKK gibi illegal terör örgütlerinin militanlarına destek olmakta, onlara kendilerini kurtaracak karine oluşturmaya çalışmaktadırlar.”
“MHP DÜŞMANI GAZETECİLERDEN BİRİ MEHMET TEZKAN’DIR”
Başkanlık meselesi ve Anayasa değişikliğiyle ilgili MHP’nin çıkışına bu güruhun hep bir ağızdan karşı çıkmasının arka planında kendi haklılıklarının değil, MHP lideri Bahçeli’nin siyaset masasında yerini perçinleyen haklılığının yattığını ileri süren Yalçın, “Medyada ne kadar gizli veya açık MHP muarızı kalem erbabı ve yorumcu varsa hepsinin koro halinde hücuma geçtiğini” ifade etti.
Mehmet Tezkan’ı MHP düşmanı gazetecilerden biri olarak gördüğünü ifade eden Yalçın, şöyle açıkladı:
“Tezkan, MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin çıkışını ‘Hadi başkanlık sistemine geçelim’ şeklinde bir davet olarak değerlendirmiştir. Mehmet Tezkan bir süre önce de yorumcu olarak katıldığı NTV’deki Basın Odası adlı programda MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli hakkında mesnetsiz iddialarda bulunmuştur. Tezkan, Sayın Bahçeli’nin olağanüstü kurultay çabaları ve müzmin muhaliflerle ilgili davalar konusunda hâkim ve savcıları ayarladığını ve mahkemenin seyrini değiştirdiğini öne sürerek iftira etmiştir.”
“BASIN ODASI ‘TETİKÇİ’ BİR PROGRAMA DÖNÜŞMÜŞTÜR”
Basın Odası programı hakkında “Ne yazık ki NTV’de yayımlanan Basın Odası, adı geçen kanalın formatına ve yayın ilkelerine uymayan ‘tetikçi’ bir programa dönüşmüştür” ifadelerini kullanan Yalçın, programın yorumcuları ve sorumluları tarafından programa davet edilen konuklar aracılığıyla sık sık MHP aleyhinde linç ve itibarsızlaştırma kampanyası yürüttüğünü öne sürdü.
Söz konusu yayınlara izin veren NTV’nin yöneticilerinden, “maksatlı” yayınlarına son vermelerini veya asıl gayelerini cesaretle açıklamalarını beklediklerini vurgulayan Yalçın, “Mevcut yayın anlayışını sürdürdükleri takdirde bundan sadece adı geçen menhus programın değil, kanalın sahiplerinin de MHP’yi hasım belleyerek siyasi tetikçiliğe soyunduklarını anlayacağımızın bilinmesini istiyoruz. Söz konusu kanalın sahipleri ve yöneticilerine, eğer siyasete bu kadar meraklıysalar medya sektörünü bırakıp bir siyasi partiye girerek MHP’ye muhalefeti uygun yollardan sürdürmelerini tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“MEHMET TEZKAN’I VE ÜMİT ZİLELİ’Yİ İDDİALARINI İSPATA DAVET EDİYORUZ”
MHP’li Yalçın, Ümit Zileli’nin de Korkusuz gazetesindeki yazısında, Devlet Bahçeli hakkında ‘Pazarlık çok önceden kotarıldı. Partinin muhaliflerin eline geçmesinin önlenmesine karşılık bir diyet borcu vardı, onu ödüyor’ sözlerini, “uçuk bir iddia” olarak nitelendirdi. Söz konusu sözlerin “Boş, mesnetsiz, desteksiz ve rezil iftiralar” olduğunu ifade eden Yalçın, açıklamasına “Tartışılan MHP ve Lideri değildir. Asıl tartışılan bu gibi isimlerin meşru olup olmadığıdır. Mehmet Tezkan’ı ve Ümit Zileli’yi hiçbir delile, sağlam ve sağlıklı bilgiye dayanmayan iddialarını ispata davet ediyoruz. İddialarını ispatlamadıkları takdirde iftira ettikleri için mahkeme önünde hesap vermekle kalmayacaklar, aynı zamanda onursuzlukları, yalancılıkları ve sahtekârlıkları hukuken tescillenecektir” sözleriyle son verdi.
MHP’li Yalçın, bazı köşe yazarlarının MHP’ye yönelik değerlendirmelerine dair açıklama yaparak, darbe girişimi ve sonrası süreçte MHP lideri Devlet Bahçeli’nin üstlendiği başat rolün muhalif ve muarız çevrelerde hem hayal kırıklığı hem de travma yarattığını belirtti.
“MHP ALEYHTARLIĞI KONUSUNDA BAŞI ÇEKENLER ESKİ MARKSİST GÖRÜŞÜN ARTIKLARIDIR”
Yalçın, darbe girişimi öncesinde MHP’de olağanüstü kurultay süreci yaratılmaya çalışıldığını belirterek, Bahçeli’nin MHP Genel Başkanlığından uzaklaştırılacağını ve siyaset sahnesinden ineceğini varsayan çabaların boşa çıktığını ifade etti. Bahçeli’nin bir siyasi fenomene dönüşmesi karşısında yeni bir düşmanlık furyasının oluştuğunu öne süren Yalçın, açıklamasına şöyle devam etti:
“Kamuoyunda dikkatlerden kaçmamaktadır ki Devlet Bahçeli ve MHP aleyhtarlığı konusunda özellikle medyada başı çekenlerin çoğu, eski Marksist dünya görüşünün artıklarından oluşmaktadır.
Bunların Türk insanının beklentilerini ve millî değerlerimizi göz ardı eden ideolojilerinin, solculuklarının millet nezdinde bir değeri ve karşılığı kalmamış, durdukları konum da çoktan en aşağı derekeye düşmüştür. Artık bunların fikirlerinin de hayat tarzlarının da yorumlarının da siyaset anlayışlarının da modası geçmiştir. Millet, bunların kıratını, tıynetini ve kaç paralık adamlar olduklarını iyice öğrenmiştir.
21. yüzyıl Türkiye’sinin renkli kadrajında yer bulmaları giderek imkânsızlaşan bu silik gazeteci tayfası, en azından gündem fotoğrafında görünür olabilmek için ihtiyaç duydukları siyasi kimyasalları, MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığını sürdürmekte bulmuşlardır.
Genellikle insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü, eşitlik ve barış gibi kelimelerin ardına köhne görüş ve ideolojilerini saklayarak MHP aleyhtarlığını sürdüren kalem ve ağızların hizmet ettiği çevreler, siyasi oluşumlar bellidir.
Bunlar, dün ‘çözüm süreci’ne destek vermişlerdir. Bugün de mağduriyet edebiyatı yaparak zımnen FETÖ/PDY ve PKK gibi illegal terör örgütlerinin militanlarına destek olmakta, onlara kendilerini kurtaracak karine oluşturmaya çalışmaktadırlar.”
“MHP DÜŞMANI GAZETECİLERDEN BİRİ MEHMET TEZKAN’DIR”
Başkanlık meselesi ve Anayasa değişikliğiyle ilgili MHP’nin çıkışına bu güruhun hep bir ağızdan karşı çıkmasının arka planında kendi haklılıklarının değil, MHP lideri Bahçeli’nin siyaset masasında yerini perçinleyen haklılığının yattığını ileri süren Yalçın, “Medyada ne kadar gizli veya açık MHP muarızı kalem erbabı ve yorumcu varsa hepsinin koro halinde hücuma geçtiğini” ifade etti.
Mehmet Tezkan’ı MHP düşmanı gazetecilerden biri olarak gördüğünü ifade eden Yalçın, şöyle açıkladı:
“Tezkan, MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin çıkışını ‘Hadi başkanlık sistemine geçelim’ şeklinde bir davet olarak değerlendirmiştir. Mehmet Tezkan bir süre önce de yorumcu olarak katıldığı NTV’deki Basın Odası adlı programda MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli hakkında mesnetsiz iddialarda bulunmuştur. Tezkan, Sayın Bahçeli’nin olağanüstü kurultay çabaları ve müzmin muhaliflerle ilgili davalar konusunda hâkim ve savcıları ayarladığını ve mahkemenin seyrini değiştirdiğini öne sürerek iftira etmiştir.”
“BASIN ODASI ‘TETİKÇİ’ BİR PROGRAMA DÖNÜŞMÜŞTÜR”
Basın Odası programı hakkında “Ne yazık ki NTV’de yayımlanan Basın Odası, adı geçen kanalın formatına ve yayın ilkelerine uymayan ‘tetikçi’ bir programa dönüşmüştür” ifadelerini kullanan Yalçın, programın yorumcuları ve sorumluları tarafından programa davet edilen konuklar aracılığıyla sık sık MHP aleyhinde linç ve itibarsızlaştırma kampanyası yürüttüğünü öne sürdü.
Söz konusu yayınlara izin veren NTV’nin yöneticilerinden, “maksatlı” yayınlarına son vermelerini veya asıl gayelerini cesaretle açıklamalarını beklediklerini vurgulayan Yalçın, “Mevcut yayın anlayışını sürdürdükleri takdirde bundan sadece adı geçen menhus programın değil, kanalın sahiplerinin de MHP’yi hasım belleyerek siyasi tetikçiliğe soyunduklarını anlayacağımızın bilinmesini istiyoruz. Söz konusu kanalın sahipleri ve yöneticilerine, eğer siyasete bu kadar meraklıysalar medya sektörünü bırakıp bir siyasi partiye girerek MHP’ye muhalefeti uygun yollardan sürdürmelerini tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“MEHMET TEZKAN’I VE ÜMİT ZİLELİ’Yİ İDDİALARINI İSPATA DAVET EDİYORUZ”
MHP’li Yalçın, Ümit Zileli’nin de Korkusuz gazetesindeki yazısında, Devlet Bahçeli hakkında ‘Pazarlık çok önceden kotarıldı. Partinin muhaliflerin eline geçmesinin önlenmesine karşılık bir diyet borcu vardı, onu ödüyor’ sözlerini, “uçuk bir iddia” olarak nitelendirdi. Söz konusu sözlerin “Boş, mesnetsiz, desteksiz ve rezil iftiralar” olduğunu ifade eden Yalçın, açıklamasına “Tartışılan MHP ve Lideri değildir. Asıl tartışılan bu gibi isimlerin meşru olup olmadığıdır. Mehmet Tezkan’ı ve Ümit Zileli’yi hiçbir delile, sağlam ve sağlıklı bilgiye dayanmayan iddialarını ispata davet ediyoruz. İddialarını ispatlamadıkları takdirde iftira ettikleri için mahkeme önünde hesap vermekle kalmayacaklar, aynı zamanda onursuzlukları, yalancılıkları ve sahtekârlıkları hukuken tescillenecektir” sözleriyle son verdi.