MHP'den Star yazarına zehir zemberek mektup! Ahmet Taşgetiren değil Yağgetiren!
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, Ahmet Taşgetiren'e yazdığı mektupta 'Eğer sizin ar damarınız yırtılmamış olsaydı, gazeteciliğinizden utanır, bu kadar şakşakçılık yapmazdınız' dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. E. Semih Yalçın, "Bahçeli’nin dili" başlıklı yazısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve MHP’yi eleştiren Star Gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren'e açık mektup gönderdi.
Yalçın mektubunda ,"Erdoğan ve iktidarı ne yaparsa yapsın, hukuku ve demokrasiyi nasıl çiğnerse çiğnesin, eleştirmediğiniz gibi alkışlıyorsunuz. Yazınızda sözünü ettiğiniz gibi, siz sadece "Tayyip'in vücudunda kıl olma"ya değil, "teleme çalınmaya amade tekeler" zümresindensiniz. Tayyip Erdoğan'ın ensesinde teleme çaldığı basın iş kolunda onun gönüllü tekelerisiniz."dedi.
“Eğer sizin ar damarınız yırtılmamış olsaydı, gazeteciliğinizden ve Kahramanmaraşlılığınızdan utanır, bu kadar şakşakçılık yapmazdınız” ifadelerine yer veren Yalçın, “Bence siz soyadınızı işleviniz ve görevinizle mütenasip olacak şekilde değiştirmelisiniz. İsminiz, Ahmet Yağgetiren olmalı…” ifadelerini kullandı.
Semih Yalçın’ın Ahmet Taşgetiren’e gönderdiği mektup şöyle:
Sayın Ahmet Taşgetiren,
Bugünkü yazınızda hiç haddiniz olmadığı hâlde Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’ye dil uzatmışsınız. Sayın Bahçeli’ye karşı bu saldırgan dili kullanma cesaretini de devlete hâkim olduğunu düşündüğünüz AKP iktidarından aldığınız görülüyor.
Siz ve sizin gibi AKP yağcıları millet deyince AKP’ye oy veren %43.5’i kabul ediyorlar. Çoğunluğun oy vermediği partiyi tercih edenleri millet, diğerlerini ötekiler olarak görüyorlar. Oysa milletin yüzde %56.5’i yani çoğunluğu AKP’yi tercih etmiyor.
Çoğunluk deyince TBMM’de en çok milletvekili sayısına sahip partinin varlığı anlaşılır. Ancak bu millet çoğunluğu anlamına gelmez.
Çok partili demokrasinin bir kuralıdır bu.
AKP’nin medyadaki antidemokrat sözcüleri bir dönemin ABD’sinde etkin olan Ku Klux Klan’dan farksız. Küçümsemeye çalıştığınız MHP’nin yerel seçimlerde kaybettiği birçok ilde AKP ile başa baş yarıştığını neden görmek istemiyorsunuz?
MHP’nin 2,3 milyonluk oy artışını AKP’ninse aynı miktardaki kaybını neden gündeme getirmiyorsunuz? Yazınızın başlığı aslında “Bahçeli’nin Dili” değil de “Erdoğan’ın Kılı” olsa daha uygun düşecekti.
Çünkü üslubunuz ve Receperestliğiniz sizi “Tayyip’in vücudunda kıl olsam.” diyen “Yeni Türkiye” neslinin en mümtaz(!) mensupları arasına sokuyor.
Erdoğan ve iktidarı ne yaparsa yapsın, hukuku ve demokrasiyi nasıl çiğnerse çiğnesin, eleştirmediğiniz gibi alkışlıyorsunuz.
Yazınızda sözünü ettiğiniz gibi, siz sadece “Tayyip’in vücudunda kıl olma”ya değil, “teleme çalınmaya amade tekeler” zümresindensiniz.
Tayyip Erdoğan’ın ensesinde teleme çaldığı basın iş kolunda onun gönüllü tekelerisiniz. Ardından tıpış tıpış gittiğiniz Erdoğan’ın, bu milleti keçi yerine koyarak teleme çalmağa uğraştığı umurunuzda mı?
Asıl utanç verici olan nedir biliyor musunuz?
Hem basın iş kolunda köşe yazarı olmak, hem de bir siyasi partinin genel başkanını methüsena etmek için bir başka siyasi lideri aşağılamaya yeltenmektir.
İktidarın başına bu kadar yağcılık ettiğiniz için yüzünüz kızarmalı, ağarmış sakalınızdan utanmalısınız.
Elbette siyasi partileri halk adına eleştirmek basının hakkıdır ve görevidir. Ancak bunun da bir yolu, yordamı ve uygun üslubu vardır.
Siz, çalıştığınız mevkutede halkın ve Hakk’ın değil iktidarın tercümanlığını yapıyorsunuz. Sizi MHP lideri hakkında ölçüsüz ifadeler kullanarak aşağılamaya çalışmaktan men ederiz.
Haddinizi ve yerinizi biliniz.
Eğer sizin ar damarınız yırtılmamış olsaydı, gazeteciliğinizden ve Kahramanmaraşlılığınızdan utanır, bu kadar şakşakçılık yapmazdınız.
MHP’yi ve Liderini tenkit ederken hiç aynaya bakmadığınız anlaşılıyor. Kendi gözünüzdeki odun parçasını görmüyor, başkalarının gözünde kıymık arayıp duruyorsunuz.
“Dinimize söven de bari Müslüman oysaydı.” deyimini iyi bilirsiniz.
Bu deyim sizin konumunuza pek uygun düşüyor.
Bence siz soyadınızı işleviniz ve görevinizle mütenasip olacak şekilde değiştirmelisiniz. İsminiz, Ahmet Yağgetiren olmalı…
AKP’nin haram karışmış çorbasına yağ olmakta pek gayret gösterdiğinize göre size yine
Kahramanmaraş yöresine ait bir deyişle cevap verelim:
Aptal ata binince ağa oldum sanır,
Şalgam çorbaya girince yağ oldum sanır.
Medyadaki sizin gibi AKP şakşakçıları, MHP’yi CHP ile aynileştirme konusunda algı yönetimine girişenlerin ağır işçisi olmuş durumda. Nitekim “MHP ile CHP geçişlilik gösterdi.” diye saçma sapan bir iddiada bulunuyorsunuz. Sizi bu yanılgıya CHP’nin devşirme Ankara belediye başkan adayı itmiş olabilir. Ama bir numaralı yağcısı olduğunuz AKP’de yer alıp da kendisini hâlâ Ülkücü zanneden eski MHP’lilerin listesini çıkarırsak mahcup olursunuz.
Ayrıca birkaç gün önce bir başka havuz medyası tellalına da hatırlattığımız gibi AKP mitinglerinde MHP bayrağı açarak “Başbakanım seninleyiz.” diye bağırtılanları unutmayınız.
Sizin gibilerin en büyük marifeti, siyaset pazarında muhafazakârlık ve dindarlık alıp satmaktır.
Milliyetçi-Ülkücü Hareket’te ise ihlas ve sadelik esas alındığı kadar, dinin siyasete âlet edilmemesi için azami özen gösterilir.
Siz daha baskı rejimlerinin ve komünist yayılmacılığın korkusuyla merdiven altlarında saklanırken, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in mensupları Türkiye’de din ve devlet düşmanlarıyla mücadele edip binlerce şehit vermiştir.
Biz bugüne kadar ilkelerimizden ve inandığımız değerlerden taviz vermedik.
Ama bu AKP iktidarı hepinizi menfaate, sefahate ve güç sahibi olmanın cazibesine alıştırarak dönüştürdü. Hepiniz evrim geçiren “Millî Görüş” ideolojisinin içinde birer siyasi mutant oldunuz.
Kendinizi muhafazakâr ve mukaddesatçı sanıyorsunuz ama dinî değerlerimizi siyaset ve menafaat için öylesine rezilce kullanmaya başladınız ki artık insanlar İslam’ı sizin giydiğiniz elbisede görmeye başladılar.
Yüce dinimize en küçük saygısı olanlar bile temsil ettiğinizi sandığınız manevi değerlerimizce sizin yüzünüzden muhalif kesildiler.
Sizin son onbir yılda İslam’a ve onun ismetine verdiğiniz zararları hiçbir iktidar, hiçbir zümre ve hiçbir siyasi hareket vermedi.
AKP iktidarının sizin gibi yağdanlıkları kullanarak kirlettiği değerlerimizi biliniz ki yine Milliyetçi-Ülkücü Hareket temizleyecektir.
Siz bu memlekette Erdoğanların sittin sene iktidarda kalacağını mı sanıyorsunuz?
Sizler yolcusunuz, MHP hancıdır.
Bunu böyle bilesiniz.
Yalçın mektubunda ,"Erdoğan ve iktidarı ne yaparsa yapsın, hukuku ve demokrasiyi nasıl çiğnerse çiğnesin, eleştirmediğiniz gibi alkışlıyorsunuz. Yazınızda sözünü ettiğiniz gibi, siz sadece "Tayyip'in vücudunda kıl olma"ya değil, "teleme çalınmaya amade tekeler" zümresindensiniz. Tayyip Erdoğan'ın ensesinde teleme çaldığı basın iş kolunda onun gönüllü tekelerisiniz."dedi.
“Eğer sizin ar damarınız yırtılmamış olsaydı, gazeteciliğinizden ve Kahramanmaraşlılığınızdan utanır, bu kadar şakşakçılık yapmazdınız” ifadelerine yer veren Yalçın, “Bence siz soyadınızı işleviniz ve görevinizle mütenasip olacak şekilde değiştirmelisiniz. İsminiz, Ahmet Yağgetiren olmalı…” ifadelerini kullandı.
Semih Yalçın’ın Ahmet Taşgetiren’e gönderdiği mektup şöyle:
Sayın Ahmet Taşgetiren,
Bugünkü yazınızda hiç haddiniz olmadığı hâlde Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’ye dil uzatmışsınız. Sayın Bahçeli’ye karşı bu saldırgan dili kullanma cesaretini de devlete hâkim olduğunu düşündüğünüz AKP iktidarından aldığınız görülüyor.
Siz ve sizin gibi AKP yağcıları millet deyince AKP’ye oy veren %43.5’i kabul ediyorlar. Çoğunluğun oy vermediği partiyi tercih edenleri millet, diğerlerini ötekiler olarak görüyorlar. Oysa milletin yüzde %56.5’i yani çoğunluğu AKP’yi tercih etmiyor.
Çoğunluk deyince TBMM’de en çok milletvekili sayısına sahip partinin varlığı anlaşılır. Ancak bu millet çoğunluğu anlamına gelmez.
Çok partili demokrasinin bir kuralıdır bu.
AKP’nin medyadaki antidemokrat sözcüleri bir dönemin ABD’sinde etkin olan Ku Klux Klan’dan farksız. Küçümsemeye çalıştığınız MHP’nin yerel seçimlerde kaybettiği birçok ilde AKP ile başa baş yarıştığını neden görmek istemiyorsunuz?
MHP’nin 2,3 milyonluk oy artışını AKP’ninse aynı miktardaki kaybını neden gündeme getirmiyorsunuz? Yazınızın başlığı aslında “Bahçeli’nin Dili” değil de “Erdoğan’ın Kılı” olsa daha uygun düşecekti.
Çünkü üslubunuz ve Receperestliğiniz sizi “Tayyip’in vücudunda kıl olsam.” diyen “Yeni Türkiye” neslinin en mümtaz(!) mensupları arasına sokuyor.
Erdoğan ve iktidarı ne yaparsa yapsın, hukuku ve demokrasiyi nasıl çiğnerse çiğnesin, eleştirmediğiniz gibi alkışlıyorsunuz.
Yazınızda sözünü ettiğiniz gibi, siz sadece “Tayyip’in vücudunda kıl olma”ya değil, “teleme çalınmaya amade tekeler” zümresindensiniz.
Tayyip Erdoğan’ın ensesinde teleme çaldığı basın iş kolunda onun gönüllü tekelerisiniz. Ardından tıpış tıpış gittiğiniz Erdoğan’ın, bu milleti keçi yerine koyarak teleme çalmağa uğraştığı umurunuzda mı?
Asıl utanç verici olan nedir biliyor musunuz?
Hem basın iş kolunda köşe yazarı olmak, hem de bir siyasi partinin genel başkanını methüsena etmek için bir başka siyasi lideri aşağılamaya yeltenmektir.
İktidarın başına bu kadar yağcılık ettiğiniz için yüzünüz kızarmalı, ağarmış sakalınızdan utanmalısınız.
Elbette siyasi partileri halk adına eleştirmek basının hakkıdır ve görevidir. Ancak bunun da bir yolu, yordamı ve uygun üslubu vardır.
Siz, çalıştığınız mevkutede halkın ve Hakk’ın değil iktidarın tercümanlığını yapıyorsunuz. Sizi MHP lideri hakkında ölçüsüz ifadeler kullanarak aşağılamaya çalışmaktan men ederiz.
Haddinizi ve yerinizi biliniz.
Eğer sizin ar damarınız yırtılmamış olsaydı, gazeteciliğinizden ve Kahramanmaraşlılığınızdan utanır, bu kadar şakşakçılık yapmazdınız.
MHP’yi ve Liderini tenkit ederken hiç aynaya bakmadığınız anlaşılıyor. Kendi gözünüzdeki odun parçasını görmüyor, başkalarının gözünde kıymık arayıp duruyorsunuz.
“Dinimize söven de bari Müslüman oysaydı.” deyimini iyi bilirsiniz.
Bu deyim sizin konumunuza pek uygun düşüyor.
Bence siz soyadınızı işleviniz ve görevinizle mütenasip olacak şekilde değiştirmelisiniz. İsminiz, Ahmet Yağgetiren olmalı…
AKP’nin haram karışmış çorbasına yağ olmakta pek gayret gösterdiğinize göre size yine
Kahramanmaraş yöresine ait bir deyişle cevap verelim:
Aptal ata binince ağa oldum sanır,
Şalgam çorbaya girince yağ oldum sanır.
Medyadaki sizin gibi AKP şakşakçıları, MHP’yi CHP ile aynileştirme konusunda algı yönetimine girişenlerin ağır işçisi olmuş durumda. Nitekim “MHP ile CHP geçişlilik gösterdi.” diye saçma sapan bir iddiada bulunuyorsunuz. Sizi bu yanılgıya CHP’nin devşirme Ankara belediye başkan adayı itmiş olabilir. Ama bir numaralı yağcısı olduğunuz AKP’de yer alıp da kendisini hâlâ Ülkücü zanneden eski MHP’lilerin listesini çıkarırsak mahcup olursunuz.
Ayrıca birkaç gün önce bir başka havuz medyası tellalına da hatırlattığımız gibi AKP mitinglerinde MHP bayrağı açarak “Başbakanım seninleyiz.” diye bağırtılanları unutmayınız.
Sizin gibilerin en büyük marifeti, siyaset pazarında muhafazakârlık ve dindarlık alıp satmaktır.
Milliyetçi-Ülkücü Hareket’te ise ihlas ve sadelik esas alındığı kadar, dinin siyasete âlet edilmemesi için azami özen gösterilir.
Siz daha baskı rejimlerinin ve komünist yayılmacılığın korkusuyla merdiven altlarında saklanırken, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in mensupları Türkiye’de din ve devlet düşmanlarıyla mücadele edip binlerce şehit vermiştir.
Biz bugüne kadar ilkelerimizden ve inandığımız değerlerden taviz vermedik.
Ama bu AKP iktidarı hepinizi menfaate, sefahate ve güç sahibi olmanın cazibesine alıştırarak dönüştürdü. Hepiniz evrim geçiren “Millî Görüş” ideolojisinin içinde birer siyasi mutant oldunuz.
Kendinizi muhafazakâr ve mukaddesatçı sanıyorsunuz ama dinî değerlerimizi siyaset ve menafaat için öylesine rezilce kullanmaya başladınız ki artık insanlar İslam’ı sizin giydiğiniz elbisede görmeye başladılar.
Yüce dinimize en küçük saygısı olanlar bile temsil ettiğinizi sandığınız manevi değerlerimizce sizin yüzünüzden muhalif kesildiler.
Sizin son onbir yılda İslam’a ve onun ismetine verdiğiniz zararları hiçbir iktidar, hiçbir zümre ve hiçbir siyasi hareket vermedi.
AKP iktidarının sizin gibi yağdanlıkları kullanarak kirlettiği değerlerimizi biliniz ki yine Milliyetçi-Ülkücü Hareket temizleyecektir.
Siz bu memlekette Erdoğanların sittin sene iktidarda kalacağını mı sanıyorsunuz?
Sizler yolcusunuz, MHP hancıdır.
Bunu böyle bilesiniz.