MEYRA-MEHMET ALİ ILICAK ÇİFTİ VİLLALARININ KAPISINI İLK KEZ AÇTI!

Mehmet Ali Ilıcak: Yeniden medyaya dönmeyi düşünmüyorum, oğlumun da başka iş yapmasını isterim.

Ilıcak Ailesi, babaları rahmetli Kemal Ilıcak’ın adını verdikleri 9 aylık Kemal bebekle birlikte poz verdi. Bu çok özel fotoğraf çekimi ve sohbet dergimize renk kattı. Gelin sayfaları birlikte çevirelim.

Meyra-Mehmet Ali Ilıcak çiftinin evine, üç yıl önce gitmiştik. O zaman aile iki kişiydi. Geçtiğimiz yıl bir bebekleri dünyaya geldi. Adını Kemal koydular. Böylece efsane Kemal Ilıcak, torunu ile hayata yeniden döndü.

Üç sene flört ettikten sonra 13 yıl önce evlenen Meyra-Mehmet Ali Ilıcak çifti geç gelen evlat ile birlikte, yaşamlarında birçok şeyi yeniden düzenlemişler. Mehmet Ali Ilıcak “Kemal’i ilk kucağıma aldığımda korktum” diyor. Ve devam ediyor; ”Düşürüp düşürmeyeceğimi, geleceğini, istikbalini, ne kadar ne göreceğimi, tüm bunları düşünüp korktum. İlk hislerim hep korku oldu. Belki de geç baba olmanın getirdiği bir duygu bu.”
“Kemal bebek doğunca hayatımdaki önceliklerim değişti. Kendim için yaşarken, şimdi çocuğum için yaşıyorum. İş kolik bir adamdım, şimdi iş ikinci plana düştü. Eve erken geliyorum, oğlumla vakit geçiriyorum. Şimdiye kadar yaşamadığım bir duygu yaşıyorum. Kemal Bebek’ten sonra duygularım değişti, Mesela annemin ilgisi beni çok sıkardı, annemi şimdi daha iyi anlıyorum. “

Kemal bebekle aramda çok büyük bir aşk var
Meyra Ilıcak burada lafa giriyor; “Kemal bebekten önceki yıllarımız muhteşemdi. Kocam ilişkimiz ve birbirimize olan sevgimiz çok güzeldi. Kemal dünyaya geldikten sonra, hayatımıza bambaşka bir anlam yükledi. Kısaca Hayatımızı Kemal’den önce, Kemal’den sonra diye ikiye ayırabiliriz.
Sevgiyi, mutluluğu Mehmet Ali ile tattım. Kemal’le anneliği tattım ve Kemal’le aramda büyük bir aşk var. Bu duyguyu tarif edecek kelime bulamıyorum. Bu çok ilahi bir duygu ve Allah’ın bir lütfu.” Dediğinde, Mehmet Ali Bey araya girerek, şaka ile karışık,” Bak pabucumuz dama atıldı.” Diyor. Bunun üzerine Meyra Hanım; “Mehmet Ali’nin pabucu dama atılmadı, gerçek şu ki, Mehmet Ali olmasaydı Kemal bebek de olmayacaktı.” diyerek, durumu toparlıyor ve Allah, çocuk sahibi olmak isteyen her kadına bu duyguyu nasip etsin.” diyor.

Hayatımızda Kemal’den sonra çok şey değişti. En başta uyku saatlerimiz değişti. Kemal, dünyaya geldikten sonra sekiz saat uyuduğumu hatırlamıyorum. Ayrıca daha enerjik olmak zorunda kaldım. Yardımcımız olduğu halde birebir ilgileniyorum. Bütün zamanım Kemal ile geçiyor, tek başınaymışım gibi anneliğimin tadını çıkartıyorum. Ben çok sabırsız biriydim. Kemal bana sabrı öğretti. Sanki Kemal’den sonra kemale erdim. Hayatta neyin daha önemli olduğunu, uykusuz kalıp enerjik olmayı öğrendim mesela.
Bu arada hamileliğim süresince ve devamında 1,5 senedir müzik yaşamıma ara vermek zorunda kaldım. Ancak hiç önemli değil. Çünkü çok özel bir duygu yaşıyorum. Hiçbir şey; onun yerini dolduramaz. Tabi ki müzik yaşamıma kaldığım yerden devam edeceğim, Son Liman adında yeni bir sıngle yaptım. Sözleri Daniel Taşel’e, müziği Febio Taşel’e ait.

16 senelik mutluluğun formülü
3 yıl flört, 13 yıl evlilik toplam 16 sene ve hala ilk günkü gibi büyük bir aşk. Nedir formülü soralım dedik. İlk cevap Meyra’dan geldi; “Mutluluğun formülü, özveri, fedakarlık, saygı, sevgi ve kıymet bilmek. Biraz da bu işler şans, ben alın yazısına inanıyorum.” Mehmet Ali Ilıcak’ta aynı düşünceleri paylaştığını belirterek bir ilave yaptı; “Benim çok olgun bir insan olmam da önemli.”

Meyra; Dengeli besleniyorum, spor yapıyorum, akşam yediden sonra bir şey yememeye dikkat ediyorum. Mümkün olduğunca hamur işi ve tatlıdan uzak duruyorum. Vücudumda estetik yok. Bu konularda korkağım ancak ufak tefek şeylere ihtiyacım olursa yaptırırım, estetiğe karşı değilim.” Diyor. Ancak Mehmet Ali hemen cevap veriyor; “Ben estetiğe karşıyım. Bak bende estetik var mı? Her şeyin doğalı daha iyidir.
Şimdilerde reklam şirketi ve inşaat işleri olan Mehmet li Ilıcak’a yeniden medyaya dönecek misiniz? Diye son rorumuzu sorduğumuzda, “Bir daha medyaya dönmeyi asla düşünmüyorum. Ancak kalemim çok kuvvetlidir, Meyra bir yerlerde bu yeteneğimi değerlendirmemi ve yazmamı çok istiyor.” dedi.
Ilıcak Ailesi’ne bizi evlerinde misafir ettikleri için teşekkür edip çıkarken Kemal Bebek’e baktığımda Efsane Tercüman Gazetesi’nin sahibi, rahmetli Kemal Ilıcak geldi aklıma. Keşke hayatta olsaydı da küçük suretini görebilseydi.

Fotoğraflar: Sercan KAZANCI
Prodüksiyon: Burcu Nazlı Dağyeli