"MEVLANA 22.GÖBEKTEN DEDEM OLUR...ONUNLA KONUŞUYORUM"!..ÖZER UÇURAN FENA UÇTU!..

Bir zamanlar eşi Tansu Çiller kadar politikanın içinde olan ve eşinin DYP liderliğinin sona ermesinin ardından siyaset sahnesinden çekilen Özer Uçuran Çiller kendini aştı,başka bir boyuta ulaştı!..

Özer Uçuran Çiller... Türkiye onu, ilk kadın başbakanımız Tansu Çiller'in eşi olarak tanıdı. En az başbakan eşi kadar politikanın içinde, en az onun kadar mevzulara müdahildi. Az tartışılmadı bu yüzden... Eşinin DYP liderliğinin sona ermesinin ardından Özer Uçuran Çiller de siyaset sahnesinden çekildi... Ancak kendini 'aşmış', olumlu düşünceye adamış, stresi yenmiş, 'tamamlayıcı tıp' konusunda uzman kadar bilgilenmiş, sağlıklı yaşamı benimsemiş, ezoterizmi (gizli sırlar öğretisi) çözmüş biri olarak karşımızda bugün... Başka bir boyutta yani... Bir nevi 'düşünce adamı' kıvamında... Ne zamandır, kişisel ve ruhsal gelişim mevzusuna merakı konuşulup duruyordu. Bir cumartesi öğleden sonrasını ayırdı ve Yeniköy'deki yalılarında büyük bir zevkle bu meraklarını anlattı. Yeşil çayını yudumlayarak, tıp dilini kullanarak, en az bir doktor kadar teknik bilgiler vererek üstelik... Ya, Özer Uçuran Çiller uçmuş diyenler, alay edenler? "Soyadım Uçuran ya, ondandır" dedi gülerek ve ekledi: Çok şükür ayaklarım yere basıyor...

POLİTİKA STRES YAPTI

- Artık guru mu oldunuz Özer Bey?
- Guru ne demek? (gülüyor)

- Aşmış, bitirmiş, usta olmuş demek! Var mı sizde de böyle bir durum?
- Katiyen yok, öyle bir şey değil; bu birazcık yaşla ilgili. Çünkü insan yaşlandıkça yaşama daha önem veriyor.

- Kaç yaşındasınız?
- 69 yaşındayım. 'Geri kalan zamanımı nasıl daha sağlıklı geçirebilirim' diye düşünürken kendine dikkat etmeye başlıyorsun. Ama ben zaten 1975'lerden itibaren olumlu düşünme felsefesine kafamı takmıştım. Hatta Mutlu ve Başarılı Olma Sanatı diye bir kitap yazdım. Çünkü hastalıkların yüzde 75'i olumsuz düşünmeden ve stresten kaynaklanıyor.

- Şunu merak ediyorum, bütün bunlara nasıl merak sardınız? Uzun yılların birikimi mi, bir kitap okudunuz da hayatınız mı değişti ya da ne bileyim bir gün yataktan çıkıp 'Politika hayatının stresini atayım üzerimden' mi dediniz?
- Tansu Hanım'ın politikada olması inanılmaz strese neden oldu bizim hayatımızda. Bir gazete alıyorsunuz, bir şey var, cevap vermeye çalışıyorsunuz, onun stresine giriyorsunuz. Tabii o zaman 'stresi nasıl yeneriz' derken, şifalı otlara filan yöneldik..

- Çok mu gergindiniz?
- Amerika'da hipertansiyon teşhisi konuldu bana ve bir takım ilaçlar verildi. Sonra, Kuşadası'ndaki çiftliğimize gittiğimizde dostlarımız bizi mineraller ve vitaminlerle tedaviler yapan pratisyen bir doktora yönlendirdi.

'BEN BİR SENTEZCİYİM!'

- Bayağı kafayı taktınız bunlara yani...
- Evet, bayağı taktım! Ona gittim, bir cihaz vardı, iki dakikada yüzünüzün yedi bölgesinde enerji taraması yaparak size uygun anti oksidanlar, vitaminler veriyor. Ne ilaç alıyorsanız, onları da götürüyorsunuz, o cihazın cam kabına koyuyor. Benim ilacı da koydu ve 'Sen bu ilacı bırak,' dedi. Mucize gibi; ne yapıyor bu kadın, nasıl anlıyor diye bakıyorum. Nitekim almadım o ilacı, o gün bugündür düşüktür tansiyonum.

- Yani yanlış ilaç kullanımı sonrasında kendinizi yetiştirdiniz?
- Evet öğrenmeye karar verdim. Cihazın ismini görmüştüm, Vega diye bir şey. İnternette araştırdım, Almanya'da çok köklü bir şirket! Bizim şirketten iki arkadaşımızı gönderdim ve 2005 yılında onların Türkiye temsilciliğini aldım.

- Marvega diye bir merkez kurdunuz sonra...
- Marsan Holding ya bizim şirketimiz, bunu da Marvega diye kurduk. Doktorların yanılma payını ortadan kaldıran cihazlarla bir nevi terapi