METREKAREYE DÜŞEN PUŞT GAZETECİ SAYISI NE KADAR? NEREDE DAHA FAZLA? BABIALİ İÇİN KİM 'PUŞT TARLASI' DEDİ?!...

Akşam Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut gazetecilik mesleğinin devlerinden R.W. Apple JR.'ı yazdı.,

Size bir gazeteci tanıtacağım

Bugün sizlere biraz anlatmaya çalışacağım R.W. Apple JR.'ın ölümü, 4 Ekim sabah 11.30 civarında New York Times'ın editörü Bill Keller tarafından gazetenin çalışanlarına gönderilen bir mesajla duyuruldu.

Bu isim, tahmin ediyorum ki ülkemizde hiç tanınmıyor ama gazetecilik mesleğinin devlerinden biriydi.

Müthiş bir yazı kabiliyeti vardı ve aktif haberciliği bıraktıktan sonra aynen benim yaşamak istediğim şekilde yaşıyordu. Bu yüzden onu çok kıskanırdım. R.W. Apple JR. sürekli seyahat eder, uzman olduğu yemek ve içecek kültürü üzerine olağanüstü yazılar yazardı.

TESADÜFİ DEĞİL

New York Times onu tamamen serbest bırakmış ve o da gazete tarafından ödenen masrafları ile dünyanın çeşitli tadlarını bizlere anlatmıştı. Gayet tabii ki; New York Times gibi bir gazetenin bu tür şansı bir gazeteciye sağlaması da kolay ve tesadüfi olmuyor. New York Times kurallara çok bağlı ve dışardan bakıldığında çok düzgün bir şirket olarak görülse de iç çekişmeleri hayli fazla olan bir gazetedir. Gayet tabii ki; herkesin üzerinde en fazla kavga verdiği ve dedikodusu yapılan pozisyon da genel yayın yönetmenliğidir. (En azından bu açıdan AKŞAM'ın New York Times'a benzediğini tespit etmek beni fazlasıyla duygulandırıyor) Bu pozisyon için gazete içinde bir iç savaş daha çıktığı günlerde R.W. Apple JR. gazetenin pozisyon olarak çok güçlü olan Washington Bürosu şefiydi. Onun yeni genel yayın yönetmeni olacağına neredeyse kesin gözle bakılıyordu. Ama merkez bürosundaki ayak kaydırmalar sonunda (dünyanın her ülkesinde metrekare başına düşen puşt gazeteci sayısı galiba merkez bürolarda daha fazla oluyor... İşte bu nedenle Emin Çölaşan Bab-ı Ali'ye 'puşt tarlası' adını takmıştı) Washington Büro Şefi, birinci görevi alamadı. Patron aslında onu istiyordu ama o bile gazetecilerin ayak oyunlarına müdahale edemedi. Bunun üzerine vicdan azabı çektiği için Washington'da çok yorulmuş olan şefe yeni bir imkan açmak istedi. R.W. Apple JR., Washington'da arada bir yemek yazıları yazıyordu. Bu konulara çok meraklıydı ve kilosuyla da bunu belli ediyordu zaten... Patron ona istediği zaman istediği şehire ve ülkeye gidip oradaki yemek kültürü hakkında yazmak teklifini getirdi. Patron daha teklif cümlesini bitirmeden o teklifi kabul etti ve büyük macera başladı. Bu hem onun için hem de biz okuyucuları açısından bir maceraydı. Çünkü R.W. Apple JR., yedikçe hem şişti hem de konuda büyük bir uzman oldu. (Benim hayatımla benzerliklere dikkat çekiyorum. Benim açımdan sadece şişme boyutu doğru olsa bile...) Ve öğrendikçe yazıları daha da güzel olmaya başladı. (Hafta sonu yazılarıma dikkat. Stylish yazılarını kastediyorum. Örnek almaya çalıştığım R.W. Apple JR.'dur)

OKUYAN ACIKIYOR

İştahla yediği, yemeyi ve içmeyi arzuyla sevdiği için yazıları da çok ateşli oldu. Okuyan insanın neredeyse yazıyı yiyeceği geliyordu. Onun yazılarını okurken bulunduğu ülke neredeyse film gibi belirir gözünüzde... Bir de yemek anlatışı vardır ki; tıka basa yedikten sonra bile o yazıyı okumaya başlayanlar tekrar acıkırdı.

İyi yemek tutkunu her insan gibi o da iyi şarap uzmanıydı. Ben onun kalpten öleceğini sanıyordum. O kadar kolesterol ve içkiye kalbin dayanması mümkün değildi bana göre... Ama sonunda kanser oldu ve 71 yaşında öldü. Kimsenin kolay kolay ulaşamayacağı kadar keyifli ve neşeli bir hayat yaşamıştı. O nedenden olsa gerek; insan bu ölüm haberine gerektiğ