MESUT YAR KIRMIZI NOKTALI FİLMLER YÜZÜNDEN EŞİNDEN BOŞANMIŞ!

Mahallenin "Robin Hood"u, "anarşist", "merdiven altı şairi", "kırmızı noktalı" filmlerin vazgeçilmez sesi Mesut Yar, Playboy'a soyunmaya karar verdi.

Ünlü haberci Mesut Yar ekranlara yeni bir projeyle geri döndü. Mesut Yar Hürriyet gazetesinde yaptığı röportajında hiç bilinmeyenlerini anlattı.

İşte o röportaj:

CNN Türk’teki yeni programınızla gece ekranına geri döndünüz. Nasıl aldınız bu kararı?

- Türkiye’de gece programı denince akla gelen birkaç isimden biriydim. Star TV’den ayrıldıktan sonra sabah programıyla ekrana döndüm. CNN Türk’le ortaklığımız ise "Beni İkna Et" programında jüri üyeliği yapmamla başladı. Sonra "Neden olmasın?" diyerek geceye taşındık.

Peki geceye dönmek sizi korkuttu mu?

- Hayır, korkutmadı. Aynı zamanda televizyon yazarı olunca, trendleri kokluyorsunuz ve izleyicinin neyi sevdiğini biliyorsunuz. Büyük kanal alışkanlıkları olanlar, dizilerden sıkıldığında tematik kanallara yöneliyor. İşte biz de o farklı formatlar arayan kitleyi ekrana çekmek istiyoruz.

Programınızda neler var?

- Yepyeni bir talk show programı getiriyorum diyemem. Benim artım şu: CNN Türk’ün çok alışık olmadığı isimleri konuk alıyorum, benim seyircilerimle CNN Türk’ün seyircileri bir araya geliyor. Programda, ekranda hiç konuşulmayan konular, ekranda çok konuşmayan konuklar, gündemde kör noktada kalan meseleler var.

HABERCİLİK, PARA KAZANMAYA ENGEL

"Burada Laf Çok" ismi nasıl ortaya çıktı?

- Datça’da gökyüzünü izlerken aklıma gelen bir söz bu. Gerçekten de programa çok yakışıyor.

’Haberci Mesut Yar’ artık bir kenara mı çekilecek?

- Biraz... Çünkü habercilik, para kazanmanın önünü kesiyor. RTÜK’e göre haber içerikli program yapıyorsanız, reklamlarda yer alamazsınız. O yüzden biz de belgesel çekiyoruz.

Samandağ biberi, sayenizde meşhur oldu. Biber sektörü de RTÜK yüzünden sizi es geçti o zaman...

- Gerçek bir çiftçi çocukla anlaştım. Ona bir internet sitesi açtırdım. Anlaşmamıza göre yılda bin kilo üretiyorsa, 50 kilosunu bana verecek. Böylece kendimi garantiye aldım.

ZAYIFLAMA GURUSU OLDUM

Zayıflama sektörüne tam anlamıyla girdiniz mi?

- Türkiye’nin zayıflama gurusu oldum! Normalde diyet ve diyetisyenler konuşur, Sibel Can çıkıp bir şeye dikkat çekerdi. İlk kez bir adam seyirci karşısında günden güne eridi. Kitleleri harekete geçiren de o oldu. Teyzeler hâlâ "Nerede o eski yanakların!" diyor bana. Şimdi dört-beş kişiye mentorluk yapıyorum, onları zayıflatacağım.

En başarısız çalışmanız?

- Koordinatörüm Murat. Ona birkaç kilo daha aldıracağım, sonra "Murat’ı nasıl zayıflatıyorum" diye bir web sitesi hazırlayacağım. Ona ayrı bir program yapacağım.

"Samandağ biberi tek başına kilo verdiriyor" gibi bir anlayış var. Bu yanlış, değil mi?

- Tabii ki tek başına biber olmaz. Belirli bir düzen olması gerekiyor. Öncelikle yeme alışkanlıklarını değiştiriyorsun. Ben yemekte yağ yerine salça kullanıyorum mesela. Çok ciddi spor yapıyorum. Yeni amacım, 800 baklava dilimiyle (karın kaslarını gösteriyor) Playboy’a soyunmak!

KIRMIZI NOKTALI FİLMLER DÖNEMİNDE SESLENDİRME YAPIYORDUM

Sizin seslendirme geçmişiniz de var, değil mi?

- Korku filmlerindeki esas oğlanları seslendiriyordum. Kırmızı noktalı filmler döneminde seslendirme yapıyordum. Kayınvalide bir gece film izlerken "Bu ses yabancı değil" dedi. İlk eşimle boşanma nedenimizdir... (Gülüyor) Yok, şaka şaka.

GÜÇSÜZÜN YANINDA KAVGA EDERDİK

Kurtuluş’ta yetişmişsiniz. Keyif olsun diye kavgaya karışırmışsınız. Televizyon işine bulaşmasaydınız, şimdi ne yapıyor olurdunuz?

- Yine seslendirme yapardım. Akademisyen olamazdım, çünkü anarşist bir yapım var. ’Merdiven altı şair’ olarak kalırdım herhalde... Bu arada evet, o zamanlar güçsüzün yanında kavga edip gücü dengelerdik. Sadece keyfine. Ama ben okuyabildiğim yere kadar okudum. Annem üniversiteyi kazanamadığım yıl bir sene benimle konuşmamıştı. Ben de 32 yıl okudum, doktoramı yaptım.

Röportaj. Sinem Vural/ Hürriyet