Merdan Yanardağ'dan Silivri yorumu: "Soğuk değil"

TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, avukatları aracılığı ile kamuoyuna gönderdiği mektupta, tutuklanmasına sebep olarak gösterilen ifadelerin suç olmadığını bir kez daha tekrarladı. Yanardağ, "Kimse endişe etmesin, Silivri soğuk değil" ifadesini kullandı.

Tutuklu TELE1 Genel Yayın Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Türkiye Komünist Partisi avukatları aracılığı ile kamuoyuna bir mektup gönderdi.

Yanardağ mektubunda "Zorbalığa boyun eğmeyeceğim" dedi. Kullandığı ifadelerin siyasi analiz olduğunun altını çizen Yanardağ, "Bir dostumun dediği gibi kimse endişe etmesin, Silivri soğuk değil. Bana destek veren herkese selamlarımı, saygılarımı ve sevgilerimi iletiyorum" ifadesini kullandı.

Yanardağ, tutuklanmasının amaçları arasında muhalefet bloğunun parçalanmak istenmesi olduğuna dikkat çekti. Tutuklanma sürecinde İYİ Parti'nin aldığı tutumun ise bu amacın kısmen başarıya ulaştığının göstergesi olduğunu ifade etti.

"İktidarın yaptığı yeni bir açılım hazırlığını 'suçüstü' yakaladım" diyen Yanardağ, "İktidar alanı daralan gerici faşist koalisyon yeni dayanaklar arıyor. Bunlardan biri de İmralı üzerinden geliştirilebilecek yeni bir açılım siyasetidir" şeklinde ifadeleri kullandı.

Merdan Yanardağ'ın mektubunun tamamı şu şekilde:

"Değerli arkadaşlar, sevgili yoldaşlar,

Öncelikle gösterdiğiniz dayanışma ve dostluk için çok teşekkür ediyorum.

Benim üzerimden yapılan operasyonun amacı bağımsız ve halktan yana medyaya gözdağı vermek ve toplumu sindirmektir. Ancak başarılı olamayacakları çok açıktır.

Karşımızda adil ve demokratik olmayan bir seçimle halkın iradesine el koymuş, iftira, yalan, kara propaganda ve hile ile seçimleri çalan bir iktidar vardır. Bu iktidar tarihsel ve siyasal ömrünü doldurmuştur. Mevcut sonuçların bir an için doğru olduğunu kabul etsek bile toplumun yarısının direndiği ve teslim olmadığı bir islamofaşist bir rejim söz konusudur.

Bu rejim sürdürülebilir değildir. Ancak bu rejimden kurtulabilmenin bir şartı ve tek bir yolu vardır.

O yüzde 48'lik büyük direniş potansiyelini korumak, güçlendirmek ve geleceğe taşımaktır. Bu nedenle muhalefet güçlerinin kendi iç tartışmalarına gömülmeleri büyük bir hata olacak ve tarihsel fırsatın kaçırılmasına yol açacaktır. Yapılması gereken şey ilerici, demokratik, cumhuriyetçi ve sol güçlerin arasındaki birlik ve dayanışma ilişkilerini geliştirmektir. İktidarı sınırlayabilecek tek güç budur. Çünkü bu seçimlerin kaybedilmesiyle iktidarın önünde denge ve fren işlevi görebilecek hiçbir kurumsal yapı kalmamıştır.

Bana yapılan operasyonun amaçlarından biri de muhalefet blokunun parçalanmasıdır. Kısmen başarılı oldukları da İYİ Parti'nin tutumundan anlaşılmaktadır. Belli ki ben yaptığım TV programıyla hem iktidar ve sistem içi muhalefet bu sessiz konsensüsü bozmuş oldum hem de iktidarın yaptığı yeni bir açılım hazırlığını “suçüstü” yakaladım. Çünkü iktidar alanı daralan gerici faşist koalisyon yeni dayanaklar arıyor. Bunlardan biri de İmralı üzerinden geliştirilebilecek yeni bir açılım siyasetidir.

Ben infaz hukukunun uygulanmasını isterken -ki bir devletin kendi yasasını uygulamasını istemektir bu- esas olarak bu oyunu açığa çıkardım. Öyle anlaşılıyor ki bu konu iktidar çevrelerini çok rahatsız etmiş. Yeni açılım hazırlığını gündeme getiren AKP milletvekili Galip Ensarioğlu'nun sözlerini eleştirmemin nedeni budur. Ensarioğlu'nun “Apocu” olduğu gibi ironi yaptığım betimleme dışında söylediğim her şey bana yönelik saldırı ile doğrulanmıştır.

Ben zorbalığa boyun eğmeyeceğim. Sözlerimde “suç” değil siyasal teşhir ve analiz vardır. Bu görüşlerimi savunmaya devam edeceğim. İnfaz hukuku herkese adil biçimde uygulanmak durumundadır. Eğer böyle yapılırsa iktidarın İmralıyı bir siyasal araç olarak kullanmasının da önüne geçilecektir.

Bir dostumun dediği gibi kimse endişe etmesin, Silivri soğuk değil.

Bana destek veren herkese selamlarımı, saygılarımı ve sevgilerimi iletiyorum."