Meral Akşener’den Erdoğan’a “sürtük” tepkisi
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, gündeme ilişkin değerlendirmelerini paylaşmak üzere partisinin grup toplantısında kürsüye çıktı.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gezi eylemlerine destek verenlere yönelik kullandığı "sürtük" ifadesine sert bir dille tepki gösterdi. "Yazıklar olsun!" diyen Akşener, "Bak sayın Erdoğan sen bu ülkenin cumhurbaşkanı seçildiğinde bir yemin ettin. Hatırlıyor musun? Hani nerede senin yeminin? Hani nerede hürriyet nerede insan hakları nerede adalet, nerede Atatürk ilke ve inkılapları? Sen yeminini bozdun! Üstelik ilk defa da değil çok uzun zaman önce bozdun. Kibrinin esiri olup hakikate kör olurken bozdun. İktidar sarhoşu olup gazi meclisimizi vesayetin altına alırken bozdun. Yani 2017 referanduma giderken aziz Türk milletine yalan söyleyerek bozdun" dedi.
"UTANMADAN DALGA MI GEÇİYORSUNUZ?"
Akşener'in konuşmasından öne çıkan noktalar şu şekilde:
'Bay kriz' ve olağanüstü ekonomi yönetimi sayesinde artık her yeni güne zam haberiyle uyanıyoruz. Artık zamla yatıyor, zamla kalkıyoruz. Ülkede enflasyon makyajlı haliyle bile yüzde 73,5 olarak açıklanırken beceriksizliğiyle göz kamaştıran Nebati bakan çıkıp "Biz bir yol ayrımına gittik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kar ediyor" diyor. Böyle bir rezalet, böyle bir pişkinlik olabilir mi? Yokluğa, yoksulluğa mahkum ettiğiniz insanlarımızla bir de utanmadan dalga mı geçiyorsunuz? Nebati bakanın bu sözlerine bakınca anlıyoruz ki TÜİK tez zamanda bu arkadaşın yardımına koşacak. Oturup muhalefet sıralarından memleket nasıl yönetilirmiş, kıskançlıkla izleyeceksin.
"HESAP SORACAĞIZ!"
Marmaris Milli Parkı'nda bulunan Kızılcık Koyu'nda büyük bir doğa katliamı yapılıyor. Rantiyeler yine iş başında. Yine bir inşaat projesi uğruna ormanlarımız kesiliyor. Gerçekte çevremizin, şehirlerimizin ve iklimimizin tarumarına sessiz kalan Murat Kurum'a sormak istiyorum: ÇED raporu gerekli değildir belgesini hangi çıkara, çıkar sahibinin amacına, hangi beklentiye göre verdiniz? Muğla'mızı sahipsiz zannediyorsanız çok yanılıyorsunuz.
İhaleyi alandan da şantiyeyi kurandan da ranttan beslenip semirenden de hesap soracağız. Şimdiden uyarıyorum, herkes ayağını denk alsın. Milletimizden yetkiyi alınca bu ihanete göz göre göre paydaş olanlardan milletimizin gözü önünde yargıyla, Danıştay'la, Sayıştay'la hesap soracağız.
"BU HAKARETİ DENİZE DÖKÜLÜŞÜNÜ UNUTAMAYAN BİR YUNAN ETMEDİ"
İktidar mensupları sebep oldukları krizler derinleştikçe, söyleyecek yalanları, anlatacak masalları kalmadıkça artık pis dillerini, öfkelerini açık etmekten çekinmiyorlar. Kirli bir zihniyetle karşı karşıyayız. 'Bugün acaba hangi hakarete maruz kaldık' diye meraklanıyoruz. Çünkü sayın Erdoğan milletimize yönelttiği hakaretler yelpazesini her geçen gün daha da çirkinleştirerek genişletmeye devam ediyor. AK Parti iktidarı nezdinde bir gün hain oluyor, bir gün terörist oluyor, bir gün şükürsüz, bir gün vicdansız oluyor. Geçtiğimiz hafta da hiç utanmadan, zerre duraksamadan bu aziz millete 'çürük ve sürtük' dendi. Bu hakareti denize dökülüşünü unutamayan bir Yunan, geçmiş yenilgisinin karın ağrısını tanıyan bir İngiliz, travmalarını atlatamayan bir Fransız etmedi. Bu hakareti bu ülkenin cumhurbaşkanı etti, yazıklar olsun.
"SENİ ACI GERÇEKLE YÜZLEŞTİRECEĞİM"
Sen kendi egonu 'Hak ettikleri teşhisi koydum' diye şişirmeye devam et. Sen bu hakareti sadece Gezici diye yaftaladıklarına ettiğini zannetmeye devam et. Ben seni acı gerçekle yüzleştireceğim. Burdur'da tülbentli, yazmalı oruç ağzıyla haykıran bir çiftçi kardeşim diyor ki 'Ben 14 yaşımda evlendim. Kocamdan başka erkek görmedim. Allah'tan başka kimseye biat etmedim. Ben sürtük değilim. Bize sürtük diyemez; biz halkız, kadınız' diyor. Sadece şehirli kadınlar kızdı zannettin, değil mi? Çok büyük yanıldın. Hakaret ettiğin bu aziz millet sana en okkalı tokadını sandıkta gösterecek.
İnsanlarımız artık 'Açız' diye değil, 'Bizi kurtarın' diye haykırıyorlar. 'Yeter artık' diye isyan ediyorlar, 'Bitsin artık bu çile' diye dua ediyorlar.
"KÖY HAYATI CANLILIĞINI KAYBETTİ; TARIM BİTTİ, HAYVANCILIK BİTTİ"
AK Parti'nin eğitimde yol açtığı en önemli tahribatlardan biri köy okullarının kapatılması politikasına verdiği hız ile başladı. Taşımalı eğitim sistemi denen garabet bir uygulamaya geçildi. Köy okulları kapatılınca milli bayramlarımız artık köylerimizde kutlanamıyor. Anladınız mı niye kapandı? Artık İstiklal Marşı'mız, Andımız her pazartesi köylerimizde okunmuyor, bayrağımız göndere çekilmiyor. Köy okulları kapatılınca köy hayatı da canlılığını kaybetti. Tarım bitti, hayvancılık bitti. İYİ Parti olarak biz köylülerimize hak ettikleri itibarı yeniden kazandırmak için çalışıyoruz.
Son 20 yılda 1 milyon kız çocuğumuz yaşları tutmadığı için mahkeme kararı sonucu evlendirildi. Bu sayı resmi nikahlardan çıkan sonuç. Bir de kayıt altına alınmayan evlilikler var. Şimdi, köy okulları niye kapatıldı anladınız mı? 'Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin' diyenlerin nasıl kazandığını anladınız mı? O pis dilin karşılığı olarak köy okullarının niçin kapandığını anladınız mı? Gene burada da dayağı yiyen, hayatı mahvolan kızlarımız, kız çocuklarımız ve kadınlarımız. Niçin dilinden 'sürtük' çıktı anladınız mı? Kadınların neden hedef alındığını anladınız mı? Hakaret amaçlı hep niye kadınlar çıkar anladınız mı?