Meral Akşener, kürsüyü Nazmi Bilgin'e bıraktı: 'Bu yasa bir sansür çorbası'

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında kürsüyü Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin'e bıraktı. Bilgin, 'sansür yasası'na ilişkin "Bu yasa bir sansür çorbası. Hala daha bu 20 yılın sonunda ne yazık ki kanun hazırlamayı bile öğrenememişler. Bu yasayla ceza vermek için suç oluşturuluyor" dedi.

AK Parti ve MHP’nin Meclis’e sunduğu 40 maddelik Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile ilgili tartışma sürüyor.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de grup toplantısında kanun teklifine tepki göstererek kürsüyü Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’e bıraktı.

"Huzurunuzda yalnız bir Nazmi Bilgin olarak değil Türkiye’deki tüm basın kuruluşlarının temsilcisi olarak bulunuyorum. 52 yıldır gazeteciyim, gazetecilikten başka hiçbir iş yapmadım. Sigorta emeklisiyim, Allah’ıma da şükrediyorum." diyerek sözlerine başlayan Bilgin şunları söyledi:

"Bu yasa hem yasa tekniği açısından hem içeriği açısından hem yeni suçlar ihdas etmesi açısından bir sansür çorbası. Hala daha bu 20 yılın sonunda ne yazık ki mantığını bir kenara bırakıyorum, kanun hazırlamayı bile öğrenememişler.

Bütün bu sorunlar haddini bilmez kişilerin başının altından çıkıyor. Biz bu yıllarca harcadığımız emeği ve bilgi birikimini mezara götürmek için hazırlamadık. Bizim bilgimiz birikimimiz her zaman bu ülke için emre amadedir.

"Anadolu'daki gazetelerin kapılarına kilit vurulacak"
Sansür yönüyle bakmanın daha ötesinde kamuoyunda ne yazık ki bine yakın Anadolu’daki gazetelerin kapılarına kilit vurulacak, kanunun belirli maddeleri gözden kaçırılıyor. Bu yasa ile zaten belirli bir basın ilan pastasını paylaşan Anadolu basınına internet gazeteciliği ilave ediliyor. Özellikle 24, 25 ve 26’ncı maddede bu değişiklikler yapılırsa eğer zaten zor koşullarda hayatını sürdürmeye çalışan Anadolu’da bir tek gazete bulamayacaksınız. Anadolu’daki yerel basın demokrasimizin çiçekleridir. Kendi illerinde bir denetim mekanizmasıdır. Bu Millî mücadeleden beri... 100 yılı aşkın bu mücadeleyi yapan Anadolu basınının medyasının kapatılmasına göz yummamamız lazım. Çünkü basın özgürlüğü yalnız bizim için lazım değil. Basın özgürlüğü bu ülkede yaşayan herkes için gerekli. Çünkü basın özgürse demokrasi yeşerir. Basın özgürlüğü olmayan yerde olmayan bir ülkedeki ki ülkemiz şu anda öyle demokrasiden bahsetmek mümkün değildir."

Teklifin tartışmalara neden olan 29'uncu maddesini hatırlatan Bilgin, “Daha kanun çıkmadan bugün İletişim Başkanlığı’ndan Marmaris’teki yangınla ilgili bir açıklama yapıldı. Diyor ki ‘bu yangınla ilgili kamu kurumlarının dışındaki açıklamalara itibar etmeyin. Dezenformasyona dikkat edin.’ Yani bize diyor ki ‘biz geçen seneden beri uçak kiralayamadık, gece uçuşu yapan helikopterler kiralayamadık, bunu görmeyin o ormanlar cayır cayır yansın yoksa sizi üç yıl hapse atarım'...Bu kanun belki bir yıl belki daha da yakın belki daha uzak zamanda değişen iktidarla bizi korkutmaya bize ceza vermeye çalıştıkları yasa ile vurulacaklar" diye konuştu.

Yasayı çıkarabilirler. Önümüzde Anayasa Mahkemesi var. Orda da kabul edilmeyedebilir ama bu kötülüğü yapanlar bu ülkeyi fikri mengene altına alanlar, bu ülke insanlarına konuşma, yazışma, internet kullanımını yasaklayan bir gün belki bir günden de yakın hesap vereceklerdir. Bu hiç aklınızdan çıkmasın. Cumhuriyet kurulduğundan beri hatta Osmanlı’nın son döneminde istibdat her zaman yaşanmıştır. Ama buna mukabil mücadelede yaşanmıştır. Biz yine bu mücadeleyi sürdüreceğiz.

Selam olsun Cumhuriyet’in tüm değerlerini hayatı pahasına koruyanlara, selam olsun her şeye rağmen basın özgürlüğü için savaş verenlere, yaşasın hürriyet, yaşasın adalet, yaşasın özgürlük kahrolsun istibdat kahrolsun sansür.

Akşener: Milletin haber alma hakkına göz dikenleri unutmayacağız
Bilgin’in ardından tekrar kürsüye çıkan Akşener, şunları söyledi:

“Şundan emin olun ki milletin haber alma hakkına göz dikenleri unutmayacağız. Milletin kendisine verdiği kutsal görevi hak bilenleri, kendi hakkı bilenleri, emanete hıyanet edenleri unutmayacağız. Yüce Meclis’imizi lüzumsuzlaştırmaya kalkanları unutmayacağız.”