Meral Akşener HDP'ye sert sözlerle yüklendi: Nevruz katile özgürlük dileme günü değil
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında yapmış olduğu konuşmada HDP'li Ahmet Türk'ün Diyarbakır'daki Nevruz etkinliğinde sarf etmiş olduğu "Dönem, Öcalan'ı özgürleştirme dönemidir" cümlesine tepki gösterdi. Akşener, "Bizim için Nevruz sevginin günüdür, katile özgürlük dilenme günü değildir" ifadesini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerini paylaşmak üzere kürsüye çıktı. Akşener, İYİ Parti'nin iktidar olması durumunda Nevruz bayramının resmi tatil olarak kutlanacağını ifade etti. 14 Mayıs'ı işaret eden Akşener ayrıca "Emin olun ki İstanbul Sözleşmesi'ni imzalatacak ve uygulatacağız" dedi.
"BİZİM İÇİN NEVRUZ KATİLE ÖZGÜRLÜK DİLENME GÜNÜ DEĞİL"
Akşener'in konuşmasından satır başları şu şekilde:
* İYİ Parti olarak büyük bir hedefimiz var. Bu memleketin her bir ferdini bir büyük memleket sofrasına, bayram sofrasına oturtma hedefimiz var. Kimse merak etmesin, biz o kara kalplere, kirli emellere, kötü niyetlere geçit vermeyeceğiz. Biz ateşten gömlek giyip ateşte yürüyenleriz.
* Bizim için Nevruz katile özgürlük dilenme günü değildir. Birliğin günüdür, terörün günü değildir. İYİ Parti iktidarında Nevruz'u resmi tatil olarak kutlayacağız.
"SANDILAR Kİ BİZ SADECE SÖZLEŞMEYİ SAVUNUYORUZ"
* Sandılar ki biz İstanbul Sözleşmesi'ni savunurken sadece bir sözleşmeyi savunuyoruz. Oysaki biz kardeşi, eşi, dostu birbirine düşürmek isteyen bir çirkinliğe karşı durduk. Kadınları düşman gören kirli bir zihniyete karşı durduk. Kadınların hayatından verilen bir tavize karşı durduk. Kimse kusura bakmasın, dimdik durmaya devam edeceğiz.
"SAYIN ÖZLEM ZENGİN DE KADIN OLDUĞU İÇİN BU ÇİRKİNLİKLERİ YAŞIYOR"
* 6284 sayılı kanun birileri tarafından bugün tartışmaya açılıyor. Bizzat AK Parti'de siyaset yapan kadınlar da rahatsız. Aile Bakanı bile böylesine ucube bir tartışmayı millete açıklayamayacaklarını biliyor. AK Parti'nin Grup Başkanvekili hedef haline getirildiğini söylüyor. Yüzde yüz, kesinlikle doğrudur. Tıpkı bu ülkede yaşayan, doğruları savunan her kadın gibi Sayın Özlem Zengin de yaşadığı çirkinlikleri kadın olduğu için yaşıyor. Bu ülkede konuşan, pes etmeyen, doğruları konuşmaktan vazgeçmekten kadınlar mobbing'e, lince, tacize, hakarete, iftiraya uğruyor. Ama biz o pis, iğrenç dili yüzlerine yüzlerine vuracağız. Mesele kadınların davası olduğunda Özlem hanımla da ama'sız, fakat'sız, lakin'siz omuz omuza duracağız.
* Emin olun ki 14 Mayıs'tan sonra da İstanbul Sözleşmesi'ni imzalatacak ve uygulatacağız.
"BUNU DUYDUĞUMDA KALBİM DURUYOR ZANNETTİM"
* 'Tabii geçmişten bugüne şöyle masaya yatırdığımızda çadırda bile kalite neydi, bugün çadırda geldiğimiz kalite ne?' Bunu duyduğum zaman kalbim duruyor zannettim. İnsanların içinde bulunduğu acıyı, şartları, kayıpları düşünün ve beyefendinin söylediği bu söze bakın. Arkasından diyor ki 'Bugün çadırda geldiğimiz kaliteyi bile yeterli görmüyoruz. İnşallah çok daha farklı adımlar atacağız.' Hayda, buyur buradan yak. Üstelik bunu depremin 7. gününde bile hala çadır bekleyen aileler varken diyor. Elbette 'bay kriz' çıkıp 'Çadırı biz bulduk' diyebilirdi.
* Sayın Erdoğan, artık yeter, bir kez daha söylüyorum, sirk yönetmiyorsun. Şunun şurasında 53 gün kaldı.
* Sinan Ateş'in katillerini biz bulacağız ve cezalandıracağız. 54. günün şafağını milletimizle birlikte selamlayacağız.