Melih Gökçek'in Zaman'da gördüğü haber dünyasını yıktı!
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek katıldığı bir televizyon programında Cemaat'e seslendi.VİDEO
Duygu dolu anlar yaşayan Gökçek, CHP'ye oy verenlere hakkını helal etmeyeceğini söyledi.
Kanal A'da yayınlanan 'Çerçeve Özel' programına konuk olan Gökçek Cemaat'e ve yasa dışı dinlemelere değindi.
Konuşması esnasında gözlerinin dolduğu hissedilen Melih Gökçek Cemaat'in tabanında "pırıl pırıl insanlar" olduğunu vurgulayarak, "Ben Tabandaki tertemiz insanlara, hizmetteki kardeşlerime hakkımı helal ediyorum. Ama CHP'ye oy vereceklerden öbür dünyada hakkım var. Rabbimin katında bu hakkımı isterim." dedi.
'GÖZLERİ BÖYLE NASIL KÖR OLABİLİYOR?'
Zaman gazetesinde gördüğü bir haberle dünyası yıkılan Gökçek yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Dün bir Zaman Gazetesi ilavesini aldım. 'Ankara'da seçime doğru' diye... 'Başkent'in yeni 'şehriemin'i kim olacak?' yazıyor. Altında CHP adayı Mansur Yavaş, MHP adayı Mevlüt Karakaya ve BBP adayı Remzi Çayır var. 20 yıldan beri benle içtikleri su ayrı gitmeyen bu kardeşlerime ben ne yaptım? Hangi kötülüğü yaptım? Hangi kötü sözü söyledim? Hangisinin kalbini kırdım? İnsan vicdan eder ya böyle bir şey var mı? İnsanların gözleri böyle nasıl kör olabiliyor?"
Gökçek şunları söyledi:
'HİZMET HAREKETİNE YARDIM ETTİM'
Hizmet hareketine ben yıllarca yardım ettim. Her türlü fedakârlığı yaptım. Onlar istemediler ben teklif ettim. Çok değerli, çok samimi insanlar var içinde. Hele tabanı pırıl pırıl insanlar.
'ÇOCUKLARIMI HİZMET HAREKETİNE EMANET ETTİM'
İki tane oğlum var iki oğlum da Samanyolu'ndan mezun. İki tane torunum var Samanyolu Okulları'nın versiyonu sayılan Atlantik Okulları'nda okuyorlar. Yani çocuklarımı hizmet hareketine emanet ettim. Evlatlarımı, torunlarımı onlara güvendiğim için emanet ettim. Bu olaylar başlayıncaya kadar hiçbir şekilde ters düşürmedim.
'HERKES ELİNİ VİCDANINA KOYSUN'
Biz Başbakan'a gittik bu olayların benzerlerinin olacağını söyledik. Başbakan'ın bize söylediği söz şudur; "Bunlar bizim kardeşlerimiz. Bir daha böyle düşünmeyin ve yanıma böyle gelmeyin" dedi. Bu Başbakan'ı bu hale getirdiler. Bu başbakan bundan sorumlu değil. Eğer Başbakan bunlar hakkında ters düşünseydi kaç tane üniversite yerini bunlara verdi. Verir miydi? Herkes elini kalkıp doğrudan doğruya vicdanına koyup bunu bir düşünmeli.
Kanal A'da yayınlanan 'Çerçeve Özel' programına konuk olan Gökçek Cemaat'e ve yasa dışı dinlemelere değindi.
Konuşması esnasında gözlerinin dolduğu hissedilen Melih Gökçek Cemaat'in tabanında "pırıl pırıl insanlar" olduğunu vurgulayarak, "Ben Tabandaki tertemiz insanlara, hizmetteki kardeşlerime hakkımı helal ediyorum. Ama CHP'ye oy vereceklerden öbür dünyada hakkım var. Rabbimin katında bu hakkımı isterim." dedi.
'GÖZLERİ BÖYLE NASIL KÖR OLABİLİYOR?'
Zaman gazetesinde gördüğü bir haberle dünyası yıkılan Gökçek yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Dün bir Zaman Gazetesi ilavesini aldım. 'Ankara'da seçime doğru' diye... 'Başkent'in yeni 'şehriemin'i kim olacak?' yazıyor. Altında CHP adayı Mansur Yavaş, MHP adayı Mevlüt Karakaya ve BBP adayı Remzi Çayır var. 20 yıldan beri benle içtikleri su ayrı gitmeyen bu kardeşlerime ben ne yaptım? Hangi kötülüğü yaptım? Hangi kötü sözü söyledim? Hangisinin kalbini kırdım? İnsan vicdan eder ya böyle bir şey var mı? İnsanların gözleri böyle nasıl kör olabiliyor?"
Gökçek şunları söyledi:
'HİZMET HAREKETİNE YARDIM ETTİM'
Hizmet hareketine ben yıllarca yardım ettim. Her türlü fedakârlığı yaptım. Onlar istemediler ben teklif ettim. Çok değerli, çok samimi insanlar var içinde. Hele tabanı pırıl pırıl insanlar.
'ÇOCUKLARIMI HİZMET HAREKETİNE EMANET ETTİM'
İki tane oğlum var iki oğlum da Samanyolu'ndan mezun. İki tane torunum var Samanyolu Okulları'nın versiyonu sayılan Atlantik Okulları'nda okuyorlar. Yani çocuklarımı hizmet hareketine emanet ettim. Evlatlarımı, torunlarımı onlara güvendiğim için emanet ettim. Bu olaylar başlayıncaya kadar hiçbir şekilde ters düşürmedim.
'HERKES ELİNİ VİCDANINA KOYSUN'
Biz Başbakan'a gittik bu olayların benzerlerinin olacağını söyledik. Başbakan'ın bize söylediği söz şudur; "Bunlar bizim kardeşlerimiz. Bir daha böyle düşünmeyin ve yanıma böyle gelmeyin" dedi. Bu Başbakan'ı bu hale getirdiler. Bu başbakan bundan sorumlu değil. Eğer Başbakan bunlar hakkında ters düşünseydi kaç tane üniversite yerini bunlara verdi. Verir miydi? Herkes elini kalkıp doğrudan doğruya vicdanına koyup bunu bir düşünmeli.