MEHVEŞ EVİN OTOBÜSE BİNDİ YANINDA DA DÜNYA DEVİ BİR MEDYA PATRONU VARDI!... KUYRUĞA GİREN, OTOBÜSE BİNEN MEDYA PATRONU KİM?...

Sadece gazeteci değil, medya patronları da kongreyi kaçırmamış. Opera binasındaki açılışa gitmek üzere otelden ayarlanan otobüse bindiğimde, bir medya patronu da yanımdaymış.

Otobüsteki medya patronu


Dünya Gazeteciler Birliği´nin (World Newspaper Association-WAN) İsveç´in Göteborg kentinde düzenlediği 61. Kongresi´ne katılım, bu yıl rekor düzeyde. 1500´ün üzerinde gazeteci, yayıncı ve yönetici hem sosyalleşiyor hem de sektörde ne var, ne yok, paylaşma olanağı buluyor... Farklı ülkelerden, her renkten gazeteci bir arada: Sarili Hintli yayıncı, Endonezyalı ekonomi muhabiri, Avustralyalı bir yayın şirketinin finans müdürü... Başörtülü kadına ise rastlamadım. Neden acaba, bu ortamlara girmek `mahrem´ mi sayılıyor? Her yıl olduğu gibi yine stand açan, full kadro hazır bulunan Zaman gazetesindeki meslektaşlara sormalı...

Sadece gazeteci değil, medya patronları da kongreyi kaçırmamış. Opera binasındaki açılışa gitmek üzere otelden ayarlanan otobüse bindiğimde, Bonnier grubunun en tepe yöneticisi Bengt Braun ile tanıştım. Düşünsenize, bizde hangi patron otobüse biner? Daha sonra İsveçli meslektaşlarımdan öğrendim ki kendisini bu topraklarda tanımayan yokmuş. 20 ülkede, 120´den fazla gazete, TV ve yayınevinin başındaki CEO konumundaki Braun, kuyruğa girip bir kadeh şarap almaya gocunmuyor.

MIRMIR KRAL

Kongrenin dünkü resmi açılışını ise İsveç Kralı Gustav yaptı; bronz teni, beyaz saçları ve koyu renk takım elbisesiyle kraldan çok karizmatik bir işadamı havasında. Basın özgürlüğünü savunan konuşmasında Kral Gustav, bu yılın `Altın Kalem´ ödülüne layık görülen Çinli gazeteci Li´ye saygılarını sunup kürsüden indi...

İşte WAN kongresinin açılışından bazı satırbaşları:


  • WAN Başkanı Gavin O´Reilly, pek çok ülkede devlet adamlarının basın özgürlüğü konusunda pek de hassas davranmadığını, bu yüzden Rusya, Güney Afrika ve Türkiye´de daha önce düzenlenen kongrelerde eleştiride bulunduklarını belirtti.


    • Son 18 ayda 1000 gazeteci hapse girdi, bunların 100´ü halen tutuklu.


    • Dünyada basın özgürlüğü temalı kısa filmde, basın mensuplarının işlerini yaparken başlarına gelen korkunç olaylardan görüntüler aktarıldı. Meksika´da öğretmenlerin grevini kaydederken öldürülen bir gazeteci, Burma´da sokak ortasında askerin vurduğu bir başkası, Rusya´da savunma sanayiyle ilgili haber yaparken `intihar eden´ muhabir ve Türkiye´den de Hrant Dink´in sokakta yatan cesedi, en çarpıcı sahnelerdi.


    • Bu yıl WAN´ın `Altın Kalem´ ödülüne layık görülen Li Changqing, halen hapiste. Çinli yetkililer karısına bile ülkeden çıkış izni vermediği için bir başka meslektaşı, Li´nin gönderdiği konuşmayı okudu.

      BORN AGAIN CHRISTIAN


    • Li Changqing´in 3 yıldır hapiste tutulmasının sebebi, öldürücü bir salgın hastalık hakkında haber yapması. Geçen yıl bu ödülü, bir başka hapisteki Çinli gazeteci almıştı. Dünyada en çok gazetenin satıldığı Çin, aynı zamanda gazetecilerini en çok içeri tıkan ülke anlayacağınız.


    • WAN yetkilileri, tam da Olimpiyatlar´ın arifesinde Çinli yetkililerin verdiği sözleri tutmasını beklemediklerini açıkladı. İyi ki Çinli değilim, diye düşündüm çünkü orada bunları dinlemek büyük bir utanç olurdu...


    • Çin Komünist Partisi, WAN´daki bu kongreyi bile boykot etmiş!


    • Li´nin ödül konuşması pek dokunaklıydı. `Kaderim gazeteci olmaktı´ diye başlayan konuşmasında, sonradan Hıristiyan olduğunu ve Hz. İsa´nın ışığında yolunu bulmaya çalıştığını da eklemeyi un