MEHMET YILMAZ'DAN BAŞBAKAN'A AĞIR SUÇLAMA: GİZLİ ÖRGÜT KURUP GAZETECİLERİ DİNLEMEKTEN YÜCE DİVAN'DA YARGILANMALI!..
Buradan Başbakan için bir suç ihbarı yapıyorum. Şimdi olmaz ama gelecekte nasıl olsa Yüce Divan´da yargılanacağı için bir de bu suçlamanın listeye eklenmesini istiyorum.
AKP medyasına uyarımdır!
BAŞBAKAN, konuşmasında Deniz Feneri ile ilgili soruşturmanın sonuna kadar götürülmesini istediğini ve sorumluların cezalandırılmasının gerektiğini söyledi.
Bugüne kadar bu konuda sus-pus olan AKP medyası, göreceksiniz ki bugünden itibaren bu konuya girecektir. (Yani: Sabah, Zaman The Rockefeller Times, Yeni Şafak, Vakit, Star, Taraf.)
Bu gazetelerdeki beylere Bülent Arınç´ın gazına gelmemelerini öneririm.
"Yolsuzluklara damardan girsinler" ama o kadar da değil!
Başbakan gibi yapsınlar, kılcal bir damar bulup, onunla oyalansınlar.
Çünkü "ana damarlardan" birine girecek olurlarsa ayaklarına "en ziyade müsamahaya mazhar kişiler" takılabilir, haberleri olsun!
´Yerin kulağı´ değil, ´Recep´in telekulağı´!
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan´ın konuşmasında şöyle bir bölüm de var: "Yerin kulağı var her şeyi duyuyoruz."
Duyduğunu söylediği "her şey", Doğan Grubu´nda yazarlara verilen "talimatlar" imiş. Kendisi böyle söylüyor.
Bir tuhaf durum yani!
"Yerin kulağı" verilen talimatları nasıl duyuyor olabilir?
Talimat alanlar bunu gidip Başbakan´a söylemeyeceklerine göre, bu "duyum" talimatların verilişi sırasında olmalı.
Demek ki telefonlarımız, e-posta hesaplarımız Başbakan´ın adamlarınca dinleniyor!
Bunu zaten biliyorduk da bu kadar açıkça itiraf edilebileceğine ihtimal vermiyordum.
Buradan Başbakan için bir suç ihbarı yapıyorum. Şimdi olmaz ama gelecekte nasıl olsa Yüce Divan´da yargılanacağı için bir de bu suçlamanın listeye eklenmesini istiyorum.
"Kendine bağlı bir gizli örgüt kurarak gazetecilerin haberleşmelerini takip etmek, Anayasa teminatındaki bir kişilik hakkı olan haberleşme özgürlüğünü çiğnemek!"
Öte yandan kusura bakmasın ama kurduğu bu gizli örgütün kendisini kandırdığını da söylemeliyim.
Paralar boşa gidiyor, haberi olsun!
Mahalle kabadayıları da böyle yapar!
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan´ın cumartesi günü "bütün gerçekleri açıklamasını" heyecanla bekleyenlerden değildim.
Çünkü Erdoğan´ın açıklayabileceği "bütün gerçek" diye bir şey yok. Bunu biliyorum.
Yapabileceği tek şey, daha önce sıkça yaptığı gibi "efelenmek" ve dedikodu yapmaktı, nitekim onu yaptı.
Konuşmasını televizyondan izleyemedim, çünkü Berlin´de daha önemli bir iş yapıyor ve sanat galerilerini geziyordum.
Ancak akşam olup otelime gidince önce internetten, pazar sabahı da gazetelerden neler söylediğini okudum.
Başbakan´ın, Doğan Grubu ile ilgili açıklamaları yapmadan önce ceketini çıkarması dikkatimi çekti.
Mahalle kabadayıları da böyledir biliyorsunuz. Biriyle yumruklaşacakları zaman önce ceketlerini çıkartıp, bir kenara koyarlar ki rahat yumruk sallayabilsinler.
O salonda toplanmış AKP´li kalabalığın ve televizyonları başındaki izleyicilerin bu ayrıntıyı fark etmeseler bile bilinçaltlarında algıladıklarına kuşku yok.
Başbakan açısından "uygun bir algılama" diyebiliriz.
MEHMET Y.YILMAZ-HÜRRİYET