MEHMET YILMAZ, MODACILIĞA SOYUNDU!..CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL'ÜN KIZI KÜBRA'NIN DÜĞÜNÜNDE ÇEKİLEN AİLE FOTOĞRAFLARINI YORUMLAYAN YILMAZ, KIYAFETLER KONUSUNDA HANGİ TAVSİYELERDE BULUNDU?...
Kübra Gül´ün düğünü vesilesiyle çekilen ve gazetelerde yayımlanan bir "aile fotoğrafı", günümüz Türkiye´sini yöneten kadronun giyim kuşam zevkleri ile ilgili olarak da net bir fikir veriyor.
Bir moda danışmanı şart!
KÜBRA Gül´ün düğünü vesilesiyle çekilen ve gazetelerde yayımlanan bir "aile fotoğrafı", günümüz Türkiye´sini yöneten kadronun giyim kuşam zevkleri ile ilgili olarak da net bir fikir veriyor.
İnsanların kılık kıyafetlerine göre yargılanmasından hiç hoşlanmam ancak söz konusu "heyet", Türkiye´yi yönettiği ve ülkemizi temsil ettiği için, bu konuda da bir şeyler söylemek istiyorum. Yoksa amacım, kimseyi kırmak değil. Bunu belirtip eleştiriye geçeyim.
Cumhurbaşkanı´nın pantolon boyu çok uzun ve ayakkabısının üzerine adeta yığılmış. Bence terzinin paçaları ele alıp ayakkabının topuğunun yarım santim kadar üstünde yeniden bastırması gerekiyor.
Başbakan´ın ise o elbise içindeki görüntüsü aniden boy atmış delikanlıları andırıyor. Ceket kollarına dikkat! Ayrıca, formel bir davet için giyilen koyu renk giysinin içindeki kırmızı-beyaz çizgili kravat da olmamış. Bu, elbiseye spor bir görüntü veriyor, düz bir kravat tercihi daha doğru olurdu.
Emine Hanım´ın eteğinin boyu, Hayrünnisa Hanım´ınki gibi ayakkabıyı örtecek şekilde olsaydı daha iyi olurdu. Buna karşılık Hayrünnisa Hanım´ın giydiği truvakar ceketin kollarının altından bluzunun dantellerinin çıkması da iyi değil. Bu boy ceketle, uzun eldiven daha doğru olur.
Özleyiş Topbaş´ın, pantolon üzeri uzun tunik giymesi doğru bir karar ancak döşemelik kumaş deseni yerine desensiz, koyu renk bir kumaştan diktirilseydi daha iyi olurdu.
Şimdi bazı okuyucuların bana sinirlenip "sen nereden biliyorsun" dediklerini duyar gibiyim.
Doğru, ben de bilmiyorum. Ama ülkemizin önde gelen modacılarına birkaç telefonla bu bilgileri topladım. Türkiye´yi temsil edenlerin de iyi bir danışmana ihtiyaçları olduğu, buradan ortaya çıkıyor zaten.
Cumhurbaşkanı´nın emrini takan yok
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, kızı Kübra´yı evlendirdi. Genç çifte mutluluklar diliyorum.
Düğünden önce, davetlilere hediye vermek isterlerse, Kayseri´de yetiştirilecek bir hatıra ormanına bağışta bulunmaları rica edilmişti.
Cumhurbaşkanı´nın "ricası", aslına bakarsanız bir tür "emir" sayılır. Ancak gazetelere yansıyan haberlerden anlaşıldığına göre kimse bu emri takmamış.
Gazetelerde, gelinliği diken firmanın takıların toplanması için de "özel torbalar" diktiği yazılı. Takılar bu torbalarda toplanıp kaldırılmış. Bunu okuyunca "demek ki" diye düşündüm, "Cumhurbaşkanı da bu ricasının kimse tarafından dinlenmeyeceğini tahmin ediyormuş"!
Düğünden sonra Cumhurbaşkanı´nın ricasıyla, takıların bir bölümünün "şehit ailelerine" bağışlanmasına karar verildi.
Dün Köşk´ten yapılan açıklamada, 400 bin YTL´lik takıların yarısının, en son şehit düşen 15 askerimizin ailelerine verileceği açıklandı.
Merak ettim, neden takıların yarısı? Neden en son şehit düşen askerler, daha önce şehit olanların aileleri de bu tür yardımları hak etmiyorlar mı? Doğru tavır, bu bağışın tüm şehit ailelerine ulaşacak şekilde Mehmetçik Vakfı´na yapılmasıydı.
>
KÜBRA Gül´ün düğünü vesilesiyle çekilen ve gazetelerde yayımlanan bir "aile fotoğrafı", günümüz Türkiye´sini yöneten kadronun giyim kuşam zevkleri ile ilgili olarak da net bir fikir veriyor.
İnsanların kılık kıyafetlerine göre yargılanmasından hiç hoşlanmam ancak söz konusu "heyet", Türkiye´yi yönettiği ve ülkemizi temsil ettiği için, bu konuda da bir şeyler söylemek istiyorum. Yoksa amacım, kimseyi kırmak değil. Bunu belirtip eleştiriye geçeyim.
Cumhurbaşkanı´nın pantolon boyu çok uzun ve ayakkabısının üzerine adeta yığılmış. Bence terzinin paçaları ele alıp ayakkabının topuğunun yarım santim kadar üstünde yeniden bastırması gerekiyor.
Başbakan´ın ise o elbise içindeki görüntüsü aniden boy atmış delikanlıları andırıyor. Ceket kollarına dikkat! Ayrıca, formel bir davet için giyilen koyu renk giysinin içindeki kırmızı-beyaz çizgili kravat da olmamış. Bu, elbiseye spor bir görüntü veriyor, düz bir kravat tercihi daha doğru olurdu.
Emine Hanım´ın eteğinin boyu, Hayrünnisa Hanım´ınki gibi ayakkabıyı örtecek şekilde olsaydı daha iyi olurdu. Buna karşılık Hayrünnisa Hanım´ın giydiği truvakar ceketin kollarının altından bluzunun dantellerinin çıkması da iyi değil. Bu boy ceketle, uzun eldiven daha doğru olur.
Özleyiş Topbaş´ın, pantolon üzeri uzun tunik giymesi doğru bir karar ancak döşemelik kumaş deseni yerine desensiz, koyu renk bir kumaştan diktirilseydi daha iyi olurdu.
Şimdi bazı okuyucuların bana sinirlenip "sen nereden biliyorsun" dediklerini duyar gibiyim.
Doğru, ben de bilmiyorum. Ama ülkemizin önde gelen modacılarına birkaç telefonla bu bilgileri topladım. Türkiye´yi temsil edenlerin de iyi bir danışmana ihtiyaçları olduğu, buradan ortaya çıkıyor zaten.
Cumhurbaşkanı´nın emrini takan yok
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, kızı Kübra´yı evlendirdi. Genç çifte mutluluklar diliyorum.
Düğünden önce, davetlilere hediye vermek isterlerse, Kayseri´de yetiştirilecek bir hatıra ormanına bağışta bulunmaları rica edilmişti.
Cumhurbaşkanı´nın "ricası", aslına bakarsanız bir tür "emir" sayılır. Ancak gazetelere yansıyan haberlerden anlaşıldığına göre kimse bu emri takmamış.
Gazetelerde, gelinliği diken firmanın takıların toplanması için de "özel torbalar" diktiği yazılı. Takılar bu torbalarda toplanıp kaldırılmış. Bunu okuyunca "demek ki" diye düşündüm, "Cumhurbaşkanı da bu ricasının kimse tarafından dinlenmeyeceğini tahmin ediyormuş"!
Düğünden sonra Cumhurbaşkanı´nın ricasıyla, takıların bir bölümünün "şehit ailelerine" bağışlanmasına karar verildi.
Dün Köşk´ten yapılan açıklamada, 400 bin YTL´lik takıların yarısının, en son şehit düşen 15 askerimizin ailelerine verileceği açıklandı.
Merak ettim, neden takıların yarısı? Neden en son şehit düşen askerler, daha önce şehit olanların aileleri de bu tür yardımları hak etmiyorlar mı? Doğru tavır, bu bağışın tüm şehit ailelerine ulaşacak şekilde Mehmetçik Vakfı´na yapılmasıydı.
>