Mehmet Şevket Eygi'den Diyanet İşleri Başkanı'na: Sarıklı bürokrat; cami kutsal, Reina değil!
Eygi, Reina'daki terör saldırısına ilişkin olarak Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e yönelik "Cami kutsaldır, Reina değildir" dedi
Milli Gazete Yazarı Mehmet Şevket Eygi, Reina'daki terör saldırısına ilişkin olarak, "Bu insanlık dışı katliamın bir pazarda ve bir mabette yapılmasıyla eğlence yerinde yapılmasının bir farkı yoktur. Bu gece yapılan bu terörü diğer olaylardan ayıran tek fark toplumda fitne oluşturarak yaşam biçimlerine göre toplumu bölmek ve karşı karşıya getirmektir" açıklamasını yapan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'e yönelik olarak "Sarıklı bir bürokratın, ha camide yapılmış, ha Reina’da mealindeki beyanını hoş karşılamadım. Cami kutsaldır, Reina değildir" dedi.
"Bu son uyarı" anonsunu da kullanarak manşetinden yürüttüğü "Yılbaşını kutlama" kampanyası tartışmalara yol açan ve Reina'daki katliamın ardından tepki gören Milli Gazete, "hiçbir zaman ve zeminde şiddeti gündemine almadığını" duyurmuştu. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, "Biz, inancımızı yozlaştırmaya ve kültür emperyalizmine karşı her yıl 'Yılbaşı Kutlama'yın diyoruz. Tam 44 yıldır yapıyoruz bunu. Seneye 45’inci kez yine yapacağız ve 'Yılbaşı Kutlama' diyeceğiz elbette. Bizim işimiz bu!.." ifadesini kullanmıştı.
Mehmet Şevket Eygi'nin "2017 İyi ve Güzel Başlamadı" başlığıyla yayımlanan (3 Ocak 2017) yazısı şöyle:
Türkiye 2017 yılına iyi mi başladı, kötü mü…
Lütfen bu sorunun cevabını siz veriniz.
Terör bu sefer Reina isimli lüks gece kulübünü vurdu. Otuz dokuz ölü, bazısı ağır hayli yaralı var.
Kulübe bir terörist girmiş, elindeki otomatik silahla etrafı birkaç dakika taramış.
Reina sıradan bir gece kulübü değildi, en gözde, en ünlü, en birinci, en pahalı gece kulübü.
İstanbulun çok güzel bir yerinde, Boğaz kenarında…
700 kişiyi birden ağırlayabiliyormuş.
Orada özel ve resmî polisler, korumalar vardı, terör kıyımını önleyemediler.
Oraya her vatandaş gidemiyor, giremiyordu.
Ücretleri çok yüksekti.
Zengin ve seçkin insanların mekanıydıReina.
Ölenlerin içinde bir Suudî vatandaşı varmış.
Yerliler, yabancılar.
Terör acımasız.
Ölen Müslümanlar için rahmet diliyorum.
Diğerleri için beyan-ı taziyede bulunuyorum.
Sarıklı bir bürokratın, ha camide yapılmış, ha Reina’da mealindeki beyanını hoş karşılamadım. Cami kutsaldır, Reina değildir.
Resmî ağızlar terörist bulunacaktır… Terörün başı ezilecektir… Kökü kazınacaktır buyuruyorlar.
Asıl büyük terör Haleb’te.
Arakan’da.
Bazı holiganlar Reina’daki terör ile laikliği yan yana getirmek istiyor. Onlara karşı dikkatli olunması gerekir.
Herkes şunu bilmeli ki, gerçek Ehl-i Sünnet Müslümanlığında terör meşru değildir.
Savaş askerler, muharipler arasında yapılır. Sivillere, kadınlara, çocuklara, ihtiyarlara dokunulmaz.
Türkiye’de Ehl-i Sünnet İslamlığını yok etmek veya içini boşaltmak isteyenler, farkında olmadan dolaylı yoldan teröre hizmet etmektedir.
Rafizîlik ve Necdîlik, iki terörist bid’at fırkasıdır.
Ehl-i Sünnet tasavvufunda, tarikatlarında teröre yer yoktur.
Cumhuriyetin başında, evrensel insan haklarına, din hürriyetine ve millî iradeye aykırı olarak zulmen kapatılmış bütün Sünnî tarikatlar açılmalıdır.
Tarikatları kontrol için eskiden olduğu gibi bir Meclis-i Meşayih kurulmalıdır.
Bu Meclis-i Meşayih, Diyanet gibi, laik devletin dinî bir kurumu olmamalı, bağımsız-özerk olmalıdır.
Usulüne uygun icazeti ve hilafeti olmayan ehliyetsiz ve liyakatsiz kimselerin şeyhlik yapmasına izin verilmemelidir.
Tarikatların holdingleşmesine, ticaret yapmasına izin, imkan, fırsat verilmemelidir.
Para karşılığında Mevlevî sema ayinleri yapılmasına izin verilmemelidir.
Tasavvufa ve tarikatlara; Şeriata, İslamın zahirî hükümlerine aykırı hiçbir bid’at ve bozukluk karıştırılmamalıdır.
Benim bir çare ve çözümüm var: Türkiyeyi kurtarmak istiyorsak İslama, tarikata ve tasavvufa dönülmelidir.
Gerçek Sünnî İslama, gerçek Sünnî tarikatlara.
Henüz vakit varken…
Müslümanların dikkatine
*Terörden korunmak için sadaka veriniz. Allah rızası için verilen az sadaka çok belayı ve musibeti defeder.
*Terörden, belalardan, afetlerden korunmak için Allaha iltica ediniz, O’na dua ediniz, O’ndan güvenlik isteyiniz.
*İslam dininin azgınlık olarak gördüğü kötülükleri ve günahları açıkça ve küstahça işlemekten sakınınız.
*Namaz kılmayanlar namaza başlasınlar.
*Haram gelirlerden, haram yemekten, haramla zengin olmaktan kendinizi ateşten korurcasına koruyunuz.
*Fesattan salaha, kötü şeylerden iyi şeylere hicret ediniz.
*Mü’min kardeşlerinize, günahkar olsalar bile bütünüyle düşmanlık etmeyiniz. Onların sadece günahlarına karşı olunuz, ıslahlarına dua ediniz.
*Ümmet, Hilafet, Şeriat taraftarı olunuz.
*Cemaat, tarikat, hizip, şuculukbuculuk holiganlığı yapmayınız.
*Allah’ı, Peygamberi (Salat ve selam olsun ona), Kur’anı, âhireti, Mahkeme-i Kübrayı, Cenneti, Cehennemi unutmayınız.
**
Bu saydıklarım bu fakirin öğütleri değildir. Çok faydalı, çok mübarek din kitaplarındaki çok kıymetli nasihatlerdir.
"Bu son uyarı" anonsunu da kullanarak manşetinden yürüttüğü "Yılbaşını kutlama" kampanyası tartışmalara yol açan ve Reina'daki katliamın ardından tepki gören Milli Gazete, "hiçbir zaman ve zeminde şiddeti gündemine almadığını" duyurmuştu. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, "Biz, inancımızı yozlaştırmaya ve kültür emperyalizmine karşı her yıl 'Yılbaşı Kutlama'yın diyoruz. Tam 44 yıldır yapıyoruz bunu. Seneye 45’inci kez yine yapacağız ve 'Yılbaşı Kutlama' diyeceğiz elbette. Bizim işimiz bu!.." ifadesini kullanmıştı.
Mehmet Şevket Eygi'nin "2017 İyi ve Güzel Başlamadı" başlığıyla yayımlanan (3 Ocak 2017) yazısı şöyle:
Türkiye 2017 yılına iyi mi başladı, kötü mü…
Lütfen bu sorunun cevabını siz veriniz.
Terör bu sefer Reina isimli lüks gece kulübünü vurdu. Otuz dokuz ölü, bazısı ağır hayli yaralı var.
Kulübe bir terörist girmiş, elindeki otomatik silahla etrafı birkaç dakika taramış.
Reina sıradan bir gece kulübü değildi, en gözde, en ünlü, en birinci, en pahalı gece kulübü.
İstanbulun çok güzel bir yerinde, Boğaz kenarında…
700 kişiyi birden ağırlayabiliyormuş.
Orada özel ve resmî polisler, korumalar vardı, terör kıyımını önleyemediler.
Oraya her vatandaş gidemiyor, giremiyordu.
Ücretleri çok yüksekti.
Zengin ve seçkin insanların mekanıydıReina.
Ölenlerin içinde bir Suudî vatandaşı varmış.
Yerliler, yabancılar.
Terör acımasız.
Ölen Müslümanlar için rahmet diliyorum.
Diğerleri için beyan-ı taziyede bulunuyorum.
Sarıklı bir bürokratın, ha camide yapılmış, ha Reina’da mealindeki beyanını hoş karşılamadım. Cami kutsaldır, Reina değildir.
Resmî ağızlar terörist bulunacaktır… Terörün başı ezilecektir… Kökü kazınacaktır buyuruyorlar.
Asıl büyük terör Haleb’te.
Arakan’da.
Bazı holiganlar Reina’daki terör ile laikliği yan yana getirmek istiyor. Onlara karşı dikkatli olunması gerekir.
Herkes şunu bilmeli ki, gerçek Ehl-i Sünnet Müslümanlığında terör meşru değildir.
Savaş askerler, muharipler arasında yapılır. Sivillere, kadınlara, çocuklara, ihtiyarlara dokunulmaz.
Türkiye’de Ehl-i Sünnet İslamlığını yok etmek veya içini boşaltmak isteyenler, farkında olmadan dolaylı yoldan teröre hizmet etmektedir.
Rafizîlik ve Necdîlik, iki terörist bid’at fırkasıdır.
Ehl-i Sünnet tasavvufunda, tarikatlarında teröre yer yoktur.
Cumhuriyetin başında, evrensel insan haklarına, din hürriyetine ve millî iradeye aykırı olarak zulmen kapatılmış bütün Sünnî tarikatlar açılmalıdır.
Tarikatları kontrol için eskiden olduğu gibi bir Meclis-i Meşayih kurulmalıdır.
Bu Meclis-i Meşayih, Diyanet gibi, laik devletin dinî bir kurumu olmamalı, bağımsız-özerk olmalıdır.
Usulüne uygun icazeti ve hilafeti olmayan ehliyetsiz ve liyakatsiz kimselerin şeyhlik yapmasına izin verilmemelidir.
Tarikatların holdingleşmesine, ticaret yapmasına izin, imkan, fırsat verilmemelidir.
Para karşılığında Mevlevî sema ayinleri yapılmasına izin verilmemelidir.
Tasavvufa ve tarikatlara; Şeriata, İslamın zahirî hükümlerine aykırı hiçbir bid’at ve bozukluk karıştırılmamalıdır.
Benim bir çare ve çözümüm var: Türkiyeyi kurtarmak istiyorsak İslama, tarikata ve tasavvufa dönülmelidir.
Gerçek Sünnî İslama, gerçek Sünnî tarikatlara.
Henüz vakit varken…
Müslümanların dikkatine
*Terörden korunmak için sadaka veriniz. Allah rızası için verilen az sadaka çok belayı ve musibeti defeder.
*Terörden, belalardan, afetlerden korunmak için Allaha iltica ediniz, O’na dua ediniz, O’ndan güvenlik isteyiniz.
*İslam dininin azgınlık olarak gördüğü kötülükleri ve günahları açıkça ve küstahça işlemekten sakınınız.
*Namaz kılmayanlar namaza başlasınlar.
*Haram gelirlerden, haram yemekten, haramla zengin olmaktan kendinizi ateşten korurcasına koruyunuz.
*Fesattan salaha, kötü şeylerden iyi şeylere hicret ediniz.
*Mü’min kardeşlerinize, günahkar olsalar bile bütünüyle düşmanlık etmeyiniz. Onların sadece günahlarına karşı olunuz, ıslahlarına dua ediniz.
*Ümmet, Hilafet, Şeriat taraftarı olunuz.
*Cemaat, tarikat, hizip, şuculukbuculuk holiganlığı yapmayınız.
*Allah’ı, Peygamberi (Salat ve selam olsun ona), Kur’anı, âhireti, Mahkeme-i Kübrayı, Cenneti, Cehennemi unutmayınız.
**
Bu saydıklarım bu fakirin öğütleri değildir. Çok faydalı, çok mübarek din kitaplarındaki çok kıymetli nasihatlerdir.