''MEHMET BARLAS'IN ŞEMPANZESİ KUKİ BUNLARDAN DAHA İYİ GAZETECİYDİ''
Huh hu hu diye konuşuyordu ama...En azından "hu-kuki"ydi!
Kuki
Cadı avı başladı...
“Şu 28 Şubatçı, bu 28 Şubatçı” filan denilerek, tutuklanması istenen gazetecilerin listesi yayınlanıyor. Oysa, basın camiasından “28 Şubatçı” olduğunu bildiğimiz sadece bi isim var.
Kuki.
Mehmet Barlas’ın şempanzesi.
28 Şubat sürecinin en şöhretli basın kahramanıydı... Altı aylıkken Afrika’dan kaçırılarak Türkiye’ye getirilmiş, bir aileye satılmış, o aile bakamayınca, Mehmet Barlas sahip çıkmış, evine almıştı. Gazetelere haber olmadığı gün yoktu. Televizyon programlarına bile çıktı.
Mehmet Barlas, köşesinde sık sık Kuki’den bahsediyor, yemek yerken çatal kullandığını, ağzını peçeteyle sildiğini, kola’yı bardağa koyup içtiğini, dişini fırçaladığını yazıyordu. Hatta, evin köpeği Gofret’i kuyruğundan tutup, kucağına alarak okşadığını, tanıdığı insanların boynuna sarılıp, öptüğünü, yaralı birini gördüğü zaman, yarayı üfleyerek acıyı dindirmeye çalıştığını, 30 kilo olmasına rağmen, 120 kiloluk halteri kaldırabildiğini anlatıyordu.
Maceraları efsane haline gelmişti.
Canan Barlas’ın Kuki’yi yürüyüşe çıkardığı, lunapark’a götürdüğü, oturdukları sitede salıncağa bindirdiği iddia ediliyor... “İşte Kuki’nin çok özel görüntüleri” diye, uzaktan çekilmiş paparazzi fotoğrafları yayınlanıyordu.
Bazı gazeteciler, Kuki’nin köşe yazarı yapılmasını öneriyor... Mehmet Barlas ise, cevaben, Kuki’yle karşılıklı röportaj yapıyor, bırak köşe yazmayı, genel yayın yönetmeni olabileceğini söylüyordu.
Röportaj şöyleydi.
- Sayın maymun... Bir gazeteye yönetici olsaydınız, ne gibi projelerinizi hayata geçirirdiniz?
- Gazetenin tirajı artmayınca, bakkallarda, marketlerde bedava dağıttırırdım. Sonra da bu bedava dağıtılan gazeteleri tiraj rakamına ekleyip, reklam isterdim.
(İnsanları taklit eden sayın Kuki’nin ne kadar vizyoner bi gazeteci olduğunu görüyoruz... Aynen taklit ediyorlar.)
Peki, 28 Şubatçı olduğunu nerden çıkardın derseniz... Mehmet Barlas’ın köşesinden çıkardım. 12 Eylül döneminde darbecileri evinde ağırladığı hatırlatılınca, tencere dibin kara misali, aynen şu cümleleri yazmıştı: “Kaç kere anlatacağız olayın içyüzünü... Bizim şempanze Kuki, 28 Şubatçı.”
(Sonra... Kuki büyüdü, evde bakımı güçleşti, doğal ortamlarında yaşama imkânı sağlayan Londra’daki Monkeyworld’e gönderildi. Böylece, Türk basınındaki Kuki haberleri kesildi.)
Demem o ki...
Birbirlerinin fikirlerini beğenmeyen, taban tabana zıt gazeteciler, en sert eleştirileri bile, başta Mehmet Barlas, “zekâ” ve “espri”yle yapıyordu. Can yakıcı meseleler, kahkahaya dönüşüyordu.
E bakıyoruz bugün.
Linç çığlıkları manşet.
Onu mahvet.
Bunu yok et.
Kuki bunlardan iyi gazeteciydi.
Huh hu hu diye konuşuyordu ama...
En azından “hu-kuki”ydi.
Yılmaz ÖZDİL / HÜRRİYET
Cadı avı başladı...
“Şu 28 Şubatçı, bu 28 Şubatçı” filan denilerek, tutuklanması istenen gazetecilerin listesi yayınlanıyor. Oysa, basın camiasından “28 Şubatçı” olduğunu bildiğimiz sadece bi isim var.
Kuki.
Mehmet Barlas’ın şempanzesi.
28 Şubat sürecinin en şöhretli basın kahramanıydı... Altı aylıkken Afrika’dan kaçırılarak Türkiye’ye getirilmiş, bir aileye satılmış, o aile bakamayınca, Mehmet Barlas sahip çıkmış, evine almıştı. Gazetelere haber olmadığı gün yoktu. Televizyon programlarına bile çıktı.
Mehmet Barlas, köşesinde sık sık Kuki’den bahsediyor, yemek yerken çatal kullandığını, ağzını peçeteyle sildiğini, kola’yı bardağa koyup içtiğini, dişini fırçaladığını yazıyordu. Hatta, evin köpeği Gofret’i kuyruğundan tutup, kucağına alarak okşadığını, tanıdığı insanların boynuna sarılıp, öptüğünü, yaralı birini gördüğü zaman, yarayı üfleyerek acıyı dindirmeye çalıştığını, 30 kilo olmasına rağmen, 120 kiloluk halteri kaldırabildiğini anlatıyordu.
Maceraları efsane haline gelmişti.
Canan Barlas’ın Kuki’yi yürüyüşe çıkardığı, lunapark’a götürdüğü, oturdukları sitede salıncağa bindirdiği iddia ediliyor... “İşte Kuki’nin çok özel görüntüleri” diye, uzaktan çekilmiş paparazzi fotoğrafları yayınlanıyordu.
Bazı gazeteciler, Kuki’nin köşe yazarı yapılmasını öneriyor... Mehmet Barlas ise, cevaben, Kuki’yle karşılıklı röportaj yapıyor, bırak köşe yazmayı, genel yayın yönetmeni olabileceğini söylüyordu.
Röportaj şöyleydi.
- Sayın maymun... Bir gazeteye yönetici olsaydınız, ne gibi projelerinizi hayata geçirirdiniz?
- Gazetenin tirajı artmayınca, bakkallarda, marketlerde bedava dağıttırırdım. Sonra da bu bedava dağıtılan gazeteleri tiraj rakamına ekleyip, reklam isterdim.
(İnsanları taklit eden sayın Kuki’nin ne kadar vizyoner bi gazeteci olduğunu görüyoruz... Aynen taklit ediyorlar.)
Peki, 28 Şubatçı olduğunu nerden çıkardın derseniz... Mehmet Barlas’ın köşesinden çıkardım. 12 Eylül döneminde darbecileri evinde ağırladığı hatırlatılınca, tencere dibin kara misali, aynen şu cümleleri yazmıştı: “Kaç kere anlatacağız olayın içyüzünü... Bizim şempanze Kuki, 28 Şubatçı.”
(Sonra... Kuki büyüdü, evde bakımı güçleşti, doğal ortamlarında yaşama imkânı sağlayan Londra’daki Monkeyworld’e gönderildi. Böylece, Türk basınındaki Kuki haberleri kesildi.)
Demem o ki...
Birbirlerinin fikirlerini beğenmeyen, taban tabana zıt gazeteciler, en sert eleştirileri bile, başta Mehmet Barlas, “zekâ” ve “espri”yle yapıyordu. Can yakıcı meseleler, kahkahaya dönüşüyordu.
E bakıyoruz bugün.
Linç çığlıkları manşet.
Onu mahvet.
Bunu yok et.
Kuki bunlardan iyi gazeteciydi.
Huh hu hu diye konuşuyordu ama...
En azından “hu-kuki”ydi.
Yılmaz ÖZDİL / HÜRRİYET