Mehmet Altan, Başbakan'a ateş püskürdü! Ne yazıp yazamayacağımı nasıl söylersin?
İnternette yayınlanan yeni ses kaydı Başbakan'ın Mehmet Altan'ı Star gazetesinden kovdurduğu yönünde. Mehmet Altan ses kaydı üzerine Başbakan'a ateş püskürdü.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğu iddia edilen kişi ile Mustafa Karaalioğlu olduğu öne sürülen kişiler arasında geçen telefon görüşmesi kaydı internete düştü.
İnternet sitelerinde yer alan habere göre kayıtta; Gazeteci Mehmet Altan'ın Star Gazetesi'nden kovulması için, Başbakan Erdoğan olduğu öne sürülen kişi Mustafa Karaalioğlu olduğu öne sürülen kişiye talimat veriyor..
Gazeteci-Yazar Mehmet Altan, her çarşamba akşamı Mehtap TV'de yayınlanan Akıl Defteri programında, sıcağı sıcağına ses kaydıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
BAŞBAKAN'IN SEVDİKLERİNİ YAZMAK ZORUNDA MIYIM?
"Ben Başbakan'ın sevdiklerini yazmak zorunda mıyım?" diye tepki gösteren Mehmet Altan, "Biraz önce @Bascalan tweetlerinde benle ilgili çıkan konuşma, Başbakan'ın şikayet ettiği yazı, 13 Ocak 2011'de yayınlanıyor. Başbakan'ın benim yazdığım o gazete ile ne alakası var.Oraya o genel yayın müdürü denen adama telefon edip, benim yazımı şikayet ediyor. Bu adet çok evvellerden başlamış. Başbakan'a ne benim ne yazımdan." ifadelerini kullandı.
Mehmet Altan'ın açıklamalarından satır başları:
-Sen genel yayın müdürüne telefon edip yazar hakkında ne yazıp yazamayacağını nasıl söylersin.
-Aynı şekilde Çevik Bir'in Sabah gazetesinde patronla görüşüp, "ordu rahatsız bunu atın" dediğini biliyorum. Peki bizim Başbakan'ın, Çevik Bir'den farkı ne?
-Ben Başbakan'ın sevdiği şeylerimi yazmak zorundayım. Doğru bir şey yaparsa kutlarım, yanlış bir şey yaparsa eleştiririm.
-Ona bir şekilde biat edilecek, ne söylerse söyleyecek. O Ak Partilileri de öyle alıştırdı...
-Saçma sapan konuşursan eleştiririm. Bu benim zaten iktisat mesleğim. Sen ne rahatsız oluyorsun, doğru dürüst, mantıklı konuş.
-Hani ileri demokrasiydi, özgürlüklerdi. Herkes istediğini yazıyordu, haktı hukuktu. Laf ola beri, gele...
- Düşünebiliyor musun, Başbakan bir yazarın ne yazacağına karar verip, genel yayın müdürünü arayıp ayar vermeye kalkıyor. Ayar verselerdi askerler verirdi, ne farkın var senin Çevik Bir'den! Aynı şeyi o da yapıyordu, sen de yapıyorsun.
-28 Şubat'ta olanların aynısını sen yapıyorsun. Başörtülü bacılarımız diyorsun, şimdi başörtülü bacılarla ilgili olmadık şeyleri sen söylüyorsun. Yani ne farkınız var aranızda...
İnternet sitelerinde yer alan habere göre kayıtta; Gazeteci Mehmet Altan'ın Star Gazetesi'nden kovulması için, Başbakan Erdoğan olduğu öne sürülen kişi Mustafa Karaalioğlu olduğu öne sürülen kişiye talimat veriyor..
Gazeteci-Yazar Mehmet Altan, her çarşamba akşamı Mehtap TV'de yayınlanan Akıl Defteri programında, sıcağı sıcağına ses kaydıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
BAŞBAKAN'IN SEVDİKLERİNİ YAZMAK ZORUNDA MIYIM?
"Ben Başbakan'ın sevdiklerini yazmak zorunda mıyım?" diye tepki gösteren Mehmet Altan, "Biraz önce @Bascalan tweetlerinde benle ilgili çıkan konuşma, Başbakan'ın şikayet ettiği yazı, 13 Ocak 2011'de yayınlanıyor. Başbakan'ın benim yazdığım o gazete ile ne alakası var.Oraya o genel yayın müdürü denen adama telefon edip, benim yazımı şikayet ediyor. Bu adet çok evvellerden başlamış. Başbakan'a ne benim ne yazımdan." ifadelerini kullandı.
Mehmet Altan'ın açıklamalarından satır başları:
-Sen genel yayın müdürüne telefon edip yazar hakkında ne yazıp yazamayacağını nasıl söylersin.
-Aynı şekilde Çevik Bir'in Sabah gazetesinde patronla görüşüp, "ordu rahatsız bunu atın" dediğini biliyorum. Peki bizim Başbakan'ın, Çevik Bir'den farkı ne?
-Ben Başbakan'ın sevdiği şeylerimi yazmak zorundayım. Doğru bir şey yaparsa kutlarım, yanlış bir şey yaparsa eleştiririm.
-Ona bir şekilde biat edilecek, ne söylerse söyleyecek. O Ak Partilileri de öyle alıştırdı...
-Saçma sapan konuşursan eleştiririm. Bu benim zaten iktisat mesleğim. Sen ne rahatsız oluyorsun, doğru dürüst, mantıklı konuş.
-Hani ileri demokrasiydi, özgürlüklerdi. Herkes istediğini yazıyordu, haktı hukuktu. Laf ola beri, gele...
- Düşünebiliyor musun, Başbakan bir yazarın ne yazacağına karar verip, genel yayın müdürünü arayıp ayar vermeye kalkıyor. Ayar verselerdi askerler verirdi, ne farkın var senin Çevik Bir'den! Aynı şeyi o da yapıyordu, sen de yapıyorsun.
-28 Şubat'ta olanların aynısını sen yapıyorsun. Başörtülü bacılarımız diyorsun, şimdi başörtülü bacılarla ilgili olmadık şeyleri sen söylüyorsun. Yani ne farkınız var aranızda...