MEHMET ALİ ERBİL'İN CİDDİ PSİKOLOJİK TEDAVİYE İHTİYACI VAR! MEHVEŞ EVİN TEŞHİSİ KOYDU!
Bu pot ne ilk, ne de son olacak! Basit bir dil sürçmesi değil, ne yapsam sıyırırım nasılsa zihniyeti...
M. Ali el öpse ne olur?
Erbil’in kırdığı pot yüzünden inzivaya çekilmesini beklemek saflık olur. Keşke özür dilemeyi de üçüncü sınıf bir şova dönüştürmese
Ali Eyüboğlu dün Cadde’de yazdı, Mehmet Ali Erbil alevilerden özür dilemek için Tunceli’ye gidip dedelerin elini öpecekmiş... “Mum söndü” gafı yüzünden duyduğu pişmanlık samimidir, eminim! Ne de olsa programı bu nedenle yayından kaldırıldı. Boşandığı karıları ve çocuklarını maddi olarak destekleyebilmesi, hercai yaşam tarzını sürdürebilmesi için ’şov bizinıs’ı devam ettirmesi gerekiyor.
Kimse Erbil’in Güner Ümit gibi köşesine çekilmesini veya sakin bir tatil kasabasında bir süre gözlerden uzak yaşamasını beklemiyor zaten. Haliyle hızlı davranıp eksi puanı derhal artıya geçirmek, hatta skandalı bir şova dönüştürmek tam da ondan beklenecek hareket...
Ne yapsam sıyırırım
1. Erbil’e yöneltilen eleştirilerde, kumar ve kadın düşkünlüğü illa ki referans gösteriliyor. Alt yazı, “Bu adam ahlaksızın teki, ne yapsa yeri.” Bu tavrı acımasız ve ikiyüzlü buluyorum. Oysa adamın ciddi psikolojik tedaviye ihtiyacı var... Hem ’seks bağımlığı’, hem de kumar alışkanlığı için.
2. Bu pot ne ilk, ne de son olacak. M. Ali Erbil kariyerini, zaten cinsellik göndermeli sokak tarzı seviyesiz espriler üzerine inşa etti. Zaman zaman ’kınandı’ ve tartışma konusu oldu. Fakat bunlar onu yıpratacağı yerde güçlendirdi. İşsiz kalmadı, daha çok kazandı.
3. “Erbil’in niyeti kötü değildi” savunması manasız. Yok bir de niyeti kötü olsaydı! Elbette başına gelecekleri hesaplamadı. Zaten asıl sorun da bundan kaynaklanıyor: Basit bir dil sürçmesi değil, ne yapsam sıyırırım nasılsa zihniyeti...
Şımarık üslup
M.Ali Erbil’in hayatımızdan öyle kolay kolay silinip gitmeyeceği ortada. Benim umurumda değil, çünkü kendisini izlemekten vazgeçeli yıllar oldu. Ama pek çok izleyicinin gözünde hâlâ sevilen bir komikçi. Yeni, kaliteli şovcular piyasaya çık(a)madığı sürece de bu şımarık üslup aynen devam eder.
Gitsin, öpsün bir iki dedenin elini... Tek ricam, bunu büyük bir erdem olarak sunmasınlar.
Mehveş Evin / Milliyet
Erbil’in kırdığı pot yüzünden inzivaya çekilmesini beklemek saflık olur. Keşke özür dilemeyi de üçüncü sınıf bir şova dönüştürmese
Ali Eyüboğlu dün Cadde’de yazdı, Mehmet Ali Erbil alevilerden özür dilemek için Tunceli’ye gidip dedelerin elini öpecekmiş... “Mum söndü” gafı yüzünden duyduğu pişmanlık samimidir, eminim! Ne de olsa programı bu nedenle yayından kaldırıldı. Boşandığı karıları ve çocuklarını maddi olarak destekleyebilmesi, hercai yaşam tarzını sürdürebilmesi için ’şov bizinıs’ı devam ettirmesi gerekiyor.
Kimse Erbil’in Güner Ümit gibi köşesine çekilmesini veya sakin bir tatil kasabasında bir süre gözlerden uzak yaşamasını beklemiyor zaten. Haliyle hızlı davranıp eksi puanı derhal artıya geçirmek, hatta skandalı bir şova dönüştürmek tam da ondan beklenecek hareket...
Ne yapsam sıyırırım
1. Erbil’e yöneltilen eleştirilerde, kumar ve kadın düşkünlüğü illa ki referans gösteriliyor. Alt yazı, “Bu adam ahlaksızın teki, ne yapsa yeri.” Bu tavrı acımasız ve ikiyüzlü buluyorum. Oysa adamın ciddi psikolojik tedaviye ihtiyacı var... Hem ’seks bağımlığı’, hem de kumar alışkanlığı için.
2. Bu pot ne ilk, ne de son olacak. M. Ali Erbil kariyerini, zaten cinsellik göndermeli sokak tarzı seviyesiz espriler üzerine inşa etti. Zaman zaman ’kınandı’ ve tartışma konusu oldu. Fakat bunlar onu yıpratacağı yerde güçlendirdi. İşsiz kalmadı, daha çok kazandı.
3. “Erbil’in niyeti kötü değildi” savunması manasız. Yok bir de niyeti kötü olsaydı! Elbette başına gelecekleri hesaplamadı. Zaten asıl sorun da bundan kaynaklanıyor: Basit bir dil sürçmesi değil, ne yapsam sıyırırım nasılsa zihniyeti...
Şımarık üslup
M.Ali Erbil’in hayatımızdan öyle kolay kolay silinip gitmeyeceği ortada. Benim umurumda değil, çünkü kendisini izlemekten vazgeçeli yıllar oldu. Ama pek çok izleyicinin gözünde hâlâ sevilen bir komikçi. Yeni, kaliteli şovcular piyasaya çık(a)madığı sürece de bu şımarık üslup aynen devam eder.
Gitsin, öpsün bir iki dedenin elini... Tek ricam, bunu büyük bir erdem olarak sunmasınlar.
Mehveş Evin / Milliyet