'MEHMET ALİ BİRAND UĞUR DÜNDAR'DAN DAHA KALİTELİ BİR HABERCİLİK YAPIYOR ÇÜNKÜ!..'
Mehmet Ali Birand'ın, Uğur Dündar'ın aşırı kibir kokan' açıklamaları karşısında üzülüp yanıt yetiştirmesine gerek yok...
Birand ,Dündar'dan Daha Kaliteli...
Aslında, Mehmet Ali Birand'ın, rakibi Uğur Dündar'dan basına yansıyan 'aşırı kibir kokan' açıklamalar karşısında üzülüp yanıt yetiştirmesine gerek yok...
Aksine, sevinmesi gerektiğine inanıyorum...
Hani, son dönemlerde pek bir 'fenomen adam' görüntüsüne sarılan Uğur Dündar, iki de bir çıkıp, gerilerden gelip, reyting yarışında birinci sırasına oturmuş haberci havası basıyor ya, Birand'a karşı...
Bakıyorum, haklı gibi... AGB'nin mevcut reyting ölçüm sistemine göre Star TV'nin 'ana haber reytingleri' Kanal D'nin bir parmak önünde gibi gözüküyor...
O zaman, Mehmet Ali Birand, Uğur Dündar'dan daha kaliteli bir çizgide habercilik yapıyor demektir...
Neden?..
Çünkü AGB'nin ölçüm denekleri son 14 yılda, bir tek kez bile kaliteli bir yayına gereken desteği vermediler...
Türk 'ticari TV' yayınlarının bugün vardığı aşırı kalitesizlik zeminine bir bakın, ne demek istediğimi anlarsınız...
Teknik ve mali şartları eşit kanallar arasında biri, azıcık geride gözüküyorsa, bilin ki, işin başındaki insanların diğerlerine göre biraz daha yüksek kalite anlayışı vardır...
Çünkü, 'reklamverenler' ile AGB şirketi arasındaki çalışmanın temeli, 'bütün Türkiye'nin ana profiline' oturtulmaya çalışılıyor ve deneklerin büyük çoğunluğu, Türkiye'nin ana karakterine göre belirleniyor...
Reytingler: Ulusal kültür sorunu
C1, C2, D ve E sosyo-ekonomik gruplarının ağırlık kazandığı bir yapılanmadan söz ediyoruz...
Az eğitim... Az ekonomik olanaklar... Az kültür harcaması... Hatta az okur-yazarlık...
Bunu söylediğiniz zaman, (ki, 1996 yılından bu yana söylerim ve bu şirketin Genel Müdürlük makamına kadar çağrıldım, 'Türkiye'nin geneli böyle ne yapalım' teziyle ikna edilmeye de çalışıldım) biraz kötü adam olursunuz...
Ama, bütün söylenenler, önünüze konulan Türkiye istatistikleri bir gerçeği değiştirmez: AGB'nin reyting deneklerinin 1994 yılından başlayarak günümüze kadar sürekli, kalitesiz yayınlara yüksek reyting verme kararlılığı, günümüz TV yayıncılığının karakterini, Türkiye'nin kültürel açıdan en alt seviyede olan gruplarına göre belirlenmesine yol açmaktadır...
Sene, 1994... Star'dayız... Patronla meydan muharebesi sonucunda, herkesin hemen hatırlayacağı Pazar sinema kuşağını açtırmışız... 'Parliament Sinema Kulübü' hatırladınız di' mi... Harika filmler yayınlanıyor...
Patron, yine bizim baskımızla, yönetmenliğini Oliver Stone'un yaptığı, başrolünde Kevin Costner'in oynadığı ünlü 'J.F. Kennedy' filmine iki gösterim için tam 100 bin Amerikan Doları ödemiş... Büyük bir keyifle yayınlıyoruz... Show TV ise bu filmin karşısına, insanların havalarda uçup, tuhaf sesler çıkartarak sürekli kılıçla kelle kestikleri bir 'Çin filmi' koymuş... Yanlış okumadınız, 'Çin filmi...'
Ertesi gün reytingler geliyor: J.F.Kennedy 4.9, Çin filmi 9.4 reyting almış!.. Rakamları bugün de hatırlamamın nedeni, birbirlerinin tam tersi olmaları...
TV dünyasındaki reyting maceramız işte oradan başladı, bugünlere kadar sürdü...
Şimdi tartışma, reytinglerin doğru ölçülüp ölçülmediği, bu ölçümlere bir takım parmakların karışıp karışmadığı yönünde ya...
Benim anlattığım o değil... Daha vahim... Bu denekler ile reyting doğru ölçülse de ülkenin kültürel ve sosyal geleceğine ilişkin tahrip gücünde değişecek bir durum olmayacak...
12 yıldır söylüyorum, tekrar ifade ediyorum: AGB'nin reklamverenler ile birlikte oluşturduğu reyting ölçüm sisteminin Türkiye'nin genç kuşakları ile kadın nüfusuna dönük 'kültürsüzleştirme' etkisi korkunçtur, ülkenin geleceğini etkileyecek bir ulusal güvenlik sorunu niteliği de taşımaktadır...
Ardan Zentürk /Star