MEHMET ALİ BİRAND CAN DÜNDAR'A KAÇAMAKLARINI NEDEN ANLATTI?

Gazeteci Mehmet Ali Birand, Söz Sende programında Balçiçek İlter'e çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Can Dündar’ın kaleme aldığı “Birand” adlı otobiyografisini anlatan Mehmet Ali Birand, özel hayatına dair samimi açıklamalarda bulundu. Balçiçek İlter’in “Kitapta kaçamaklarınızdan da bahsediyorsunuz. Neden anlattınız bunları?” sorusuna Birand, “Anlatmasam inandırıcı olmayacaktım. Yalan söylemek istemedim.” diye cevap verdi. TRT’yle ilgili iddialara da değinen ünlü gazeteci,

Emin Çölaşan için, “Emin, saçmasapan bir şey yazmış, Emin benim problemim değil. Benim en büyük pişmanlığım şu: bu işi usülüne göre yapmalıydım.” dedi. Mehmet Ali Birand andıç olayına da değinerek, andıcın yaşadığı en ağır olaylardan biri olduğunu belirtti. Birand, “Şemdin Sakik o dönemde çok dik durdu, namuslu davrandı.” diye konuştu.

İşte Birand’ın o açıklamaları…

KAÇAMAKLARI ANLATMASAM İNANDIRICI OLMAZDI

Anlatmasam, "Yav hiçbir şey olmadı mı?" diyecekler. İnandırıcılığı yok olacaktı kitabın. Yalan söylemek istemedim. Zamanında Cemre'nin de bana kızdığı, kırıldığı, benim de özür dilediğim bir şeydi. Onu da saklamak istemedim. Hiçbir şeyi saklamak istemedim. Ama o olay hiçbir zaman evliliğimi bozmadı. O bir şeydi, bir kere oldu, bitti. 42 sene oldu. O benim çok sevdiğim bir insandır. Bütün arkamı sağlama aldı, kol kanat gerdi.

BİR DAHA DEVLET DAİRESİNE ADIM ATMAM

Emin, saçmasapan bir şey yazmış, Emin benim problemim değil. Benim en büyük pişmanlığım şu: bu işi yapacaksan usulüne göre yap. Muhasebeci tut, ona para ver vs... 60 bin küsür belgede 60 tane usulsüz belgeden ben ceza yedim. 11 ay ceza aldım. Çok gücüme gitti. Şimdi bir sürü insana sorun, diyecekler ki, "Aaa biz Mehmet Ali'yi biliriz, TRT'de neler yaptı" diyecekler. Verdiğim ceza da 60 bin TLdir. Ama önemli olan bu değil, önemli olan bu cezanın alınması. Bu olaydan sonra devlet dairesine hiç adımımı atmadım. Oğluma da hep öyle söylerim, "Oğlum devletle iş yapma."

ANDIÇ OLAYI ÇOK AĞIRDI, ÇOK KORKTUM

Andıç yaşadıklarımın en ağırıydı. Bu öyle bir şey ki, size diyorlar; "Sen PKK'dan para almışsın, PKK'yı desteklemek için." Bu o kadar ağır bir şey ki, öyle bir leke ki. Şimdi bunu nasıl ispat edeceksin. Bankadan dekont mu alacaksın. Türkiye'de bir pislik atıldı mı orada kalıyor. Gazetelerin manşetlerinden dolayı. Çok korktum. Çünkü aynı anda bir takım insanlar kendini askere yaklaştırmak için ailenizi vuruyor. Ailem öldürülebilirdi. Bitekim sonradan çıktı. Yeşil'e görev verilmiş, bizim eve kadar girmiş. Sonra ne olduysa vurma emrini kaldırmışlar. İnanın bu kitabı okuduktan sonra, yaşadıklarımdan yoruldum.

ŞEMDİN SAKIK DİK DURDU

Şemdin Sakık o dönem çok dik durdu, namuslu davrandı. "Ben bunları söylemedim." dedi. Çok rahatlıkla askerle anlaşabilirdi. Ama yapmadı. Dik durdu. Namuslu bir şekilde, "Bunlar bana ait değil." dedi. Ama sonrasında da çıkıp bizim gazeteci takımına öyle laflar etti ki, hayal kırıklığı oldu. Bir dengesizlik var.

KÜRT OLMAKLA DA GURUR DUYUYORUM

Ailenin anne tarafı Kürt. Elazığ Palu'da doğmuş babası. Ailem bunu özellikle mi sakladı bilmiyorum ama. Benim çocukluğumda hiçbir zaman bir Kürtlük bahsi olmadı. Baba tarafı Karadeniz Ereğlisiydi bu çok konuşulurdu. Orada kömür madenleri varmış. "Kafası yıkılasıca" diye Celal Bayar'dan bahsederlerdi. Çünkü millileştirilmiş madenler, paralar gitmiş. Kürtlükten ise kimse bahsetmiyordu. Ne zamanki yıllar geçti, ben Kürt sorunuyla ilgilenmeye başladım. Sonra evlendim, eşim Cemre dedi ki, "Senin ailen nereden geliyor, dur bir araştırayım." dedi, dayıma sordu. Dayım da dedi ki, "Sen yarı yarıya Kürtle evlendin." aslında. Öylece Kürtlüğümüz çıktı ortaya. Ben kendimi bir Kürt milliyetçisi gibi hissetmiyorum. Ben Türküm. Türk olarak Kürtlerin hakkını daha ciddiye alıyorum. Kürt olduğum ortaya çıktı ama bununla da gurur duydum.

EVDE 35 TANE SAATİM VAR

İlter’in saatlerini sorması üzerine ise Birand şöyle konuştu: Bütün saatlerimi kendim alıyorum, kendi paramla alıyorum. Sponsor olacaksa da çok kıymetli bir saat olmalı. Yoksa olmaz. Evde 35 saatim var.