Medyanın "Ciner" sessizliğine manşetten isyan etti: 16 cana sessiz kalmak...
Diriliş Postası, Siirt'te yaşana maden faciasını görmezden gelen medyayı eleştirerek "16 cana sessiz kalmak itidal değil, ölüm sessizliğidir" manşetiyle çıktı.
Hükümete yakınlığıyla bilinen Diriliş Postası, Siirt'te yaşana maden faciasını görmezden gelen medyayı eleştirerek "16 cana sessiz kalmak itidal değil, ölüm sessizliğidir" manşetiyle çıktı.
Gazete, "Siirt Şirvan'da hakkaniyet, adalet ve insaniyet ölmüştür. Göçük altındaki 16 cana suskun kalan medyanın sessizliği, itidal değil, kaybettiği insanlık sınavının sessizliğidir" ifadelerini kullandı.
Sayfanın altında madenin Ciner Grubu'na ait olduğunu da hatırlatan gazete şöyle devam etti:
"Siirt Şirvan ilçesine bağlı maden köyünde, Ciner Grubu'na bağlı Park Elektrik'e ait bakır madeninde 3 gün önce, gece vardiyasında işçiler çalışırken meydana gelen göçükte 9'u kamyon şoförü, 7'si kepçe operatörü olmak üzere 16 işçi göçük altında kaldı. Bugün itibariyle 11 insan hala toprak altında bulunuyor. Yakınları, işçileri yutan dağın eteklerinde yapayalnız, umutla dua ederek bekliyor."
İŞTE GAZETENİN O MANŞETİ...
Siirt’in Şirvan ilçesine bağlı Maden Köyü’nde Ciner Grubu’na bağlı Park Elektrik’e ait bakır madeninde 3 gün önce gece vardiyasında işçiler çalışırken meydana gelen göçükte 9’u kamyon şoförü, 7’si kepçe operatörü olmak üzere 16 işçi göçük altında kaldı. Bugün itibariyle 11 insan hâlâ toprak altına bulunuyor. Yakınları, işçileri yutan dağın eteklerinde yapayalnız, umutla dua ederek bekliyor...
İşçiler, insanların hesabını aşan bir kaza sonucu değil geçim derdiyle mecbur kaldıkları kapitalizm tarafından yutuldu. 16 gariban işçiyi yutan; topraklar, kayalar değil, maliyet hesapları, kotalar ve insan hayatını gider kalemi sayan sistemdir.
Göğsümüzü sıkıştıran insani öfkeyle nefesimizin yettiği kadar şöyle haykırıyoruz: Uçurum kenarlarında, toprak altında üç kuruş para için ölümü pahasına çalışan işçilerin canı dünyanın bütün siyasi hesaplarından daha acil, daha önemlidir.
İşçilerin canlarını, arkalarında bıraktıkları yetimlerini, gazete binalarının cam kapısının çatlağı kadar ciddiye almayan medyanın hangi hesaba göre pozisyon aldığını anlamadık ve anlamayı reddediyoruz. Seyyid-i Kâinat Hazreti Ahmed Muhammed Mustafa Sallallâhu Aleyhi ve Sellem Efendimiz’in verdiği emir üzere işçinin canını, hakkını müdafaa ve muhafaza vazifesi bugünün dayatılan bütün dengelerinin üzerindedir
Gazete, "Siirt Şirvan'da hakkaniyet, adalet ve insaniyet ölmüştür. Göçük altındaki 16 cana suskun kalan medyanın sessizliği, itidal değil, kaybettiği insanlık sınavının sessizliğidir" ifadelerini kullandı.
Sayfanın altında madenin Ciner Grubu'na ait olduğunu da hatırlatan gazete şöyle devam etti:
"Siirt Şirvan ilçesine bağlı maden köyünde, Ciner Grubu'na bağlı Park Elektrik'e ait bakır madeninde 3 gün önce, gece vardiyasında işçiler çalışırken meydana gelen göçükte 9'u kamyon şoförü, 7'si kepçe operatörü olmak üzere 16 işçi göçük altında kaldı. Bugün itibariyle 11 insan hala toprak altında bulunuyor. Yakınları, işçileri yutan dağın eteklerinde yapayalnız, umutla dua ederek bekliyor."
İŞTE GAZETENİN O MANŞETİ...
Siirt’in Şirvan ilçesine bağlı Maden Köyü’nde Ciner Grubu’na bağlı Park Elektrik’e ait bakır madeninde 3 gün önce gece vardiyasında işçiler çalışırken meydana gelen göçükte 9’u kamyon şoförü, 7’si kepçe operatörü olmak üzere 16 işçi göçük altında kaldı. Bugün itibariyle 11 insan hâlâ toprak altına bulunuyor. Yakınları, işçileri yutan dağın eteklerinde yapayalnız, umutla dua ederek bekliyor...
İşçiler, insanların hesabını aşan bir kaza sonucu değil geçim derdiyle mecbur kaldıkları kapitalizm tarafından yutuldu. 16 gariban işçiyi yutan; topraklar, kayalar değil, maliyet hesapları, kotalar ve insan hayatını gider kalemi sayan sistemdir.
Göğsümüzü sıkıştıran insani öfkeyle nefesimizin yettiği kadar şöyle haykırıyoruz: Uçurum kenarlarında, toprak altında üç kuruş para için ölümü pahasına çalışan işçilerin canı dünyanın bütün siyasi hesaplarından daha acil, daha önemlidir.
İşçilerin canlarını, arkalarında bıraktıkları yetimlerini, gazete binalarının cam kapısının çatlağı kadar ciddiye almayan medyanın hangi hesaba göre pozisyon aldığını anlamadık ve anlamayı reddediyoruz. Seyyid-i Kâinat Hazreti Ahmed Muhammed Mustafa Sallallâhu Aleyhi ve Sellem Efendimiz’in verdiği emir üzere işçinin canını, hakkını müdafaa ve muhafaza vazifesi bugünün dayatılan bütün dengelerinin üzerindedir