Medyadaki o isimlere ‘şöhret zehirlenmesi uyarısı’! ‘Had bilmek lazım…’
Murat Çelik, medyadaki bazı isimler tarafından Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik yapılan sert eleştirilere tepki gösterdiği bugünkü yazısında, “‘Yorum’ adı altında alay ya da hakaret eden, insanları aşağılayan tavırlara itiraz ediyorum” dedi ve ekledi: “Had bilmek lâzım. Saygı duymak, saygın olmak lâzım.”
Posta gazetesi yazarı Murat Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik medyadan yükselen sert eleştirilere dair bir yazı kaleme aldı.
‘ŞİŞKİN EGO VE ŞÖHRET ZEHİRLENMESİ’
“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilemedi. Seçimi kaybetti. ‘Girdiği bu seçimi de kaybeden Kılıçdaroğlu istifa etmeli, görevi bırakmalı’ diyebilirsiniz. Sizin görüşünüzdür, saygı duyulur. Ama tutup bahse konu siyasetçi hakkında değişik benzetmeler yapamazsınız. O insanı aşağılayamaz, onunla dalga geçemezsiniz. Eleştiri ayrı, hakaret ayrı şey” değerlendirmesinde bulunan Çelik, devamında medyadaki isimleri kategorilere ayırdı:
“Bizim sektördekileri birkaç kategoriye ayırmak mümkün. Ortak özellikleri şişkin ego ve şöhret zehirlenmesi… Bunların yanı sıra başka alanlarla iştigal edip yazılı ya da görsel medyada kendine yer bulanlar var. Yazılarıyla, yorumlarıyla gündem oluşturan, gündeme yön veren, bazen de gündemi manipüle edenler… Bir de yine bambaşka sektörlerden gelip belli bir süre aktif siyaset yapmış, ardından medyada yazar ya da yorumcu olmuş olanlar var. Siyasi görüşleri doğrultusunda tek yanlı yorumlar yapıp karşıt görüş sahiplerine söz hakkı tanımayanlar…”
Söz konusu bu kişilerin ortak özelliklerini ‘egolarının boylarından büyük olması’ olarak tanımlayan Murat Çelik, yazısını bir uyarıyla tamamladı:
“Bu durumdaki ‘ünlü’lerin bir ortak özelliği daha var: Unutkanlık. Geçmişi unutuyorlar. Geçmişte onlar gibi davrananların akıbetini unutuyorlar. Yakın geçmişte aynı zehre esir olan niceleri sahneden silindi. Kimler unutulup gitti bu medyada, siyasette, ülkede… Adını artık kimsenin hatırlamadığı ne eski ‘şöhretler’ var. Unutmamak lâzım. Had bilmek lâzım. Saygı duymak, saygın olmak lâzım.”
Murat Çelik’in ‘Medya, had bilmek ve unutmamak...’ başlıklı yazısı şöyle:
Polemik yaratmaktan kaçındığım için isim vermeyeceğim. Polemikler içerikleri öldürüyor çünkü.
Ve o polemikler, zehirlenmeye yol açan şöhreti artırıp egoları daha da şişiriyor. Mevzumuz bizim sektörde yer alan ‘bir kısım ün sahibi’nin son dönem iyice zıvanadan çıkması…
‘Bir kısım medya mensubu’ var. Kimi gazetedeki köşesinden, kimi televizyon ekranlarından, sadece ahkâm kesiyor. İnsanların yorum yapma hakkına elbette saygım var.
Ama ‘yorum’ adı altında alay ya da hakaret eden, insanları aşağılayan tavırlara itiraz ediyorum. ‘Medya mensubu’ sıfatıyla itibar sniper’lığı (keskin nişancı) yapanlara sözüm.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilemedi. Seçimi kaybetti. “Girdiği bu seçimi de kaybeden Kılıçdaroğlu istifa etmeli, görevi bırakmalı” diyebilirsiniz. Sizin görüşünüzdür, saygı duyulur.
Ama tutup bahse konu siyasetçi hakkında değişik benzetmeler yapamazsınız. O insanı aşağılayamaz, onunla dalga geçemezsiniz. Eleştiri ayrı, hakaret ayrı şey.
Gündemdeki isim Kılıçdaroğlu olduğu için böyle başladım. Aynı prensipler bütün siyasetçiler, bütün liderler için geçerli. Misal, Recep Tayyip Erdoğan için kullanamayacağınız ifadeleri, sıfatları Kemal Kılıçdaroğlu için de kullanamazsınız, kullanmamalısınız.
Mesela Devlet Bahçeli’ye söyleyemeyeceğiniz sözcükleri Meral Akşener’e de söyleyemezsiniz, söylememelisiniz.
*
Bizim sektördekileri birkaç kategoriye ayırmak mümkün. Ortak özellikleri şişkin ego ve şöhret zehirlenmesi… Yukarıda özellikle ‘gazeteci’ değil ‘medya mensubu’ dedim. Muhabirlikten, habercilikten gelmeyen ama köşe yazan ya da ekranlarda yorum yapanlar var mesela… Bunların yanı sıra başka alanlarla iştigal edip yazılı ya da görsel medyada kendine yer bulanlar var.
Yazılarıyla, yorumlarıyla gündem oluşturan, gündeme yön veren, bazen de gündemi manipüle edenler…
Bir de yine bambaşka sektörlerden gelip belli bir süre aktif siyaset yapmış, ardından medyada yazar ya da yorumcu olmuş olanlar var. Siyasi görüşleri doğrultusunda tek yanlı yorumlar yapıp karşıt görüş sahiplerine söz hakkı tanımayanlar…
Genellemeler risklidir. Söz ettiğim insanların içinde üslubuyla saygıyı hak edenler de yok değil ama yok denecek kadar az. Çoğu maalesef bahsettiğim gibi. Ve bu kişilerin ortak özelliği, egolarının boylarından büyük olması. Hemen hepsi şöhret zehirlenmesi yaşıyor.
Bu durumdaki ‘ünlü’lerin bir ortak özelliği daha var: Unutkanlık. Geçmişi unutuyorlar. Geçmişte onlar gibi davrananların akıbetini unutuyorlar. Yakın geçmişte aynı zehre esir olan niceleri sahneden silindi. Kimler unutulup gitti bu medyada, siyasette, ülkede…
Adını artık kimsenin hatırlamadığı ne eski ‘şöhretler’ var. Unutmamak lâzım. Had bilmek lâzım. Saygı duymak, saygın olmak lâzım.