MEDYADA ESKİ DEFTERLER YENİDEN AÇILDI!.. DOĞAN-KARAMEHMET KAVGASI SERTLEŞTİ!...
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)'nun 2002 yılında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devrettiği Pamukbank'la ilgili tartışmalar son dönemde yeniden alevlendi...
Ergenekon iddianamesinde geçen telefon görüşmeleri Doğan Grubu ile Çukurova'yı karşı karşıya getirdi. Yeni Şafak, Akşam, Sabah ve Star gazetelerinde yayınlanan telefon kayıtlarına göre dönemin Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, BDDK başkan yardımcısı olduğu belirtilen ve kod adı Ali Vural olan kişiye Pamukbank'ın fona devredilmesi yönünde talimatlar verdi.
BDDK'daki aynı isim Doğan Medya Yönetim Kurulu'ndaki kod ismi Veli Dural olan kişiyle yaptığı görüşmede de, "Her şeyi Mesut ve Aydın bey (Aydın Doğan) ayarladı, merak etmeyin." dedi. İddialardan sonra patronluğunu Mehmet Emin Karamehmet'in yaptığı Akşam gazetesinde Doğan Grubu'na ağır eleştiriler yöneltildi.
Doğan Grubu ise iddiaları gülünç diye nitelendirirken yargı yoluna başvuracağını açıkladı. Tartışmaya Pamukbank'ın Yapı Kredi ile birleştirilmemesi yönünde Mr. Anderson adındaki bir kişi vasıtasıyla BDDK'ya telkinde bulunduğu öne sürülen Citibank da dahil oldu.
ABD'li finans devi gazetelerde belirtildiği gibi bir pazarlığın içine girmediklerini kaydederek, "Mr. Anderson diye de bir danışmanımız olmamıştır." ifadelerini kullandı. Dönemin BDDK Başkanı Engin Akçakoca da suçlamaları reddetti.
"BDDK, Pamukbank'ın alınması istenen tedbirleri almadığını, hakim ortakların banka kaynaklarını lehlerine kullandığını, bankanın yükümlülüklerinin toplam varlıklarının değerini aştığını, faaliyetine devamının tehlike arz ettiğini tespit etmiştir. Tamamen yasal hükümlere uygun olarak Pamukbank'ın TMSF'ye devrine karar verilmiştir." diyen Akçakoca, iddia sahipleri hakkında dava açacağını duyurdu.
Ergenekon iddianamesindeki telefon kayıtlarını ilk fark eden Yeni Şafak, 13 Ağustos'ta "Pamukbank'ta şaibeli diyaloglar" başlığıyla haberi okurlarına duyurdu. Ertesi gün Akşam konuyu tartışmaya açarak "Şok belge: İşte Pamukbank'ı böyle gasp etmişler" manşetini attı.
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut ise "Gerçek nihayet ortaya çıkıyor" başlıklı köşe yazısında dış çevrelerle bağlantılı bazı karar vericilerin o dönemde iki banka (Yapı Kredi ve Pamukbank) ve Turkcell gibi kârlı kuruluşları elinde bulunduran Çukurova'dan rahatsız olduklarını ve bankanın fona devredilmesinin de ekonomik değil, siyasi mülahazalarla alınmış bir karar olduğunu yazdı.
Yayınlarını sürdüren Yeni Şafak, Jandarma İstihbarat'ı tarafından hazırlandığını belirttiği dökümlerde geçen Ali Vural ve Veli Dural kodlu isimlerin istihbarat birimleri tarafından rumuzlandığını öne sürdü. Söz konusu yayınlardan rahatsız olan Doğan Grubu ise ilk cevabı Hürriyet üzerinden verdi.
Konuşmaların ve isimlerin hayali olduğunu yazan Hürriyet'in genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, "Tedavül mevsimi" başlığını taşıyan yazısında iddiaları komplo teorisi olarak değerlendirdi ve yalanladı. 15 Ağustos'ta ise Yeni Şafak dönemin BDDK üyesi Kemal Çevik ve Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz ile görüşerek, el koyma kararının arkasındaki beynin Kemal Derviş olduğunu öne sürdü.
Doğan Grubu'na bağlı gazeteler de Karamehmet'in batmasından kendilerinin değil, bizzat Çukurova Grubu'nun patronunun sorumlu olduğunu ortaya koyan haberler yayımladı. Haberlerde Pamukbank'ın 1989'dan itibaren mali yapısının bozulduğu, bundan ötürü Hazine tarafından yakın takibe alındığı ve bankanın sürekli olarak kendi grup şirketlerine kredi kullandırmasından ötürü 2002'de 2 milyar dolarlık zararla fona devredildiği anlatı