"MEDYA PAVYONUN SON BAKİRESİ" KENDİNİ DEŞİFRE ETTİ!.."O YAZIDA TARİF EDİLEN A.A. BENİM"!..

Soner Yalçın'ın son kitabı 'Siz Kimi Kandırıyorsunuz?' kitabındaki bir iddiayı Oray Eğin bugünkü köşe yazısına taşımış ve 'Babaları MİT'çi 3 gazetecinin isimlerinin baş harflerini yazarak bu 3 gazeteciyi tarif etmişti.

Usta gazeteci ve televizyoncu Ayşenur Arslan, medyatava sitesine gönderdiği açıklama ile 'O yazıda tarif edilen 'A.A BENİM' dedi.



EĞLENCELİ BİR AÇIKLAMA!



Sevgili Soner Yalçın, çok zarif bir ifadeyle imzalayıp gönderdiği son kitabında beni ölümsüzleştirdi! "Babası MİT´te çalışan gazetecilerden" biri olarak, baş harfleriyle de olsa, adımı andı.


Sevgili Oray Eğin de, köşesinde "katkıda" bulundu. Gerçi o da açıktan yazmadı ama, öylesine ilginç ve derin ipuçları verdi ki, ben bile onun "BEN" olduğumu bir bakışta anladım!


Evet, o BEN´im.


Yani, babası MİT´te çalışan 3 gazeteciden biri, BEN oluyorum.


Doğrusu, bu "çalışma" meselesi tam 32 yıl önce sona erdiği için, kendimi teşhis etsem de açıklama yapma ihtiyacı hissetmemiştim. Ama konu, en çok satan yazarlardan birinin kitabından, en çok okunan köşelerden birine taşınınca gururum o kadar okşandı ki sahneye çıkmadan yapamadım!


Ve madem ki sahneye çıktım. Öyküyü anlatmalıyım. Ancak, hemen belirteyim, bu öykünün ana kahramanlarından biri, adını açıklamak kendisine düşeceği için sadece "BABAM" diye anılacaktır.


BABAM, Kuleli mezunu askerdi. Yüzbaşı rütbesinde çok ağır bir kanser vakasıyla Ordu´dan kopmak zorunda kaldı. Birkaç iş denedikten sonra, o sıra askerlerin rağbet gördüğü MİT´e girdi. İlk gençlik yıllarımda, bu benim açımdan "öyle uluorta konuşulmaması gereken bir iş" olmanın ötesine geçmemişti. Babam Başbakanlık´ta çalışıyordu. Çevremizde hemen herkese böyle söylüyorduk. Yazları da, kime sorsanız "MİT´in kampı şu yoldan dümdüz gidip sağa dönünce" diye tarif ettiği Başbakanlık Kampı´nda geçiriyorduk!


Ha MİT, ha Başbakanlık! Farkının farkında olmadığım günlerdi. İlginçti.


Ancak sonra ben büyüdüm. Lise sonda başlayan sorular, üniversitede çoğaldı.


Benim açımdan babamın nerede çalıştığı "önemli" olmaya başladı. Önemliydi, çünkü benim ve arkadaşlarımın / kuşağımın temsil ettiği herşeyin "karşısında" duruyordu.


Doğal baba-kız çatışma