"MEDYA PATRONUNA VURMAK YOL OLDU!.." AHMET HAKAN AKŞAM'IN MANŞETİNDE FEHMİ KORU'YU GÖRÜNCE NE YAPTI?

Dün Akşam Gazetesi´nin birinci sayfasını görünce, bu taktiğin ne kadar acemi, ne kadar müptedi, ne kadar arkaik ve ne kadar işe yaramaz olduğunu fark ettim...

Medya patronuna vurmak yol oldu

EĞER bir gazetenin herhangi bir köşe yazarı bana saldırırsa...

Benim buna karşı izlediğim biricik taktik şudur:

"Misliyle karşılık veririm... Göğüs göğüse çarpışırım... Asla pusu kurmam."

Fakat... Dün Akşam Gazetesi´nin birinci sayfasını görünce, bu taktiğin ne kadar acemi, ne kadar müptedi, ne kadar arkaik ve ne kadar işe yaramaz olduğunu fark ettim...

Ve kendi kendime şöyle mırıldandım:

"Oğlum Ahmet... Sen de ´cin gazeteci´ falan diye geçinirsin... Taktiklerin efendisi olduğunu sanırsın... Akşam´ın birinci sayfasına bak da, taktiğin kralı neymiş, cinliğin dorukları nerelerde imiş, bir güzel anla."

Acı gerçekle yüzleşmiştim: "Ben oldum artık" diye hava atarken, birden acemiliğim, müptediliğim, iş bilmezliğim kabak gibi ortaya çıkmıştı...

Çünkü...

Akşam Gazetesi´nin dünkü birinci sayfasında bir "yazı dizisi"nin anonsu yer alıyordu ve bu anons "medyada göğüs göğüse çarpışma" taktiğini yerle bir ediyordu...

* * *

Akşam´ın birinci sayfasındaki anonsun başlığı şuydu: "Fehmi Koru, Gül´ün Kürt Sorunu Şifresini Anlattı..." Altında ise şu ifade vardı: "Gülay Altan´ın kaleminden Yarın Akşam´da."

Hadi her gün iki farklı sütundan ve beş ayrı televizyon kanalından gündemdeki konularla ilgili görüşlerini kamuoyuna anlatan bir gazetecinin, bir de yazı dizisiyle görüşlerini kamuoyuna aktarmasına zemin olmanın garabetini bir tarafa bırakalım...

"Fehmi Koru röportajı"na bir tür "Obama röportajı" muamelesi çekilmesindeki tuhaflığı da görmezden gelelim...

Peki bundan 15 gün önce Akşam´ın Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya´nın yazdığı yazıyı nereye koyacağız?

Bakın ne diyor yazısında Küçükkaya:

"(Gazeteci) Fehmi Koru, (patronumuz) Mehmet Emin Karamehmet´e, ´Gazeteni okumuyorsun, başın derde girecek´ diyor. Bunu derken, ´Gazetende benimle ilgili yazılar çıkıyor, bu senin başına dert açacak, benim devletin tepesindekilerle, etkili bakanlarla çok iyi ilişkilerim, TMSF´de dostlarım var´ mesajını veriyor. Bu kadar da olur mu? Devleti yönetenler, kurumların başındakiler, senin kişisel intikamını, kendilerine verilen kamu otoritesini kullanarak almayı düşünebilirler mi? İnsaf!"

Ne çıkıyor bu yazıdan?

Şu çıkıyor: Akşam Gazetesi´nde Fehmi Koru aleyhinde yazılar yayınlanmış... Fehmi Koru, yazıyı yazanla göğüs göğüse çarpışmak yerine tutmuş Akşam´ın patronu Karamehmet´e saldırmış... Üstelik Karamehmet´i "Senin Ankara´da mali işlerin var / Benim de Ankara´da dayılarım var" diyerek tehdit etmiş...

Sonuç? Sonuç şu: Fehmi Koru´nun Akşam´ın birinci sayfasında itibarla ağırlanması...

* * *

Böylece...

"Muhafazakár medyanın şeytani zekásı" Fehmi Koru, Türk matbuat tarihine altın harflerle geçecek yeni bir mücadele yönteminin fitilini ateşlemiş oldu...

Artık elimizde, "Gazetenin sahibine vur / Gazetenin manşetine kurul" şeklinde özetleyebileceğimiz hayli işe yarar, hayli kullanışlı ve hayli sonuç alıcı bir mücadele yöntemi var...

Ne diyeyim?

Çok sağ ol Fehmi Abi...

Biz buralarda şövalyelik taslarken, sen bize pusu kültürünün en görkemli örneklerinden birini sundun... Senden öğreneceğimiz daha çok şey var be abi...

Ahmet Hakan/Hürriyet