MEDYA PATRONU ETHEM SANCAKTAR NURİYE AKMAN'A KONUŞTU: İDOLÜM TAYYİP ERDOĞAN O'NA SEVDALIYIM!..PEKİ ERDOĞAN "KANAL 24 SEYRETMEYİN,STAR GAZETESİNİ ALMAYIN" DESE NE YAPARDI?..
Eski komünist, Aydınlıkçı, CHP delegesi, yeni TÜSİAD üyesi ve Star Gazetesi ve Kanal 24'ün sahibi Ethem Sancak ilginç açıklamalar yaptı, eleştirileri yanıtladı.
Bir zamanlar Karl Marks'a ve Mao'ya ilgi duymasına rağmen, kafasını omuzlarının dışında bir yere kiraya vermediğine vurgu yapan Sancak, kimseye itaat etmediğini savunuyor. Ancak, şimdilerde en önemli idolünün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söylemekten kaçınmıyor.
Bunu da Erdoğan'ın, ideallerine uygun davranmasına dayandırıyor. AK Partili olmadığının altını çiziyor ve ekliyor: "Adamın sevdalısıyım." Aydın Doğan ile Başbakan arasında yaşanan tartışmayı sanal bulan Sancak, başka işler yapmaya kalktığı zaman basını uyarmanın da Başbakan'ın görevi olduğunu düşünüyor.
"Boykot çağrısı benim grubum için yapılsaydı, böyle bir tepki çekmek için neler yapıyorum diye dönüp kendime bakardım." diyor.
Ethem Sancak, ilaç dağıtımı sektörünün yüzde 40'ını elinde bulunduran Hedef Alliance'ın sahibi. Tarım ve hayvancılık alanında da büyük yatırımları var.
Eski komünist, TİKP'li ve Aydınlıkçı, eski CHP delegesi, yeni TÜSİAD üyesi ve daimî seyyid, yani Hz. Muhammed'in soyundan gelme bin beş yüz kişilik Siirtli bir ailenin reisi.
Üstüne üstlük Tayyip Erdoğan sevdalısı. Tarihe ve ineklere meraklı. Tüm şapkalarını sayarsam söyleşiye yer kalmayacak.
O yüzden Star Gazetesi ve Kanal 24'ün sahibi olarak medya patronu şapkasını da belirtip duruyorum.
Hayat öyküsü, Türkiye'yi, cumhuriyet projesinin serüvenini temsil edebilecek nitelikte. İyi bir sinemacının elinde müthiş bir film olurdu.
Yaklaşık iki saatlik görüşmemizden sonra kendisinde şeytan tüyü olduğuna karar verdim. Çok sevimli, çok içten, çok doğrucu Davut.
Tek itirazım bir siyasi lidere bu kadar çok angaje olması.
Fakat kişinin beyanı esastır. Çizdiği portre gibi yaşıyorsa, aslında Tayyip Erdoğan'ı değil, demokrasiyi destekliyorsa başımdaki tek şapkayı yani sorguculuğumu ona kaldırıyorum.
Siz para babası mısınız? Yoksa keşif ehlisi misiniz?
Para babası olmadığım kesin. Ben kolektif bir varlığın başı olarak büyük görünüyorum. Ama bin beş yüz kişilik bir ailem var. Geldiğimiz eski gelenek uyarınca yakın zamana kadar mal ayrımı olmadı aramızda. Bir süre önce birkaç yeğenim ayrılıp kendi işlerini kurdular. Bütün ailenin varlığını temsil eden, tasarruf yetkisi olan bir adamım. Öyle olunca büyük görünüyor para. Halbuki tek tek fertlere bölününce o kadar büyük kalmaz.
Size aşiret diyebilir miyiz?
Yok, aşiret zorbalık içerir. Biz Peygamber soyundan geldiğimizi varsayıyoruz. Dolayısıyla ailenin bazı özellikleri var. İşte haksızlığa karşı durma. Doğruyu söylemek, kendini kamuya feda edebilme becerisi. Hani eline, beline, diline sağlam olmak diye Hacı Bektaş-ı Veli'nin tarif ettiği gelenek. Komşun aç yatarsa sen bizden değilsin. Veya zulmü gördüğün zaman elinle, elin yetmiyorsa dilinle, dilin yetmiyorsa gözünle karşı çıkmazsan sen bizden değilsin. İşte bu gelenek bir arada tutmuş aileyi. Ve maddiyatın hiç önemsenmediği bir kültürü var ailenin. Ortak mal var. Bütün aile bundan istifade edebiliyor. Bu da genellikle ailenin lideri dediği kişinin üzerine kayıtlı oluyor. Daha önce babamın üzerine kayıtlıydı.
Sonra niye siz oldunuz lider?
Babam bu aileyi geleceğe bu adam taşır diye hissetti. Babanın önerisi yetmiyor tabii ki. Sizde de bir şey yoksa bir süre sonra aile sizi bir kenara koyuyor. Ben ailenin hizmetkârıyım. Ailenin en büyüğünden en küçüğüne kadar bütün sorunlarını çözmek aile geleneklerinin bekçisi olma zorunluluğu var. İşte kumar oynamayacak, kötü alışkanlığı olmayacak. Karısını aldatmayacak, dövmeyecek...